Mehmet Koçak

Mehmet Koçak

İran ve Hizbullah mezhep savaşını körüklüyor

İran ve Hizbullah mezhep savaşını körüklüyor

İran İslam Cumhuriyeti ve onun güdümündeki Lübnan Hizbullah’ı; Amerika’ya “büyük şeytan”, İsrail’e “küçük şeytan” yakıştırması ve Siyonist karşıtı politikaları ile İslam dünyasında takdir toplamıştı. Bizde, sonuna kadar bu politikalarına İslam kardeşliği çerçevesinde destek verenlerden olduk. Ancak asıl amaçları; İslam dünyası içinde yayılmak, güç bulmak ve “Şii İmparatorluğu oluşturmak” olduğunu ve bu hayal uğruna kendi halkını katleden zalim bir diktatör olan Beşşar Esed’e destek verip mazlum Suriye halkına yönelik katliamlara katılacağını hiç mi hiç düşünmemiştik ve de hiç mi hiç hesaba katmamıştık..

İran’daki İslam İnkılapçılarının ve Lübnan Hizbullah’ının “İslam hakim oluncaya kadar” şeklindeki yemininin aslında “Şii imparatorluğu kurulana kadar savaşacağız” olduğu gerçeği ortaya çıkmıştır.
Oysa, 1979 yılında gerçekleşen İran İslam İnkılabına en büyük destek, yine Sünni Müslümanlar tarafından verilmişti. Egemen güçlerin tüm baskılarına rağmen, İran ve güdümündeki Şii Lübnan Hizbullah’ı Sünni İslam dünyası tarafından sürekli desteklenmişlerdir.
İran İslam İnkılabının ve Lübnan Hizbullah’ının fikri yapısının temelinde, İslam prensiplerine dayalı “zalimlere karşı mazlumları koruma ve Müslümanların birliği için zalim diktatörlerin devrilmesi için savaşanlara destek verme” ibaresi yer almaktadır. Ancak; içinde Fars milliyetçiliğinin ve yayılma politikalarının gizlendiği “Şii mezhebi” söz konusu olunca İslam’ın temel esaslarının nasıl yok sayıldığını üzülerek görmekteyiz.

MEZHEP SAVAŞINA SEBEP OLANLARI; ALLAH AFFETMEZ…

Son gelen haberler ile Hizbullah ve İran yaptıkları açıklamalarda; “Suriye rejiminin zafere ulaşmasına yardımcı olmak için son nefesine kadar savaşacağına yemin ettiklerini” duyurdular.
Bu sebeple Suriye’deki savaşa bütün gücüyle yükleniyor ve zalim diktatörden kurtulma mücadelesi veren Suriyeli Müslüman halkı katlediyorlar. Toplu katliamlarla ve cinayetlerle Suriye’nin yakılıp yıkılmasında hem İran’ın hem de, uydusu durumundaki Hizbullah’ın desteği vardır. Bu destek artık inkar edilmiyor, hatta bundan gurur duyduklarını açıklıyorlar.
Hizbullah; gizlediği desteğini kabullendikten sonra Suriye benzeri bir iç savaşın fitilini Lübnan’da ateşlemiş oldu. Bu durum, Lübnan’ı bir iç savaşın eşiğine getirirken tüm bölgeyi kapsayan bir mezhepsel savaş tehdidi ciddi olarak kendini göstermeye başladı.
Tüm bu olumsuz ve üzücü gelişmeler bize şu gerçeği göstermiştir;
İran ve Lübnan Hizbullah’ı; Suriye iç savaşını İslam’ın temel prensipleri doğrultusunda değerlendirmiyorlar. Onların hedefi; mevcut Şii ekseninin, en temel parçası olan Suriye’nin düşmesini her ne pahasına olursa olsun engellemektir. Yani insan hakları ve Müslümanların despotçu diktatöre karşı mücadelesinin onlar açısından hiçbir değeri yoktur.  
İran ve Hizbullah’ın bu mezhep bağnazlığı karşısında üzülen dünya Müslümanları;
“Nedir bu cinnet hali?. Nedir bu kin ve nefret duyguları?. Müslüman’ın kanı Müslüman’a haram değil mi? Hizbullah “ALLAH’IN ASKERİ” demektir. Nasıl olur da, Allah’ın askeri olarak kendilerini tanıtanlar; “Allah” diyenlere, hak arayanlara savaş ilan edebilir?. sorularını soruyor.
Şu gerçeği herkes bilmeli; bölgede bir mezhep savaşı istenmiyorsa!.., İran ve Lübnan Hizbullah’ı ise mezhep taassubu içinde savundukları Suriye politikalarından vazgeçerek, zalim diktatörden desteklerini çekmelidirler. Diğer yandan; Suriye’deki muhalefet cephesi içindeki bazı Sünni direnişçiler ve mensup oldukları gruplar da, İslam’ın kabul etmediği tavır ve davranışlarına son vermelidirler.
İslam dünyası bu gelişmelerden son derece rahatsız ve Müslümanlar; bir mezhep savaşına karşıdırlar. İslam dünyası; mezhepçi taassup ve siyasi menfaatler nedeniyle içine çekilmeye çalışıldığı büyük kaos karşısında Allah’ın emirleri doğrultusunda bir çözüm bulunmasını bekliyor.
Unutulmasın ki; Müslümanlar arasında fitne ve fesat yayarak mezhep savaşına sebep olacakları ve zalimlere karşı mazlumların yanında yer almayanları Allah affetmez.
Çünkü; İslam barış demektir, sevgi demektir.
Çünkü; İnananlar kardeştir ve Müslüman’ın kanı Müslüman’a haramdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
11 Yorum
Mehmet Koçak Arşivi