Ersoy Dede

Ersoy Dede

Paralel istihbarata suçüstü

Paralel istihbarata suçüstü

Başbakan Erdoğan ile oğlu arasında geçtiği iddia edilen telefon konuşmalarıyla ilgili skandal tablo, bir gerçeğin net bir biçimde kamuoyuyla buluşması bakımından da hayırlı bir işe yaradı.. Takip ettiyseniz görmüşsünüzdür, İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’ndan, altında üç ıslak imzanın bulunduğu bir açıklama yapıldı.. Açıklamada; “Bilal Erdoğan hakkında bir dinleme kararı bulunmamaktadır” deniliyor.. Bu tek gerçek durum ise bizi bir yere götürüyor.. Ve bu götürdüğü yer, düğümü çözecek olan yer.. Hani Ayet-i Kerime’de mealen deniyor ya; “..Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz.” (Bakara Suresi, 216) Bu ortalıkta dolaşan ve CHP’nin de tepe tepe kullandığı ses kaydı böyle bir sonucu ortaya koyarsa şaşırmayın.. Dendi ki savcılık açıklamasında; “Bilal Erdoğan hakkında bir dinleme kararı bulunmamaktadır”.. Bunun birkaç pratik sonucu vardır.. İlki, kasetin tamamen gerçek olduğu varsayımıyla, bir dinleme kararı olmamasına rağmen Bilal Erdoğan’ın dinlenmiş olduğudur. Bu ise emniyet içinde bir paralel istihbarat merkezi tesis edildiğine dair tam anlamıyla bir suç üstüdür... Üstelik dinlenen telefonun diğer ucunda T.C. Başbakanı olması ise meseleyi tartışmasız-tereddütsüz casusluk davasına sokar.. Ki olayın failleri ağır cezada yargılanırlar.. Eğer dinleme gerçek ve kaset doğruysa elbette.. Eğer bu “paralel istihbarat” iddiası reddedilecek olursa, bunun neticesinde daha vahim bir tablo çıkacak karşımıza.. “İmalat kaset”.. Numan Kurtulmuş ve Rasim Ozan Kütahyalı için porno kaset üretmekte hiçbir sakınca görmeyen kişiler için böyle bir telefon konuşması hayli masum bile kalır.. Şimdi biri çıkıp da bana derse ki; “o porno kasetlerle bizim ne alakamız var?” diye.. O vakit telefon konuşması işi de sahiplenilmiş olur.. Kim Numan Kurtulmuş kasedini reddediyorsa demek ki Başbakan’a kurulan imalat kaset tuzağının içinde demektir.. Demem o ki, sadece Balıkesir’deki mahşerî kalabalığa bakarak bile rahat rahat söyleyebilirim ki bu kaset-maset işleri Ak Parti’de ve Başbakan’da sinek ısırığı kadar bile etkide bulunmamış.. Ama yapanları ipe götürecek gibi görünüyor... 

YENİ KOMPLOLAR

“Turbun büyüğü heybede” diyorlar birkaç gündür.. Başbakan’ı zora sokacak yeni tuzak ve komplolar geliyor demektir bu.. Onlar patlatmadan ben arz edeyim müsadenizle.. Uludere Trajedisi ile Muhsin Yazıcıoğlu’nun şüpheli ölümünü MİT’e, dolaylı olarak da Hükümet’e yıkacak bir şeyler çıkaracaklar.. İki mesele önemli.. Biri Kürtler için diğeri ise (aslında her yurttaş için ama) daha çok milliyetçi hassasiyeti yüksek olanlar için... Profili böyle belirgin olarak ortaya koymamızın bir nedeni var.. Neyi hedeflediklerini görün diye... Ülkücüleri Batı’dan Kürtleri de Güneydoğu’dan sokağa dökmeyi hedefliyor bu yapı.. Temelde her iki grubu da Başbakan’a karşı kışkırtmayı düşünüyorlar.. Fakat bu tehlikeli oyunun sonu Ülke’yi iç savaşa kadar götürür.. Bunu da bilmiyor olamazlar.. Muhsin Yazıcıoğlu üzerinden yürütülecek bir kampanyanın gelmekte olduğu açık.. Bu konuda bugüne kadar yapılan yayınlara, yazılan kitaplara baktığımızda aralarında BBP’nin de olduğu pek çok kurum içinde en masumunun MİT olduğu çok açık biçimde görülecektir.. Bu konuda sorulacak ilk soruya karşı; “7 bin kişiyi dinlediniz, Başbakan’ın kriptolu telefonuna kadar girdiniz de o helikopteri neden bulamadınız peki?” diye bir soru sorarlar, altında ezilirsiniz.. İsterseniz Muhsin Yazıcıoğlu işine gireriz.. Ama baştan uyarayım, paralel yapı bu işten feci halde dayak yemiş biçimde çıkacak.. Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ersoy Dede Arşivi