CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, kamuda başörtüsü serbestliği getiren yönetmelik değişikliğinin iptali için Danıştay’a gitmişti.

İptal başvurusunda gerekçe üretmekte hayli zorlandığı anlaşılıyor ki kendince ayet yorumlarına girmişti.

Ayetlerden yola çıkıp kendince İslam’da örtünme şekilleri saymış Danıştay’dan da bunları gerekçe kabul etmesini beklemişti.

İptal başvurusunun mürekkebi kurumadan, Tanal’dan ikinci bir başvuru daha geldi.
Andımız uygulamasının okullardan kaldırılmasıyla ilgili yönetmelik değişikliğini de Danıştay’a taşıdı.

Tanal gerekçesinde ayet ve hadis bulamamış olacak ki, bu kez örnekler üzerinden gitmiş.
Singapur ve Güney Afrika’da andımız benzeri metinlerin öğrencilere her sabah okutulduğunu anlatmış uzun uzun.
Tanal’ın bize gösterdiği istikamet Afrika anlayacağınız.
CHP’liler eskiden Batı değerleri, Avrupa Birliği normları, Kopenhag kriterleri diyerek etkilemeye çalışırdı insanları.

Başörtüsü yasağı gibi antidemokratik, uygulamaların örneğini bulmak güç tabi.
Ne yapacak CHP mecburen gericilik yapıp, Afrika’ya dönecek, tüm ülkenin de Afrika’ya dönmesini isteyecek.

Aslında CHP’nin gerici olduğunu başından beri söylüyoruz ama Türkiye’de kavram kargaşası olduğu için gerici ilerici kavramları biraz karışık.

Yine de temel hak ve özgürlükler gibi önemli düzenlemelerin Danıştay’a bu derece kolay götürülebilmesi can sıkıcı.

İktidarlar değişse bile temel hak ve özgürlükler alanında geriye gidişin mümkün olamayacağı sistemler gerekiyor.

İnsanlar kendilerini garanti altında hissetmeli.
Kişilere ve iktidarlara bağlı özgürlük alanı garantileriyle toplumun ileri gitmesi mümkün değil.

Başörtüsü gibi inanç ve özgürlük alanını temelinden ilgilendiren bir konu Danıştay’da birkaç hakimin vereceği karara bağlı olamaz.

Özgürlükler yönetmeliklerle belirlenecek keyfilikte olmamalı.
Kılık kıyafet ve andımızla ilgili yönetmelik değişikliği elbette önemli.
Ancak bu tip özgürlük meseleleri yasal hatta anayasal garantiler altına alınmalı.
Türkiye’nin on yılda elde ettiği kazanımları geri dönülmez kılmak Hükümetin öncelikli gündemi olmalı kanaatimce.

Toplumu rahatlatan pek çok düzenleme kolayca değiştirilecek pamuk ipliklerine bağlı.
(2010 Referandumu’nda elde edilen kazanımları bunun istisnası tutuyorum elbette.)
Kazanımların kalıcı olması için dönüşümlerin tamamlanması gerekiyor.
Dünyanın her türlü hali var, yarınlarımızı garanti altına almalıyız.
Dünya basınında çıkan haberlere bakınca, her an her şeyin olabileceğini anlıyorsunuz.
Batı’nın temel özelliği hiçbir şeyi unutmamasıdır.
Bedel ödetme Batı’nın gücünü sürdürmesinin ana kaynağıdır.

Irak tezkeresini geçirmezsiniz, onların askerlerini sıkıntıya sokarsınız, Batı bunu not eder.
Aradan aylar geçer, askerinizin kafasına çuval geçirip sizin askerinizi daha büyük sıkıntıyla boğuştururlar.

Batı’nın Türkiye’yle ilgili yeni bir dolap çevirdiği görülüyor.
10 yıllık kazanımların kalıcı hale getirilmesi, bu dolapların sonucu ne olursa olsun insanımız için sağlam bir dayanak noktası olacaktır.