Ersoy Dede

Ersoy Dede

Dershanelere Ne Olacak?

Dershanelere Ne Olacak?

Şu Gökkubbenin altında, dershane meselesi ile ilgili söylenmemiş söz kaldı mı? Lütfen bütün politik angajmanlarınızı bir kenara bırakın ve öyle okuyun bu yazıyı.. İktisat bilimi, kıt kaynaklarla sınırsız ihtiyaçların karşılanması üzerine çalışan bir bilim dalıdır.. Olmaz gibi görünür ama iktisat bilimi bunu yapar.. Eğitim de Türkiye’de modellendirilirken tamamen bu prensip üzerine oturtulmuş.. Kıt okullara, sınırsız çocuğun yerleştirilmesi, sınırsız sayıda mezuna kıt iş imkanlarıyla yanıt verilmesi paradoksu.. Önce “çocuk çok okul az” ardından ise “mezun olan çocuk çok istihdam imkanı az”.. Dalgalı bir tablo.. Bu tablodan ancak ve ancak acımasız sınav sistemleriyle başa çıkılabilirdi. Öyle yapıldı.. Çocuklar öğretim hayatları boyunca yarış atı gibi sınavdan sınava koşturup durdular.. Niye? Çünkü öğrenci sayısı fazla, gidilecek okul sayısı azdı.. Çok doğal olarak, sistem, çocukların tümünü okutmak yerine, içlerinden en çok soruyu doğru yanıtlayan ve en az yanlış cevap vererek doğru yanıtladığı soruları yakmayan çocuğu okutmayı tercih ediyordu.. Bunun için acımasız bir sınav yapılması gerekiyordu.. Öğrenci seçmek için değil, silkelemek için.. Silkelenmek istemeyen çocuklar ise okurken eşit olmayan şartlarına rağmen, sınav sırasında eşitmiş gibi davranılması üzerine kendilerince önlem almaya çalıştılar yıllarca.. Eğitimdeki bu adaletsizlik nedeniyle, özel ders, kurs, dershane, ek ders, etüt gibi bir takım kavramlarla tanıştık.. 

BİRİ GİDİYORSA, DİĞERİ GİDECEK

Bir kere dershane denklemimiz net.. Aynı sınıfa giden ve ders notları aşağı-yukarı aynı olan iki çocuktan biri dershaneye gidiyorsa, diğerinin muhakkak gitmesi lazım ki, şartlar eşitlensin. Bunun tartışması yok. Şartları ya diğer çocuğun da dershaneye gideceği şekle getirirsiniz ya da dershaneye gideni de göndermezsiniz.. Bunun başkaca bir izahı yok. Ama diyeceksiniz ki; “Galatasaray, İstanbul Erkek, Kabataş gibi çok ünlü liseler var. Burada okuyan çocuklar zaten hep bir adım önde değil mi?”.. Açık konuşmak gerekirse, evet hep bir adım önde.. Çünkü o okullar da halen mevcut sistem içinde kurumlar sınavına göre öğrenci alıyorlar. Dolayısıyla üniversite seçmesinden farklı değil oradaki adaletsizlik de.. Ama bir yerden başlanması gerekiyor. Tüm okulların aynı müfredatta ve aynı tonda eğitim verdiği bir ülkede, tüm öğrencileri kapsayacak olan sınavın da bu şartlar dikkate alınarak tertiplenmesinden daha normal bir şey olamaz. 

DERSHANELER TEKRAR NE ZAMAN AÇILIR?

Gelin size kısa vadede olacakları da söyleyelim bu vesileyle.. Önce dershanelerin ruhsatları iptal olacak. O dershaneler ne olacaksa olacak. (özel okul, ek ders sınıfı vesaire neyse artık) Sonra ise ihtiyaca binaen özel dersler başlayacak. Sonra bu özel derslerin ücretleri öğrencilere ağır gelecek ve gruplar halinde özel ders almaya başlayacaklar.. Daha sonra bu dersler, “kurs” adı altında okulların bir odasında verilmeye başlanacak. Sonra talebin yükselmesi ve arzın da ihtiyacı karşılayacak seviyeye gelmesi nedeniyle, özel teşebbüsün önünde yasalar duramayacak ve bir yolunu bulup dershaneler yeniden açılacak. Bunun böyle olmaması için, hızla sistemin adaletli hale getirilmesi şart.. Bu siyasi iktidar, bunu başarırsa, bugünkü dershane sahiplerinin de alkışlayacağından hiç kuşkunuz olmasın.. Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ersoy Dede Arşivi