Ali Ferşadoğlu

Ali Ferşadoğlu

Kulak verilmesi gereken ses!

Kulak verilmesi gereken ses!

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kamu Denetçiliği Kurumunca düzenlenen Uluslararası Kamu Denetçiliği Sempozyumu’nda, “Demokrasi bir zihniyet devriminin, benimsemenin, özümsemenin, kabullenmenin neticesinde en ideal anlamda işlevsel hale gelir. (...) Ancak zihniyet değişimi ya da zihniyet devrimi gerçekleşmediği sürece yapılanlar sadece kâğıt üzerinde kalacak, pratik teorinin çok arkasından gidecektir. Devlet şeffaf olabilir, kanunlara uyabilir, eşit, tarafsız olabilir. Devlet, kâğıt üzerinde en modern, en ileri hakları vatandaşına temin edebilir. Ama devletin işleyişini sağlayan bürokrasinin zihniyeti değişmiyorsa kendisini bürokrasi yeni şartlara hazırlamıyorsa toplum demokratikleşirken, bürokrasi köhnemiş geleneklere sıkı sıkıya sahip çıkıyorsa, işleyiş mutlaka eksik kalacaktır” dedi. (02.09.2013)
Serapa doğru doğru teşhisler, tesbitler. Ve günaydın!

Keşke, “zihniyet değişikliğinin” ilmî, imanî, sosyal altyapısını hazırlayan Risale-i Nur eserlerine daha fazla sahip çıkılsaydı!
Zihniyet değişikliğini gerçekleştirecek olan Bediüzzaman’ın eserleri olduğunu, Diyalog Avrasya Platformu Eş Başkanı Harun Tokak, Van’da tertiplenen bir etkinlikte şöyle seslendirir: “Üstad Bediüzzaman Said Nursî’yle birlikte bir ses yükseldi. Bugün buradaysak o ses bizi topluyor. O ses ayrımcı bir ses değil, kucaklayıcı bir ses. Ortak değerlerin, kültürlerin değil. Bütün dünyadaki sesleri bir araya getirecek bir ses. O yüzden sizden ricamız o sese kulak ve omuz vermeniz.” (Yeni Asya, 11.11.2012)
Sayın Başbakan! Keşke Bediüzzaman’ın başta Sözler, Lem’alar, Mektubat, Şuâlar, Münâzarât, Divan-ı Harb-i Örfi, Hutbe-i Şamiye ve sair eserlerinin, zihniyet değişikliğini yapan dünya çapında eserler olduğunu anlasaydık ve dile getirebilseydik!
Keşke “Bediüzzaman Said Nursî bizim değerimizdir!” diyen siyasîler, hiç olmazsa onun eserlerinin isimlerini bilseydi!
Keşke himmetleri, gayretleri, zihinleri, enerjileri bunların anlaşılmasına yöneltseydik. Keşke, zihniyet değişikliğini gerçekleştiren ve “Siyaset tabiblerinin reçetesidir” dediği Münâzarât’ı bir kere okuyabilseydik.
Keşke, Arap Baharı’na (kış ve fırtınaya dönüştü) silâh ve lojistik destek yerine; İslâm âleminin sosyal, siyasî ve ekonomik problemlerini teşhis edip, çözüm yollarını gösterdiğ Hutbe-i Şamiye’yi (bir kere okusaydık) başta Mısır, Suriye olmak üzere ihvanlarımıza gönderseydik!
Keşke zihniyet değişikliğini engelleyen Kemalizm’e sahip çıkarcısına, “Yolumuz Atatürk yoludur, onun ilkel ve inkılâplarını uygulamaktır!” demeseydik. Keşke!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Ali Ferşadoğlu Arşivi