Abdullah Şanlıdağ

Abdullah Şanlıdağ

AK Parti ve paralel devlet

AK Parti ve paralel devlet

17 Aralık’ta düğmeye basan küresel güçler (küresel güç kavramını okuyunca, cemaate yakın kalemler peşin hükümle, işte bir komplo teorisiyle kaleme alınmış yazı daha diyecekler); yolsuzluk operasyonu ile AK Parti’yi bir kez daha dize getirmeyi planlamışlardır. Gezi eylemiyle hedefine ulaşamayan eski Türkiye sevdalıları bu kez kökleri daha derine yaslanan güçleri de arkalarına alarak, yolsuzluk, rüşvet ve Halk Bankası üzerinden iktidara karşı operasyon başlattılar. Nitekim Milliyet kaynaklı bir haberde BBC’de James Reynolds imzasıyla yayımlanan yazıda şunların altı çiziliyor:

“Erdoğan bu kez en az kendisi kadar iyi örgütlü bir muhalifle karşı karşıya: Fethullah Gülen ile Başbakan Erdoğan ikilisi arasında bu mücadele Erdoğan’ın açıkça beyan etmediği 2014’te Cumhurbaşkanı olma hevesinin önünde tehdit oluşturuyor. Recep Tayyip Erdoğan 2013’te protestoculardan gelen tehdidi savuşturmayı başardı. Fakat bu defa tehdit nihai hedefi bilinmeyen çok daha örgütlü bir muhalefetten geliyor.”

Üzerinde durulması gereken asıl sorun ne? Bu 17 Aralık saldırısı bir yolsuzluk mu, iktidara karşı operasyon mu? İlk günden beri hem cemaate yakın kalemleri, hem liberal duruşu ile iki tarafa da vuranları ve hem de iktidara yakın yazarları takip etmeye çalıştım. Zaman zaman empati yaptım. Acaba yıllarını İslam’a adamış bir çınar ağacı Türkiye’nin istikrarını bozmak için küresel güçlerin tetikçisi olabilir mi? Ya da Hakan Fidan olayı ile başlayan, Hakan Şükür’ü partiden istifa ettiren, dershaneler konusu ile hükümetle arasını iyice açan, Okyanus ötesinden bir yandan kardeşlik esasına vurgu yaparken diğer yandan sert söylemlerle iktidara göndermeler yapan Fethullah Hoca efendi ve cemaati bu fotoğraf karesinin neresinde duruyor?

Bana göre cemaat ile iktidar yanlısı olanların handikabı şu: Cemaatin gazetesi tek tüfek çalışıyor. Manşetinden makale yazarlarına kadar hepsi bu olayı sadece yolsuzluk boyutuna indirgeyip oradan iktidara saldırırken, asıl amaçları Türkiye’nin istikrarını zedelemek isteyen zinde güçlerin değirmenine su taşıdıklarının farkında değiller.

Aynı gazetenin Şahin Alpay isimli eski tüfek bir yazarı ise şu incileri döktürmüş: “Yeni Türkiye özleminin Erdoğan’a teslim olmayacağının ilk büyük işareti geçen yazın gezi parkı gösterileriydi. İkinci büyük sinyali ise, görevlerine bağlı savcı ve polislerin başlattıkları şimdiki rüşvet ve yolsuzluk soruşturması. Bu gelişmeler eski ve yeni Türkiye ittifaklarının yeniden mevzilenmelerine ve ikisi arasındaki mücadelenin keskinleşmesine yol açıyor. Yani olan biten din savaşı değil, Eski-Yeni Türkiye kavgası.”

Sayın Alpay’a göre Tayyip Bey eski Türkiyeli. Allah rızası için bir düşünün. Derin Devletin pimini çeken, askeri vesayeti bitiren, terörü sonlandıran, devleti bağımsızlaştıran, Türkiye’yi normalleştirerek ABD güdümünden çıkaran, IMF’ye borcunuzu kapatan, hatta 5 milyar Dolar borç veren bir devlet olan. Ortadoğu’nun dokunulmaz tağutu Tel Aviv’e kafa tutan, küresel kabadayıların liderlik ettiği BM, NATO, AB gibi küresel örgütleri açıktan hedef alan, yollar, barajlar, köprüler, üniversiteler inşa eden, komşularını koruyan ve gözeten, dünyadaki mazlumların umudu, Müslümanların çaresi konumuna gelen bir lidere bu gözle bakan birisine söylenecek söz yoktur.

Operasyonun omurgası Halkbank üzerinden AK Parti’dir. Türkiye’nin İran’la ticari ilişkileri Halkbank üzerinden yapılmaktadır. Yine Kuzey Irak petrolünün paraları da Halkbank’ta toplanmaktadır. Yabancı sermaye (ABD, İSRAİL, NEO-CON) Türkiye’nin ekonomik ve siyasi yönden ilerlemesini istemez. Özellikle İran ile olan ilişkimizden başta İsrail olmak üzere hepsi rahatsız. Sakın ABD’deki İsrail lobisi Halkbank’ı kara listeye almış olmasın?..

Fotoğrafın bütününe baktığımızda Sayın Erdoğan haklı olarak, bürokrasi içindeki paralel devlet yanlısı bir ekip tarafından hançerlendiğini söyleyebilir. Bu durumda siz kalkıp bunun adını “Hizmeti bitirme operasyonu” koyarsanız, kendi ayağınıza sıkmış olursunuz. Ortada bir cemaati bitirme değil, düpedüz iktidarı hançerleme operasyonu var ve siz bu operasyonda bilerek veya bilmeyerek tetikçi rolünü üstlenmişsiniz. Sivil idareye kafa tutmayı, milletten aldığı emaneti bürokratlara teslim etmeyi hangi lider kabul eder?

Hem yolsuzluk ve hem de iktidara yönelik çok ciddi bir operasyonla karşı karşıyayız. Eğer cemaat yanlısı gazete ikisini birlikte değerlendirse, gerçekleri bir de bu cepheden okusa ve görse, bürokrasinin iktidarı kuşattığını kabul etse mesele kalmayacak. Ama böyle yapmayıp, kendisine servis edilen bilgilerle belden aşağı vurmaya devam ederse, bundan AK Parti değil kendileri zararlı çıkar.

Hükümet de meseleyi sadece operasyon koridorundan yürütmemeli; hem yolsuzlukların, hem de operasyonu tezgahlayanların üzerine (ucu kime dayanırsa dayansın, hırsızlardan bıktık-usandık) sonuna kadar giderek herkesi rahatlatmalıdır. Ne ağlarsın benim zülfü siyahım, bu da gelir, bu da geçer ağlama…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Abdullah Şanlıdağ Arşivi