Asım Yenihaber

Asım Yenihaber

Onun porşesi var; fakat ruhunu satmış!

Onun porşesi var; fakat ruhunu satmış!

Türkiye’nin Başbakanı ile ABD’nin Başkanı Vaşington’da müzakere halindeyken, Şam’da Beşşar Esat kısa kollu gömleği ile porşesine binmiş, fink atıyor! Şam yönetiminin dünyaya dağıttığı resim bu!

Başkan -Başbakan resmi ile bu resmi birlikte yorumlamaya mecburuz.
Sanki mamur şehirlerin, Halep’in, Şam’ın belli başlı mahalleleri yerle bir olmamış, Halep Emeviye Camii ve binlerce tarihin şahidi umran eserleri yerinde duruyor… Esed’in keyfi yerinde!

Onun porşesi var, fakat ruhu yok!
Arabasına atlayıp gezen bir cesetten ibaret, Esed.
Esed cesedine kim kan veriyor?

Türkiye’nin ulusalcıları mı? Ulusalcıların kuyruğuna takılmış CHP zihniyeti mi? Elbette onlar bunu yapmak istiyor, fakat güçleri ne, çapları ne kadar? Hani derler ya: Cirmleri kadar yer yakarlar!
Cirmleri cim karnında bir nokta…

Fakat Esed’e asıl dayanak olanlar İsrail ve Hıristiyan batı!
Bunu kolay, hazır kalıp bir zıtlıktan çıkarmıyoruz. Elbette ciddi dayanakları var.
Batı zihni, Esed’den çok, Esed sonrasından kuşkulu… Çünkü, Suriye’de laik Esed diktatörlüğünün yerine İslâmi bir yönetim gelecek. Türkiye ile Suriye’nin ilişkileri daha da gelişecek.

Bu durum en fazla Türkiye’nin işine yarayacak; Türkiye güçlenecek.
Batılı zihin bu durumda ne düşünür?

Suriye’de olup biten önemli değil, ülke tahrib olsun, insanlar ölsün; bunlar mühim değil, asıl önemli olan Türkiye kazanmasın!

“Onların yerine sen düşünüyor olmayasın” diyenler olabilir. Demekte serbestler.
Bu zihni bütün açıklığı ile ortaya koyanlardan biri, Daniel Pipes! Mecra ise The Washington Times.

Adam lafı eğip bükmüyor. Apaçık, dosdoğru söylüyor: “Batılı hükümetler Beşşar Esed’in zâlim diktatörlüğünü desteklemelidir.”

Neden böyle yapılması gerektiğini de gizlemeye gerek görmeden ortaya koyuyor ABD’nin bu “meşhur” analisti:

“Bu önerinin arkasındaki mantık şudur: Şer odakları birbirleriyle savaştıkları zaman bizim için daha az tehlikelidirler. Bu (1) onları yerel odaklı tutar (2) birinden birinin galip gelmesini (ve böylelikle çok daha büyük bir tehlike oluşturmasını) engeller. Batılı güçler çatışmayı uzatmak amacıyla kaybeden tarafa yardım ederek düşmanlarını çıkmaza doğru yönlendirmelidir.”

Suriye meselesinin neden uzadığını, yılan hikâyesine döndüğünü anlamak için bu adamın sözlerini yabana atmamak lâzım. Esas çatışma Suriye’de oluyor. Fakat Suriye yüzünden çatışan, birbirine düşman olan ülkeler var. Bu savaş bu yüzden sürmeli. Ne zamana kadar?

Yine o zat yazıyor:
“Batının desteği Esed ve Tahran’ın muhalifler ve Ankara ile mücadele etmekten karşılıklı olarak yorulduğu o mutlu günde Suriye’deki Baasçı ve İslâmcı olmayan unsurlara yönelebilir, onlara bugünün sefil seçimleri yerine ılımlı alternatifler önermede yardım edilebilir ve daha iyi gelecek konusunda önderlik yapılabilir.”

Suriye meselesinde batılıları memnun edecek bu kıvam ne zaman elde edilebilir?
Suriye’de daha çok ölüm, daha fazla taribat… Bugüne kadar olan bu. Yakın zamanda daha başka ne beklenebilir ki?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Asım Yenihaber Arşivi