Hasan Aksay

Hasan Aksay

CHP, Suriye’de ne istiyor?

CHP, Suriye’de ne istiyor?

TBMM, Suriye konusunda, bir konsorsiyum söz konusu olmaksızın, askeri harekata izin vermiş, süreyi belirlemiştir. Konsorsiyum olsa, görev sınırlandırılabilirdi. Askerin tek başına yurt dışı izni, sınırlı değil genel olur. Değişen şartları kapsar. İnönü başbakan, gemiler Kıbrıs’a yola çıktı. Harekat tamamlanmadan geri dönmesi için yeni bir karar alınmadan geri döndürüldü. Son Kıbrıs çıkarmasında, yeni bir karar için TBMM toplantıya çağrıldı. Toplantıdan önce, eski kararla harekat başlatıldı. Suriye için yeni bir karara gerek yoktur. CHP, “Karar var ama ben tekrar istiyorum” dese eh, denebilir? 

Kaldı ki şartlar, aleyhte değil, geç olsa da lehte gelişmiştir. Gerek hükümetin ısrarlı gayretleri ve gerekse hadiselerin seyri, insanlığın huzur ve güvenini ilgilendiren bu önemli konuda, dünya ile beraber hareket etme imkanı doğmuştur. Bu noktada, izni yeniden görüşmek, anlamsızlıktan öte ciddi bir yanlıştır. 
Dikkat çekmeyi esas alan bulvar medyası, haber için, “Köpek, adamı ısırmışsa, haber değeri yoktur. Adam, köpeği ısırmışsa haberdir” denir. 
Müzmin muhalefet örneği olarak da, Fransa’da hükümet ne der, ne yaparsa zıddını iddia eden yazarı, başbakan davet eder, “Teklifini çok beğendim. Planı iptal ettirip, o yolu, teklif ettiğin güzergahtan geçireceğiz” der. Yazar, ertesi gün, “Hükümet benim yol teklifimi kabul etti. Bu hükümet doğru iş yapmaz. Demek ki ben yanılmışım. Yol, eski planına göre yapılmalı” diye yazar. 
CHP’nin bu hali ne? Dikkat çekici haber gayreti mi? Müzmin muhalefet mi? Böylesine önemli bir konuyu sulandırmak pahasına da olsa, dikkat çekici bir müzmin muhalefet mi? Bunun için kısaca tarihine bakıp, hafızayı tazelemek gerekebilir: 
1950 öncesi CHP, “Açık oy, gizli tasnif” usulüyle iktidar olduğu için sadece emrederdi. Ekmek karneyle olacak! Her vatandaş bir ay yolda çalışacak! İtiraz yok.
1950’den beri ise, dikkat çekici olacak kadar garip olabilmesi için her seferinde, akıntıya karşı yüzercesine iktidarlara ters gitmeye kararlı bir muhalefet tarzında ısrarlı bir örnek olmuştur. Menderes Rahmetli, Sahil yolu yapacak, şiddetli muhalefet; Vatan millet caddelerine aynı. 1960 darbesinde en önde koştu. Arkadan parsayı topladı. Darbe sevdası bir tutku haline geldi.
İktidarlar değişiyor. CHP muhalefet tarzında nokta değişmiyor. Boğaz köprüsüne direndi. 2. köprüye yine karşı. Destek ve öncülükte büyük gayret gösterdiği Gezi terörünün ilk talimatının, “3. Köprü, 3. Hava limanı ve Nükleer enerji ihalelerinin iptali” olması da, dikkat çekicilik ve olmayacak işe gayrette eşsiz örnekler oldu. 
Şimdi komşumuz Suriye’de, 2,5 seneden beri insan vicdanını ve insani değerleri tahrip eden bir vahşet yaşanıyor. Vahşeti sonlandırmak için hükümetimiz ve milletimiz, dünyanın takdir ettiği bir gayret ve fedakarlık sergiliyor. Siyonizm’in İslam karşıtı derin ağına rağmen, Obama başta olmak üzere ciddi bir katılım ve başarı sağlandı. CHP, tam bu noktada, “TBMM kararı?” demekle, akıntı değil, çağlayana karşı mı yüzmek istiyor?
Suriye ile sadece son müşterek tarihimiz Osmanlı’da beş asır. Etle kemik gibi bütünleşmişiz. Halk, 2,5 senedir vahşice katlediliyor, göçe zorlanıyor. Gayret, bu zulüm vebasını ortadan kaldırmak, insanlık vicdanını ve değerlerini kurtarmaktır. 
Zulüm var gelir, geçer. Zalimle beraber yok olur. BAAS zulmü, Siyonizm gibi özellikli ve köklüdür. Buna rağmen başlangıçta Esat, halkla; halk, Esat’la anlaşmaya yakındı. Fitne dışarıdan ateşlendi. İran ve Rusya’nın ihtirası, Çin’i de yanına alınca BAAS zemini. Esat’ı, savaşa sürükledi. 
Hata, doğurucudur. Marifet, dikkat edip ilk hatayı yapmamaktır. İlk hatanın zorlayıcı bir gücü yoktur. Ama her hata, tamir için yeni hatalar doğurur. Kanı kanla yıkamak gibi. İlk hata ile Esat’ın iradesi, İran ve Rusya’ya esir düştü. Ve hızla üreyor. Şehit, göç hızla artıyor. Şehirler viran, tarih yok oluyor. Vahşet, kimyasal silaha geldi dayandı. Böyle devam edilemez.  
Esat’ın dış destekli zulüm hastalığını önlemekte gecikme, Gezi’de başarısız kalmasına rağmen, Sisi felaketini doğurdu. Suriye yangınını teşvik edenlerin, Esat’la perdelenen yayılmacı başarıları, bu tür fitneleri, teşvik ediyordu. Türkiye’nin gayretlerinin, Mısır’daki destani halk direnişinin ve Obama kararının, insanlığı ferahlatacak, yayılmacı zalimleri, düşündürüp cezalandıracak bir istikamette gelişmesini Allah’tan niyaz ediyorum. “Başlamak, işin yarısıdır.”  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Aksay Arşivi