Ersoy Dede

Ersoy Dede

Hiç Savaş

Hiç Savaş

Mısır’daki insanlık dışı manzaraları; “Mursi ve Sisi yanlıları çatıştı” diye verdi dün bazı gazeteler.. Bu alçakça tanımlamanın arkasındaki güç, Mısır’daki darbenin de ondan sonra çıkmasını murad ettikleri iç savaşın da kışkırtıcısı olan batıdan başkası değil.. Darbeyi Sisi gibi zekadan yoksun bir adamın planlayıp yapmış olabileceğine inanmıyorsunuz her halde.. Ve Sisi’nin, katliamdan hemen önce yeniden Tahrir Meydanı’nı doldurmaya dönük çağrılarını da sonrasında yaptığı açıklamaları da dikkate alacak olursanız, söylem benzerliğini hemen göreceksiniz.. Mısır’da birbirinden farklı düşünen iki kitle var ve onlar birbirleriyle çatışıyormuş gibi göstermek, en hafif tabir ile darbe işbirlikçiliğidir, gerçekleri çarpıtmanın ötesinde manüplasyondur. Türkiye’deki bazı gazeteler, bu tuzağa bilerek mi düştüler, yoksa yanıltılıyorlar mı? Bunu bilemeyeceğim. Ama bu söylemin ne Mısır’da yüzlerce şehid veren halka bir faydası var ne de kendilerine. Mısır’da gücü yeniden ele geçirmeye çalışan güçler, islam ülkelerini de yanlarına alarak darbeye ortak oldular.. Ve bunun terayağından kıl çeker gibi gerçekleşeceğini zannettiler. Hesaplayamadıkları ise artık özgürlüğün tadına varmış olan Mısır halkının, bundan kolay vazgeçmeyeceğiydi.. 1 yıl da olsa, sınırlı ve kontrollü de kullanmış olsalar, özgürlük ve demokrasi nedir, öğrenmişlerdi.. Onlar için bu kavgada kazanmak belki mümkün, belki değil.. Ama gerçek gaye, hakkın yanında durup, şehid olmak.. Ve Mısır halkı, direnip geri adım atmadıkça yani mevcut durumu kabullenip darbe yönetiminde yaşamaya razı olmadıkça darbeciler korkudan ne yapacaklarını bilemez hale geldiler.. Eğer arkalarındaki büyük güç olan Amerika bir parçacık dizginleri gevşetse, darbe bugün karşı devrimle son bulur.. Ama bölgedeki hesapları ters tepen ABD, Sisi Cuntası’na gaz verdikçe orada çok üzülürek söylüyorum ki, çok kan dökülür.. Ve Gezi İşgali’nin Mısır ayağı olarak görebileceğimiz bu darbeyi masum, sevimli, ters giden işleri düzeltmeye yönelik bir yerine müdahale gibi gören, katliamları tarafların çatışması gibi duyurmaya çalışan herkes, bu dökülen kana ortaktır..


GÖRÜNDÜĞÜ GİBİ

Çoğunluk hissesi Koç’ta olan Tüpraş’ta bir inceleme yapıldı geçenlerde.. Meğer ne kadar anlayan varmış bu işlerden. Herkes birşeyler söyledi.. Genellikle de Koç Grubu’na sahip çıkan söylemler.. Bu söylemlerden anladığımız kadarıyla, Koç Grubu kendine müttefik arayışına çıkmış.. CHP zaten nasıl sol-sosyalist bir parti ise komprador burjuvazi’nin en büyük temsilcisi ile elele olmak hiç rahatsız etmiyor kendilerini.. Bakın şimdi Koç ile ilgili yapılan incelemeyi eleştiren gazete ve kişilere, ittifakı göreceksiniz zaten. Ve bu ittifak yerel seçimlere kadar gidecek. Bazen denir ya hani; “hiç bir şey göründüğü gibi değil” diye.. Bu defa herşey göründüğü gibi.. Bu ülkede hiç bir ailenin imtiyazı yok.. Hiç bir şirketin de.. Tüpraş, Türkiye’nin gözbebeği yüzakı bir şirket olabilir şüphesiz. Ama bu onun denetlenmeyeceği, hakkında inceleme yapılmayacağı anlamına gelmez. Söyleyeyim size olacakları.. İncelemeler sonunda vergi cezaları gelebilir. Bu, Koç’un başına gelebilecek en iyi şey.. Zira, vergi denetimi gibi ulusal marker incelemesi de yapılıyor Tüpraş’ta.. Ulusal marker bir çeşit işaret. Türkiye’de satılan akaryakıt ürünlerinin içine enjekte edilen bir tür kimyasal.. Ancak analizle görülebiliyor.. Böylece ithal edilen veya Türkiye’de üretilen akaryakıtın kaynağı tespit edilebiliyor, künyesi bulunabiliyor.. Eğer akaryakıt kaçak ise ulusal marker çıkmıyor içinden.. Yapılan inceleme sonunda eğer Tüpraş’a ait tanklardan herhangi birinde marker bulunmazsa, Koç Grubu akaryakıt kaçakçılığı suçlaması ile karşı karşıya kalabilir.. Tüm bu incelemeler sonunda yine Koç Grubu, dağıtım ve üretim lisanslarının iptal edilmesi riski ile de karşılaşabilir.. Bütün bu ittifaklar vesaireler yeni bir dönem inşa edip gemiyi yürütme çabalarının bir sonucu gibi görünüyor.. Kalın sağlıcakla.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ersoy Dede Arşivi