Yavuz Bahadıroğlu

Yavuz Bahadıroğlu

Şehzade katlinin yasal dayanakları

Şehzade katlinin yasal dayanakları

Şehzade katli konusunu kavrayabilmek için, Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan itibaren yakasını bırakmayan şehzade isyanlarını kısaca hatırlayalım…

1. Ertuğrul Gazi vefat edince, âlim ve fazıl insanlardan oluşan “Ak Saçlılar Kurulu”, Osman Gazi’yi “Bey” seçti…

Amcası Dündar Bey ise, beylik sırasının kendisinde olduğunu, Osman Gazi’nin hakkını gasp ettiğini iddia ederek ayaklandı (1298)…

Bizans valileriyle işbirliği yaparak yeğeni Osman Gazi’ye komplo kurdu. Osman Gazi bu tuzağa düşseydi, henüz “Beylik” sürecini dahi tamamlayamayan Kayı Aşireti, devlete dönüşmeden Bizans’ın hükmüne girip yok olacaktı…

Beylik kurtuldu, ama Dündar Bey hayatından oldu. 

“Keşke beylik de Bey de yaşasaydı” diyebilirsiniz, ama eğer beylikle Bey (Dündar Bey) bir arada yaşayamıyorsa, kimin hayatını tercih edeceksiniz? Beyliğin hayatını mı, Dündar Bey’in hayatını mı? 

Osman Gazi, sorumluluğunun icabı olarak, beyliğin yaşamasını seçti. Amcasını tercih etseydi, hem kendisi hayatından olacak, hem de Osmanlı Devleti büyük bir ihtimalle doğmadan ölecekti. Bu da İslâm bayrağının yere düşmesi anlamına gelecekti (çünkü Osmanlı, “İslâm’a 600 sene bayraktarlık” yaptı).

Tabii, “Bana ne devletten, bana ne İslâmiyetten” de diyebilirsiniz, ancak bu gerçekçi olmaz.

2.1385’de Sultan I. Murad’ın henüz 14 yaşlarında bulunan küçük oğlu Savcı Bey isyan etti. O sırada Sultan I. Murad, Bizans İmparatoru V. Yuannis Palaologos’la ittifak halindeydi. Birlikte Anadolu Seferi’ne çıkmışlardı. 

İmparatorun büyük oğlu Andronikos ileOsmanlı Şehzadesi Savcı Bey, anlaşarak babalarına karşı bayrak açtılar. Andronikos İstanbul’da imparatorluğunu ilân ederken, Savcı Bey Rumeli’de padişahlığını ilân etti.

Sultan I. Murad, hızla Rumeli’ye geçti. Şehzade Savcı Bey’le müttefiki Andronikos’unordularını darmadağın etti. Çaresiz kalan Savcı Bey, Dimetoka’ya kaçtı, ama orada yakalanıp idam edildi.

Şehid Hünkâr Murad Hüdavendigâr, babalık şefkatiyle davranıp ülkenin yarısını Savcı Bey’e verseydi, öteki oğulları da “Baba mirası”ndan pay isteyecek, devlet beş evlât arasında bölüştürülecek, bu kez “Devletin iyi yerleri senin payına düştü” savaşları çıkacak, birkaç sene içinde ortada “devlet” kalmayacaktı.

3. Timur Han’ın galibiyetiyle ve Osmanlı Padişahı Yıldırım Bayezid’in esir edilmesiyle sonuçlanan Ankara Savaşı (1402)sonrasında (Fetret Devri), Yıldırım Bâyezid’in oğulları bir birleriyle acımasızca savaştılar. Binlerce mazlumun kanı aktı, canı yandı, bu yüzden Bizans’a nice tavizler verildi, daha önce alınmış topraklar iade edildi. Hatta İstanbul’un fethi 50 yıl gecikti…

Musa Çelebi bir ara İstanbul’u sıkı şekilde muhasara etmişken, kardeşinin (Mehmed Çelebi) ordusuyla üzerine gelmesi yüzünden muhasarayı mecburen kaldırdı, daha sonra Bizans’a âlet olan kardeşlerden Mustafa Bey (nam-ı diğer “Düzmece Mustafa”) isyanlarıyla, Osmanlı Devleti, önemli kayıplara uğradı. Halk çok sıkıntı çekti…

4. Sultan II. Murad zamanında, padişahın Bizans’ta yaşayan kardeşi Şehzade Mustafa (Düzmece Mustafa’dan ayırt edilebilmesi için tarihlerimiz bu şehzadeyi “Küçük Mustafa” olarak yazar) Bizans, Germiyan ve Karaman kışkırtmaları sonucu ayaklandı…

Bunun üzerine Sultan II. Murad, tıpkı Musa Çelebi gibi, İstanbul kuşatmasını kaldırarak küçük kardeşinin üstüne yürümek durumunda kaldı (1423). Çok insanın kanı aktı, devlet zayıfladı. 

Daha birçok örnek var. Fatih Sultan Mehmed, bütün bu isyanların devlet ve millete çok pahalıya patladığını hesap ederek, meşhur “Kanunname”sine malum hükmü koydu: Dedi ki: “Ve her kimesneye evlâdımdan saltanat müyesser ola, karındaşların ‘Nizâm-ı âlem’ içün katl itmek münâsibdur. Ekser ulemâ (âlimlerin çoğu) dahi tecviz etmişlerdur. Anınla âmil olalar!”

“Bağy” (huruc ales-sultan=devlete isyan) suçundan Mustafa ve Bayezid isimli şehzadelerini katleden Kanuni Sultan Süleyman’ın hukuki dayanağı işte bu maddedir. Dolayısıyla verdiği karar “pozitif hukuk”a uygundur. Ayrıca “töre” dediğimiz “örfî hukuk”a da uygundur.  

Geriye “Şer’i Hukuk” kalmaktadır ki, şehzade katlinin o tarafına yarınki yazımızda bakmaya çalışalım…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
15 Yorum
Yavuz Bahadıroğlu Arşivi