D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

19 Mayıs mı, 29 Mayıs mı?

19 Mayıs mı, 29 Mayıs mı?

“Gençlik bayramı” 19 Mayıs mı, 29 Mayıs mı olmalı?

Baştan belirtelim: Bayramlar sırf dinî mahiyettedir. Bizde “bayram” denilen diğer günler dünyanın diğer ülkelerinde “gün” veya “millî gün” olarak adlandırılır.
1 Mayıs “işçi günü”dür. “Anneler günü” mayısın ilk haftasındadır…
Her ülkenin ekseriya bir millî günü vardır. O gün elçiliklerde kabul resmi verilir. Türkiye’nin bu günü 29 Ekim’dir. Bununla birlikte, 23 Nisan, 19 Mayıs ve 30 Ağustos da millî günler arasında sayılmaktadır.
Biri “millî hâkimiyet” bayramıdır, diğeri “gençlik” bayramı, sonuncusu ise “zafer” bayramı.
Bayramı asli hüviyetine kavuşturmak, kavram kargaşasına yol açmamak için “gün” uygulamasına geçilmelidir. Mesela, 30 Ağustos “zafer günü” olmalıdır!
Gençlik bayramı da elbette gençlik gününe dönüştürülmeli, fakat bugün 19 Mayıs olmamalıdır.
19 Mayıs’ın “millî bayram”, bilhassa “gençlik bayramı” olması için ikna edici dayanak mevcut değil. Kutlanması gereken bir zaferin, büyük bir başarının yıldönümü değildir 19 Mayıs.
Mustafa Kemal Paşa hiçbir emir ve buyruk tanımadan Samsun’a çıkmış olsaydı, 19 Mayıs’ı bayram ilan etmek kendi mantığı içinde doğru bulunabilirdi. Eğer Millî Mücadele’nin başlangıcı için Mustafa Kemal Paşa eksenli bir tarih belirlemek gerekiyorsa, bu 30 Nisan olabilir. Çünkü o gün Sultan Vahidetdin’in Mustafa Kemal Paşa’yı 9. Ordu kıtaatı müfettişliğine tayin ettiğine dair iradesi (buyruğu) çıkmıştır. 16 Mayıs’daki yolculuk bu irade üzerine mümkün olmuştur.
İşler Osmanlı Devleti’nin tabiî işleyişi içinde yürümüş Harbiye Nezareti, Sadrazamlık kararı ve nihayet Padişah iradesi ortaya çıkmıştır.
M. Kemal Paşa’dan önce 20. Kolordu komutanı olarak Ali Fuat Paşa (Cebesoy), daha sonra da 15. Kolordu komutanı Kâzım Karabekir Paşa Anadolu’ya gönderilmiştir. Bunlar dönemin genç ve istikbal vaad eden paşalarıdır. Kâzım Karabekir, Millî Mücadele’de Şark (Doğu) Cephesi kumandanı olarak büyük yararlılıklar göstermiştir. Ali Fuat Paşa, Garp (Batı) cephesinin kuruluşunda komutanlığını üstlenmiştir.
İzmir’in işgalinden bir gün önce, Mustafa Kemal Paşa Damat Ferit Paşa’nın evinde akşam yemeği yemiş, Ferit Paşa M. Kemal Paşa’ya “bir isteğiniz olursa, doğrudan bana bildirin. Hiç gecikmeden yerine getireceğimden emin olabilirsiniz” demiştir.
15 Mayıs’da, İzmir’in Yunanlılar tarafından işgal edildiği gün padişah Mustafa Kemal Paşa’yı kabul etmiştir. Bu kabul, Yıldız Sarayı’nın çok küçük bir odasında  gerçekleşmiş, muhtemelen gözden uzak, gizli bir görüşme yapılmak istenmiştir. M. Kemal Paşa’nın anlatımıyla Padişah’la âdeta diz dizedirler.
Padişah Paşa’ya bir altın saat, altın bir kordon ve altın bir kalem hediye eder. Onu överek yüreklendirir ve “devleti düştüğü bu felaketten kurtarabilirsiniz” der. Padişah’ın, Paşa’ya bir nevi padişah vekili gibi hareket etmesini temin edecek bir ferman verdiği de iddia edilir. Böyle bir ferman verilmemişse bile, kendisine verilen yetkiler, son sadrazamlardan İzzet Paşa’nın ifadesiyle “şimdiye kadar hiçbir fâniye nasib olmamış genişlikte”dir.
M. Kemal Paşa, 16 Mayıs cuma günü, cuma selâmlığından sonra Padişah’la son defa görüşür, Padişahın “fahrî yaveri” sıfatına da sahip olarak aynı gün yola çıkar. Kendisine ve kalabalık maiyetine bir vapur tahsis edilmiştir. Kalabalık maiyeti arasında 18 subay bulunmaktadır...
12 Eylül darbesinden sonra adı “Atatürk’ü anma, gençlik ve spor bayramı”na dönüştürülen gün, ancak 1938’de, Atatürk’ün ölümünden yaklaşık altı ay önce, resmî tatil ve bayram günleri arasına alınmıştır. O zamana kadar, mayıs ortalarında “jimnastik” veya “idman bayramı” yapılırdı. Bu bayram, 19 Mayıs’la birleştirilerek, Atatürk’ün ölümüne yakın “Atatürk kültü” oluşturulması yönünde bir adım atılmıştır.
Bu, o sırada hasta olan Atatürk’ün iradesi ile olmamıştır. Paşa istese idi, 19 Mayıs’ı çok önceden bayram ilan ederdi! 19 Mayıs, Türkiye’nin sahte millî günlerinden biridir!
29 Mayıs ise “Gençlik günü” için gerçekten uygun muhtevaya sahip bir gündür. Bugün, Doğu Roma’nın başkentinin Peygamber Efendimiz tarafından yüzyıllar önce tebşir edilmiş fethinin müyesser olduğu gündür.
İstanbul’un Fatih’i, fetih sırasında bugüne göre, üniversite çağında bir gençtir. Gençlere genç bir kahraman üzerinden mesaj vermek elbette etkileyicidir. Ayrıca Fatih, sadece hükümdar olarak, kumandan olarak önemli bir şahsiyet değildir. İyi yetişmiş, talim ve terbiyeden geçmiş, bunu da hayatında göstermiş bir kişiliktir. İlme önem verir, fetihten sonra yaptığı ilk işlerden biri Fatih medresesini kurmasıdır. Şair ve sanatkârdır. Doğunun ve batının dillerine ve kültürüne vâkıftır.
İlle de bir “gençlik günü” olacaksa, bu 29 Mayıs olmalıdır!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
D.Mehmet Doğan Arşivi