Ersoy Dede

Ersoy Dede

Siyaset Hizmettir

Siyaset Hizmettir

 Siyasetin hizmet olduğu su götürmez bir gerçek. Ama ülke AK Parti öncesi, siyaseti, çıkarları doğrultusunda bir araç gibi gören politikacılar tarafından yönetildiği için bu gerçek bir türlü anlaşılamadı. 3 Kasım 2002’de yapılan halk devrimi sonrasında ülke yönetimine gelen kadrolar, siyaseti,  hizmet etme amacı olarak gördüğünden ve eski siyaset buna alışkın olmadığından, muhalifleri karşı argüman üretmekte zorlanıyor. En basiti; “bir torba kömür alıyorsunuz, karşılığında oy veriyorsunuz” türü alçakça bir teze karşılık seçmen; “AK Parti sayesinde doğalgaza geçtik, tertemiz. Kömür sizin zamanınızda kaldı” diyor mesela, muhalefet bakakalıyor.


LİDER SULTASI

Yeni Türkiye’de siyaseti, eski kurallara göre yapma şansınız yok. Yerel seçimler için partilerde aday belirleme çalışmalarının başladığını görüyoruz. Her liderin aday belirlemede başka yöntemleri olması doğal. Kimisi anket yaptırıyor, kimi temayül yoklaması. Hangi isim partilerine oy kazandıracaksa, hangi isme kamuoyunda eğilim fazlaysa onu aday göstermenin hesaplarını yapıyor. Hani hep denir ya, “seçim sistemi lider sultasıdır” diye. Neden yapıyorlar bu eleştiriyi? “Parti Başkanı kimi isterse aday gösteriyor, kimseye danışmıyor” diye.. Öyle ya; bu parti başkanı hiçbir eğilimi dikkate almıyor, adayın sevilip sevilmediğiyle ilgilenmiyor, kazanıp kazanmaması da umurunda değil, gece yatıyor sabah kalkıyor bir ismi aday yapıyor. Hiç aklınız kesiyor mu? Hangi lider, kazanma ihtimali üzerine bilimsel bir çalışma yaptırmadan aday belirler? Her parti adayıyla birlikte seçim kazanmak ister. Hesabını da buna göre yapar. Ama bir sorun var tabi. Bazı partilerin de alabilecekleri oy bellidir. Adayla vesaireyle bu rakamı etkileme şansınız şüphesiz vardır. Ancak toplam sonucu çok da fazla değiştiremeyebilirsiniz.

CHP’NİN İSTANBUL SINAVI

Ankara ve İstanbul’un majör siyasi hareketler için ne kadar önemli olduğu ortada. 10 tane kent alacağına bir tane İstanbul’u alırsan siyaseten gücün 10 katı nispetinde artar. Hele de Nurettin Sözen gibi çuvallamaz da elindeki fırsatı doğru değerlendirir, kenti iyi yönetirsen, önünde bambaşka ufukların açılmaması için hiçbir sebep yok. O sebepledir ki siyasi partiler bugünlerde unutmuşlar kavgalarını gürültülerini, AK Parti’ye karşı güç birleştirme yarışına girmişler. Hem de ne ittifaklar konuşuluyor bilseniz gülmekten yazının devamını okuyamazsınız.

CHP’NİN SIRRI

Mesela Sırrı Süreyya Önder demiş ki; “anketlerde CHP adayı olarak, Mustafa Sarıgül kadar ismim çıkıyor” (t24 – Murat Sabuncu) İstanbul’u kazanmak ve parti genel başkanlığını kaybetmemek için Kılıçdaroğlu’nun bir hamle yapması lazımdı. Şimdi o hamlenin peşine düşmüş görünüyor. Misal Sarıgül’ü aday yapsa, İstanbul’u kazanamaz belki ama partisinin oylarını yükseltir. Bu (görece) başarı da Kılıçdaroğlu’nu koltuğundan eder, anahtar teslim Sarıgül’e bırakmak zorunda kalır partiyi.. Buna mukabil Kılıçdaroğlu, demek ki tabanda sert ayrışmalar olmasına rağmen Sırrı Süreyya Önder’i bile aklından geçirmiş. Ki, Önder, CHP’ye bugüne kadar, en hafifleri “faşist” ve “darbeci” olmak üzere sayısız eleştiri yöneltmiş bir isim. Şöyle izah edeyim. Önder, CHP’yi tenkit ettiği kadar AK Parti’yi tenkit etmemiştir, o kadar yani..  Burada tabi dert, Türk ulusuyla Kürt Milliyeti’ni eşit görmeyen parti kurmaylarıyla, ömrünü halkların kardeşliğine adamış Sırrı Süreyya’nın aynı oklar altında siyaset yapıp yapamayacağında. Ya da Sırrı Süreyya’yı, tıpkı bir pop yıldızını sever gibi seven kitlenin, onun hatırına CHP’ye oy verip vermeyeceği.. Ey koltuk.. Sen neler yaptırıyorsun bu insanlara.. Kalın sağlıcakla.     

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ersoy Dede Arşivi