Mevlüt Özcan

Mevlüt Özcan

Şeytan tembellik telkin eder

Şeytan tembellik telkin eder

Muhterem Müslümanlar!

“Salihlerin tembelliği fasıkların hâkimiyetini hazırlar” diyor Mevlâna.

Bugün bütün kötülüklerin cemiyetimizde işleniyor olması, salih/iyi ve doğru kişilerin vazifelerini yapmamasından kaynaklanmaktadır.

Tembellik musibetlerin sebeplerinin başında gelir, şeytanın iç karakol komutanı olan nefis, tembellikten çok hoşlanır, hayırlı işlerde, ibadetlerde bulunmak istemez. Yatıp uyumayı, yemeyi içmeyi, aylakça gezip eğlenmeyi çok sever. Böylece şeytana kapıları açar ve kalenin anahtarlarını teslim eder. Bundan dolayı Peygamber Efendimiz: “Âcizlikten, tembellikten, korkaklıktan, cimrilikten ve borç altında kalıp ezilmekten” yani nefis şeytanının insanın aleyhine olarak yapmaya bayıldığı şeylerden Allah’a sığınmıştır.

Muhterem Müslümanlar!

Çalışmaktan hoşlanmayanlara, üşengeçlere, gönülsüz davrananlara tembel denir.

Dinden uzak olan toplumlar üzerinde şeytanın tembellik telkini çok şiddetlidir. Çünkü tembellik insanı İslâm’ın getirdiği güzel ahlâktan uzaklaştırır.

Düşüncesinde ve iradesinde tembellik olanlar dinin emirlerini yerine getiremezler.

Tembelliği herhangi bir işte çalışmamak şeklinde anlamak yanlıştır. Fikir tembelliği de vardır ve bu en büyük musibettir. Fikir tembelliği düşünmemektir. Düşünemeyen insan şeytanın etkisine girer, böylece anlayışı kıtlaşır, gerçekleri göremez. Kur’ân-ı Kerim’de bu anlayışsız insanların çokluğuna dikkat çekilmiştir. (Bakara suresi, ayet: 18)

Kur’ân-ı Kerim’deki ayetlerde şeytanın etkisini kaldırmanın yolu sadece samimi olarak düşünmek olduğu bildirilmiştir. (Araf suresi: 200–203)

Muhterem Müslümanlar!

Düşünmekten uzak yaşayanlar şeytanın tuzağına çabuk yakalanırlar. Çoğu insan düşünmek yerine tembelliği seçerek şeytanın oyununa gelmiş olurlar.

Şeytan insanları düşünmekten alıkoyarak tembelliğe sürükler. Tembellik de din ahlâkından uzaklaştırır.

Şeytanın samimi iman edenler üzerinde hiçbir etkisi yoktur. Çünkü iradesi sağlam olanlar şeytanın telkinlerinden etkilenmezler.

Muhterem Müslümanlar!

İnsan ibadetten, zikirden, fikirden, çalışmaktan uzaklaştıkça tembel tembel oturmaya, miskin miskin düşünmeye başlar ve canı sıkılır. “Canım sıkılıyor” diyen insanın durumu budur. Böyle bir insanın kalbi rahat değildir. Kalplerin rahatlamasına giden iki yolun biri dışarıda; çalışmaktan, diğeri içeride; Allah’ı çok zikretmekten geçer. “Dikkat edin! Kalpler ancak Allah’ın zikriyle mutmain/ tatmin olur.” (Ra’d suresi, ayet: 28)

Muhterem Müslümanlar!

Dünya ve ahirette huzurlu olmayı isteyenler Allah’ın koyduğu ölçüler dâhilinde çalışmak zorundadırlar. Çünkü “İnsan yalnız çalıştığının karşılığını alır.” (Necm suresi, ayet: 39–40)

Başkalarına yük olmak ayıp, yardımcı olmak fazilet sayılmıştır.

Dünya ahiretin tarlasıdır. Dünyayı kazanmak için de, ahiret mükâfatını almak için de burada/dünyada çalışacağız. “Mü’min olarak kim iyi işler yaparsa, elbette ona hoş bir hayat yaşatacağız” buyuruyor Allah-u Teâlâ... (Nahl suresi, ayet: 97)

Fikren, zikren ve fiilen çalışmayan insanlar toplumun/çevrenin maskarası olurlar. Dilencilik onlar için tek çare olur. Kötü yola düşerler. Hırsız ve arsız olurlar. Rezil ve rüsvay olmaya mahkûm hâle gelirler.

Mehmet Akif Ersoy’un şu iki mısraı herkesin kulağına küpe olsun:

“Kim kazanmazsa bu dünyada bir ekmek parası

Dostunun yüz karası; düşmanın maskarası.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mevlüt Özcan Arşivi