Mehmet Koçak

Mehmet Koçak

Taksim olaylarından çıkarılacak dersler ve AP’nin kararı

Taksim olaylarından çıkarılacak dersler ve AP’nin kararı

Türkiye, Taksim’den ülke geneline yayılmak istenen dış destekli bir isyanı tartışıyor. ABD ve Avrupa ülkeleri siyasilerinin ve medyasının takındığı tavır ile eylemlere sosyal medya üzerinden sağlanan destek; olayların arkasında kimlerin olduğunu anlamak için yeterlidir.

“Türkiye’de isyan var”, “Türkiye asla bir AB üyesi olamaz”, “Türkiye ekonomisi düşüşte, İstanbul borsası batıyor” ve benzeri başlıklar altında “Türkiye’de bir yönetim değişikliği halk eliyle gerçekleşebilir” imasında bulunuldu. Günlerce yazılı ve görsel basında, “yabancı yatırımlar için Türkiye artık güvenilir değil” şeklinde bir kötü imaj oluşturulmaya çalışıldı.
Aynı günlerde Avrupa ülkelerinin sokaklarında da eylemler vardı. Atina ve Londra başta olmak üzere Avrupa’da sokaklar eylemcilerin sesleriyle yankılanıyordu. Polis göstericilere acımasızca saldırdı ve orantısız güç kullandı.
İngiliz polisi Anadolu Ajansı’nın Londra’dan canlı yayın yapmasına müsaade etmedi. Ancak CNN International kanalı Taksim’den 9 saat canlı yayın yaptı. Başbakan danışmanı İbrahim Kalın olayları değerlendirirken, konuşması “zamanımız doldu” diyerek kesildi.
İbrahim Kalın konuşmasında; “Taksim Gezi Parkı’nda başlayan olayların büyümesini iyi niyetli insanların kötü niyetli insanlar tarafından istismar edilmesidir” dedi. Sayın Kalın, konuşmasının devamında dış destekli bir komplonun varlığına işaret ettiği an konuşması kesildi.  
Olayların başladığı günden beri Avrupa medyasını ve siyasilerinin açıklamalarını dikkatle takip ediyorum. Planlı bir şekilde “karalama kampanyası” devam ediyor. Yorumların hedefinde ise; Türkiye’nin yükselen itibarı ve ekonomisinin hedef alındığı açıkça görülmektedir.
Diğer bir gerçek ise şudur: Ekonomimize verilen zarar, Amerika ve Avrupa’dan gelen siyasi değerlendirmeler ile medyada sürdürülen karalama kampanyaları; ülkemize dışarıdan bir müdahale olduğunu açıkça göstermiştir.
Avrupa Birliği Parlamentosu’nun yaşanan olayları bahane ederek aldığı karar ise, demokrasi açısından olduğu kadar beynelmilel hukuka göre; içişlerimize bir müdahale anlamına gelmektedir hem de siyaseten utanç vericidir.
Çok şükür; hükümetin kararlılığı ve halkımızın güçlü desteği ile dış destekli komplonun şifreleri zaman içinde çözülmüş ve oyun bozulmuştur. Ayrıca Başbakan Sayın Erdoğan’ın ülkemize müdahale etmeye kalkan siyasi ve ekonomik komplolara dikkat çekerek AP kararını reddetmesi çok anlamlıdır.
Unutulmasın ki; Batı bize hayırlı rüya görmez. Onlar bizi sevmedi sevmez… Nitekim bu gerçek bir kere daha anlaşılmıştır…

GÜÇLÜ BİR MUHALEFETE İHTİYAÇ VAR

Türkiye’de, kitleleri temsil eden, iktidara alternatif projeler üreten güçlü bir muhalefet olmadığı Taksim olaylarıyla bir kere daha ortaya çıkmıştır. İktidarın icraatlarından memnun olmayan kesimi temsil edebilen güçlü bir muhalefet olsaydı gerginlikler bu noktaya gelmezdi.
Bir kısım muhalefet bölgesel milliyetçilik yaparken, diğer bir kısmı ise tek ırkın üstünlüğüne dayalı politikaları savunuyor…
 Ana muhalefet ise halkla beraber olma yerine halka rağmen, geçmişteki inkarcı ve despotçu tek parti döneminin özlemi hastalığından hâlâ kurtulamamıştır.
İktidarın ülke yönetiminde yalnız kalması, alternatiflerin üretilmemesi ve kendi beklentilerini seslendiren bir muhalefetin olmayışı o rahatsız kitleleri sokağa çıkmaya mecbur etmiştir.
Ancak, üzülerek ifade etmek isterim ki; demokratik hakkını kullanmak isteyen bu kesim bu seferde illegal örgütlerin kucağına düşürülmüş ve hak arayışlarında bu örgütlerin yönlendirmesiyle devlet güçleriyle karşı karşıya getirilmişlerdir.  
Mevcut muhalefet cephesine güven duymayan bu protestocu kesim, belki de yakın bir zaman içinde kendi partilerini kurabilirler…
İşte o zaman hem demokrasimiz zenginleşir hem de, eylemci kitleleri temsil eden parti de meclise taşınmış olur.
Bu sayede sokaklar yakılıp yıkılmaz ve dış güçler bu ve benzeri olaylar üzerinde oyunlar tezgahlama fırsatı bulamazlar. AP’nin yaptığı gibi iktidarımıza kendi çıkarları doğrultusunda ayar vermeye kalkmazlar.
Kısacası; çözüm, demokrasi ve ülke bütünlüğü içinde aranmalı ve milli iradeye kayıtsız şartsız herkes uymalıdır.
Çünkü: Toplumsal barış, huzur ve güven ancak bu yolla sağlanabilinir…
NOT: Milli irade için, demokrasimiz için, inançlarımıza saygı için, insanlık için, iç ve dış hainlere mesaj vermek için, Ankara, İstanbul ve İzmir’de düzenlenecek mitinglere destek vermeye davet ediyorum…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Koçak Arşivi