Ayhan Demir

Ayhan Demir

Sırbistan Seçimleri ve Boşnaklar

Sırbistan Seçimleri ve Boşnaklar

Neredeyse tüm komşularıyla sorunlar yaşayan Sırbistan’ın, kendi içerisinde de sular durulmuyor. Bu ülkedeki her gelişme, Sırbistan’ın Balkan köprüsünün kilit taşı olduğu düşünüldüğünde, Türkiye için de oldukça önemli hale geliyor. 

Sırp İlerleme Partisi-SNS lideri Aleksander Vuçiç, Ocak ayının son günlerinde, iki Sırp partisi; SPS ve URS ile iki Boşnak partisi; SDPS ve SDA Sancak’tan oluşan koalisyon hükümetinden çekildiklerini açıkladı. Ardından Sırbistan Cumhurbaşkanı Tomislav Nikoliç, parlamentonun feshedildiğini ve erken genel seçimlerin 16 Mart’ta yapılacağını ilan etti.

Koalisyonun görünürdeki dağılma sebebi, ‘ekonomik reformların uygulanmasındaki siyasi isteksizlik’ gerekçesiyle, Ekonomi Bakanı Saşa Raduloviç’in istifası etmesi. Ancak asıl gerekçe Vuçiç’in, hükümetin başarısını partisinin hanesine yazdırmak istemesi. SNS eski lideri Nikoliç’in, seçim tarihini açıkladığı toplantıda, hükümete övgüleri de bu sebeptendi.

İki yıl önce gerçekleştirilen genel seçimlerde ipi bir adım önde göğüsleyen SNS, bu seçimlerinde favorisi. Her ne kadar yüzde 35-40 civarında bir oy alması beklense de, bu oy oranı, tek başına iktidar için yeterli değil.

Son seçimde hem Cumhurbaşkanlığı hem de Başbakanlık koltuğunu kaybeden Demokrat Parti, Boris Tadiç’in 2012’deki istifasından beri, oldukça sıkıntılı günler yaşıyor. İki yıl önceki oy oranının, neredeyse yarısını kaybetti.

Koalisyon hükümetinde Başbakanlık görevini yürüten Sırbistan Sosyalist Partisi-SPS lideri İvitsa Daçiç, hükümetin başarısından istifade ederek, oy oranını artırmak için mücadele ediyor. SPS’nin yüzde 15 civarında bir oy alması, sürpriz olmaz.

Aslına bakılırsa yeni hükümetin kaderini, bir önceki seçimde yüzde 6-7 oy alan, Voyislav Koştunitsa’nın liderliğindeki Demokratik Sırbistan Partisi-DSS ve Çedomir Yovanoviç liderliğindeki Liberal Demokrat Parti-LDP belirleyecek. Buna, yüzde 8-10 civarında bir oy alması beklenen, eski Cumhurbaşkanı Boris Tadiç liderliğindeki Yeni Demokrat Parti’si de ilave edilmeli. 

Sırbistan seçimlerini bizim için önemli kılan en önemli sebeplerden bir tanesi de, ülkedeki Boşnak Müslümanların geleceğidir. Boşnak Müslümanlar, ne yazık ki, bu seçimlere de dağınık bir şekilde gidiyorlar. Boşnak partileri, ayrı ayrı seçime katılmanın yanı sıra, farklı Sırp partileri ile koalisyon halindeler.

Belgrad’ın politikalarına karşı milliyetçi ve muhafazakar bir tutum sergileyen Süleyman Uglyanin liderliğindeki SDA Sancak, seçimlere tek başına katılacak. Uglyanin, erken seçim kararından pek memnun değil. Verilen sözlerin tutulmadığını ifade ediyor. Ayrıca, parlamentoda, ‘Boşnak cephesi’ oluşturmayı hedefliyor.

Rasim Lyayiç liderliğindeki Sosyal Demokrat Parti Sırbistan-SDPS, Sırp İlerleme Partisi-SNS ile ittifak yapacak. Lyayiç’in ‘Sırbistan ve Sırplarla entegrasyonu’ savunduğu düşünülürse, bu ittifak daha iyi anlaşılabilir. Ancak 2012 yılında Muamer Zukorliç’i kast ederek; “Müftüye verilen her oy, Nikoliç ve Vuçiç’e destektir” diyen Lyayiç’in, Vuçiç’in SNS partisi listesinden seçime girmesi kaderin bir cilvesi olsa gerek.

SDP ilk kurulduğunda, Uglanin’e karşı mücadele edip, İslam Birliği’ni savunuyordu.

Sonradan SDP lideri Rasim Lyayiç değişti. İslam Birliği’ne karşı mücadele etmeye başladı.

Aralık 2010’da Sancak Müftüsü Muammer Zukorliç’in desteği ile kurulan Emir Elfiç liderliğindeki Boşnak Demokratik Birliği-BDZ, 2012 seçimlerinde, Sancak’ta üçüncü parti oldu. Bu seçimde, Voyvodina Macar İttifakı-SVM ile ittifak yapıyor. 

Müftü Zukorliç, ‘son sözü kimin söyleyeceği’ hususunda anlaşmazlığa düştüğü, Emir Elfiç’i devre dışı bırakmak istedi. Bu mümkün olmayınca, Yahya Fehratoviç liderliğindeki BDZ Sancak’ı kurdular. Zukorliç, Belgrad’a karşı, çok keskin bir söyleme sahip. Ancak BDZ Sancak, ılımlı söylemleriyle bilinen, Çedomir Yovanoviç’in LDP’si ile ittifak yapacak.

Gelinen nokta itibariyle Sancak’ın oyuna talip olan dört siyasi parti var. Ancak Boşnak partileri, Sancak’ı temsil kabiliyetinden çok uzaklar. Sancak’ı Belgrad’da temsil etmek adına oy istiyorlar ama daha ziyade Belgrad’ın Sancak’taki temsilciliğini yapar gibi bir halleri var. Sancaklı Boşnakların ihtiyaç ve taleplerini Belgrad’a iletmektense, Belgrad’ın aldığı kararları Sancak’ta duyurmak daha kolaylarına geliyor.

Sancak’ın haklarını korumanın ve taleplerini Belgrad’a kabul ettirebilmenin ilk ve temel şartı, Boşnakların birlik olması ve Sancak Boşnak Milli Meclisi’nin yeniden hayata geçirilmesidir. Birlik olunması halinde elde edilebileceklere dair en güzel örnek Kırım Tatar Milli Meclisi’dir. 

Maalesef Boşnak siyasiler bu iradeyi ortaya koyamıyorlar. Bu noktada Türkiye’ye önemli bir vazife düşüyor. Türkiye, tüm taraflara eşit mesafede durarak, bütünleştirici bir misyon üstlenmeli ve tarafları biraraya gelmeye ikna etmeli. Aksi halde, Müftü Zukorliç örneğinde olduğu gibi, Sancaklı Boşnakları Almanların kucağına sürükleyebilir. Hatta, Allah korusun, Sancak’ın asimilasyona uğraması kaçınılmaz hale gelebilir. Ne Sancak’ın ne de Türkiye’nin böyle bir lüksü olamaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ayhan Demir Arşivi