Hasan Aksay

Hasan Aksay

Hortlak Firavunlar, Esat-Sisi nasıl gidecek?

Hortlak Firavunlar, Esat-Sisi nasıl gidecek?

Esat, Sisi zulmü ve Gezi terörü, gözü var görmez, kulağı duymaz, kalbi taşlaşmış, hissetmez, dili Hakkı söylemez bir gurup çıkardı ortaya. Doğurduğu akıl, mantık dışı zulümler, insanlık atmosferini kirletiyor. Erdemli insani hayat tehlikeye düşüyor. 

Akıl-mantık, vicdan ve idrak felç edilirse, söz değerini kaybeder. Esat, Sisi ve Gezi terörü, insani değerlerin felç geçirmesinin bir sonucudur. Söz öyle değer kaybetti ki, insan, “Firavunlar hortladı” demekten başka söz bulamıyor. Sözsüz, çare üretilemiyor. 
Sözün değeri kaybolmamalı ki, insani yücelik yaşayabilsin. Muhatap tek kişi kalsa dahi hakkı söyleyen, tavsiye eden, ümidini kaybetmeyen insan olmalı. Aksi takdirde Esat ve Sisi vahşetine yeni vahşetler eklenerek, Taun hastalığından bin beter bir felaket, insanın canavarlaşması, insanlığı yok etmesin. 
BM ve dünya, vahşete seyirci gibi davranıp sahtekarlık yapıyor. Teşvik ediyor. Söyleyecek söz kalmıyor. Sözün bittiği yerde, “İnsanım” diyen insanın, başka yol ve imkan bulma sorumluluğu doğar. Bu zorluklarda akan kan ve ter, insani keşif ve sıçrayışlar, toplumsal yükselişler doğurur. Mesafeler, şehitlerin kanatlarında kısalır.  
65-70 yılım, siyasi sorumluluk duygusuyla geçiyor. 1961’de milletvekili; bir sene sonra, iktidar partisi Merkez yürütme Kurulunda oldum. 20 yıllık aktif siyasetten sonra, fikir ve gayret olarak da, meslekten ayrılmadım. Bunları, şunun için söylüyorum: Ne siyasi tarihte; ne hayatımda, sözün bu derece bittiği noktayı hiç hissetmemiştim. 
Ümitsiz vaka görülmesine rağmen, Bush, Irak’a saldırmadan 2,5 ay önce Saddam’a mektup yazdım. Bush, saldıracak, İslam Konferansı, AB ve BM’den, bir demokrasi komisyonu oluşturmalarını ve Irak’ta 6 ayda sağlıklı bir demokrasi yapılandıralım. Ben gideyim. Teklifini yapmasını; savaşın yolunu kesmesini istemiş; yararlarını saymıştım.
“Amerika halkına ve müttefiklerine” diye bir AÇIK MEKTUP ile de, Amerika halkına hitap etmiştim. Her iki mektup, 3 Ocak 2003’te Vakit Gazetesi’nde yayınlandı. Egemen Halkın Siyasetnamesi’nin sonunda da var.
Ümitli veya ümitsiz görünmesine bakmadan söylediğim, Krallardan beklentimi, bu vesileyle bir kere daha tekrarlayıp, konuyu tazelemek istiyorum: Ağustos 2005 Dergah Ofset baskılı, 19 bölümlük, “Egemen Halkın Siyasetnamesi” adlı kitabımın 4. Cilt. 2025-2070 sayfalarında, 45 sayfalık 18. Bölümde kısaca:  
Değişmez temel değerler de, değişen ve gelişen imkanlarla daha ileri götürülmelidir. Halkın yönetime katılımını sağlayacak yeni bir demokrasi zarurettir. Batı demokrasisi, çağ dışı kalmıştır. Monarşiler de en fazla, 10-15 yılda sabrı taşırır. Zaman doğru kullanılıp, halkın, yönetime katılımı sağlanırsa, Kral da, millette çok şey kazanır, demiştim. Sayın Fas Kralı, bu yola girdi, ilerliyor. Benim yazımla değil. Kendi ehliyetiyle. Allah, yar ve yardımcısı olsun. 
İnsan varsa, söz değerlidir. Bir işte, akıl, mantık, tutarlı bir gerekçe ve sözden anlayan kimse yoksa, insan yok demektir. Esat, Sisi ve Gezi terörü, sözün değerini böyle yitirtti. Bu tefessüh, veba salgını gibi yayılabilir. Nedenine inip, çaresi bulunmalı. Durum şuna benziyor: Batı, insansız uçak keşfetti. Katliam yapıyor. Cinayetlerini, uzaktan keyifle seyrediyor. Bu kere, insansız insan; akılsız, vicdansız insan imal ediyor. Şöhret ve imkanlar sunarak zalim üretiyor. Dünyayı ateşe atıyor Dört ağaç için Türkiye; Mursi’nin koltuğunu kapmak için, Mısır ateşe atılır mı? 
Batı, insansız uçaklarla işlediği cinayetleri, keyifle seyrettiği gibi; insansız insanla; Esat’la, Sisi ile çıkardığı yangınları da zevkle seyrediyor. Hatta, insansız insan keşfinin Suriye ve Mısır’la sınırlı kalmaması için büyük gayret gösteriyor. Hala Gezi’den dahi vazgeçemiyor. İnşallah, umduklarına eremeyecekler. Türkiye’de olduğu gibi bütün İslam dünyasında tersi gerçekleşecek.  
Filistin, Suriye, Mısır ve bütün dünyadaki şehitlerimize, Allah’tan rahmet; yaralılarımıza acil şifalar; tüm ümmete sabr-ı cemil ve Allah’ın rahmetini celp edecek tedbir, gayret ve Hak’ta sebat diliyorum.
Niyaz ediyorum Allah’tan, zulüm altındaki tüm insanlığı, rahmete liyakat kazandırıcı ahlak, erdemle donatarak, zalimlere galip getirsin. Lütfüyle, kardeşlik bilincimizi tazeleyip güçlendirsin ve bizi, tez zamanda, ümmet vahdetine erdirsin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Aksay Arşivi