Yavuz Bahadıroğlu

Yavuz Bahadıroğlu

İnsanımızın ve devletimizin kodları

İnsanımızın ve devletimizin kodları

Türkiye bugünlerde netameli bir konu daha buldu: Karma yurtlar ve öğrenci evlerini tartışıyor.

Bugün bir anket yapılsa, hiç kuşkusuz, kız ve erkek öğrencilerin aynı yurdu yahut evi paylaşması aleyhine bir sonuç çıkar.

Ayrıca karma okulların kaldırılması yolunda anket yapılsa eminim “Kız ve erkekler ayrı okullarda okusun” sonucuna varılır.

Bunu karma eğitimden ve karma yurttan, evden yana olanlar da biliyor. Zaten bu yüzden “özgürce hayat hakkı” diyorlar, “hukuk” diyorlar, “Avrupa Birliği normları” diyorlar.
Başbakan ise “yasal düzenleme”den söz ediyor.

Bu konuda yasal düzenlemeye gitmek hiç kuşkusuz “Avrupa Birliği normları”na aykırı olur, ne var ki, tarihi müktesebatımıza ve geleneksel aile yapımıza uygundur.
Şimdi çıkın bakalım işin içinden!..
Halk eğitimde kız-erkek beraberliğine karşı…

Avrupa Birliği, her alanda ve her anlamda kız-erkek beraberliğinden yana.
Hükümet bu durumda halkının taleplerini mi dikkate alacak, yoksa girmek için çabaladığı Avrupa Birliği’nin mi?

Devlet milli değerlerimize göre mi yapılanacak, Avrupa Birliği değerlerine göre mi?
Çünkü insanımızın kodları ayrı, Avrupa Birliği’nin normları ayrı: Bazı alanlarda bu ikisini uzlaştırmak mümkün olamıyor.
Devletle milleti uzlaştırmak da öyle…

Bazı alanlarda devlet ayrı telden çalıyor, millet ayrı telden…
Devlet ayrı kıbleye yürüyor, millet ayrı kıbleye.

Meselâ devletin nikâh algısıyla devletin nikâh algısı farklı: Belediye nikâhı devlete yeterken (sanki devlet evlenecek) millete yetmiyor; üstüne bir de “imam nikâhı” kıydırıyor.

Can alıcı soru bence şu: Millet mi devlete uyacak, devlet mi millete?
Devlet millete uyarsa “Avrupa Birliği normları” ne olacak?..
Açılan fasıllar nasıl kapanacak?..
Devlet, milleti tarafından reddedilen metinleri hangi güce dayanarak imzalayacak?
Yine çelişkiler yumağına dolandık, kısacası.
Aslında, millet Müslüman (kahır ekseriyet) devlet laik olduğu işin çelişki bu işin özünde var.

Hani “Nikâhımıza bile karışıyor” diye Başbakanı eleştirirler ya, aslında nikâhımıza kadar karışan, yani yatak odamıza bile giren devlettir!

Nikâhı nasıl kıyacağımızı o söyler (İmam değil, belediye kıyacak)…
Kimleri seveceğimize (Atatürk ve İnönü tabii), kimlerden nefret edeceğimize (II. Abdülhamid ve Vahideddin) o karar verir…
Müslümanlığımızın sınırlarını o çizer (Hem oruç tutan, hem içki içen Müslüman!)…
Çocuk sayımıza o karar verir (Bakın bakalım eski ders kitaplarına, aile resimlerinde iki çocuktan fazlası var mı?)…
Ezanımızı o değiştirir (Ezanı Türkçeleştirirken millete mi sordular?)…
Kılığımızı o tanzim eder (Baş örtme yasağından oluşan mağduriyetleri hiç saymayalım, çünkü daha çok taze).

Daha dün katsayı üçkâğıtçılığıyla İHL mezunlarını üniversiteye giremez duruma getiren yine devletimiz değil mi?

Kısacası insanımızın kodları devletimizin kodlarıyla, devletimizin kodları Avrupa Birliği’nin kodlarıyla pek uyuşmuyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yavuz Bahadıroğlu Arşivi