Yener Dönmez

Yener Dönmez

CHP’liler skoru hazmedemedi

CHP’liler skoru hazmedemedi

Seçimlerden sonra ilk grup toplantısıydı. Uzun bir aradan sonra olsa gerek Meclis’te iğne atsan yere düşmeyecek bir yoğunluk vardı. Salı günkü, CHP lideri Kılıçdaroğlu’na yumruklu saldırının olduğu Meclis grubundan söz ediyorum.

Olayın olduğu esnada oradaydım.

Kılıçdaroğlu saldırısında AK Parti kendine yakışan bir duruş sergiledi.

Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, Başbakan, parti genel başkanları ile grup başkanvekilleri en üst düzey tepkiyi gösterdi.

Saldırıya karşı birlik ve bütünlük mesajları verildi.

Peki CHP ve lideri Kılıçdaroğlu bakanlardan Taner Yıldız ile Bekir Bozdağ’a yapılan saldırıda aynı duyarlılığı göstermiş miydi?

Hacıbektaş saldırısından sonra aradığım Bozdağ, “Yumruk değil Kılıçdaroğlu ile CHP’lilerin tavrı acıttı” demişti.

Kılıçdaroğlu’na saldırana saldırıp linç eden CHP’liler, Bozdağ’a saldırana karşı üç maymunu oynayıp hatta saldırganın yanağını okşamış, kelepçe taktırmayıp, makam araçlarıyla karakola götürüp, kol kanat gerip kalkan olmuşlardı. Kılıçdaroğlu Bozdağ’a saldırıdan sonra kürsüye çıkıp hiçbir şey olmamış gibi konuşmasını sürdürmüştü. Kürsüde bir “geçmiş olsun” temennisinde dahi bulunmamıştı.

CHP’lilerde ciddi bir hazımsızlık söz konusu…

Maçta skoru hazmedemeyip, saldırganlaşıp kırmızı kart gören futbolcu gibiler.

Önceki gün grup öncesi Adalet Bakanı Bozdağ ile kendi seçim bölgesini konuştuk.

Bakan Bozdağ sonuçlardan son derece memnundu. “Bir nazar boncuğumuz var. Onun dışında tüm ilçeleri kazandık” dedi.

Sarıkaya ilçesi dışında AK Parti Yozgat ve 12 ilçesinde tulum çıkarmış.

Çalışan kazanıyor.

CHP olaya bir de bu taraftan bakmalı…

Bugün Meclis Başkanı Cemil Çiçek partilerin grup başkanvekilleri ile bir “Güvenlik Toplantısı” yapacak.

Belki de bazı meslektaşlarımızın önerdiği gibi partilerin grup toplantılarının yapıldığı Salı günlerinde Meclis gruplarının halka kapatılması gündeme gelecek.

“Meclis ziyaretçilere kapatılsın” düşüncesini doğru bulmuyoruz.

Çünkü millet iradesinin tecelli ettiği Meclis’te vekili ile görüşme günü olarak Salı gününü belirleyen millete Meclis’i kapatmak en büyük haksızlıktır.

Artık bu bir teamül, randevu günü, bir gelenek haline geldi.

Bu kapatma fikri bana İttihat ve Terakki’nin Milli Eğitim Bakanı Emrullah Efendi’nin “Şu mektepler olmasaydı maarifi ne güzel idare ederdim” sözlerini hatırlattı.

Tamam yol geçen hanı olmasın, her elini kolunu sallayan giremesin ama tümüyle de halka kapatılmasın Meclis…

Güvenlik zafiyeti giderilmeli, kurallar uygulanmalı, disiplin sağlanmalı fakat millete asla kapatılmamalı.

Mutat olarak her hafta şahit oluyoruz.

Boş vakit geçirmek için, dedikodu yapmak için bazı “lümpenler” Meclis’i mesken tutabiliyor.

İşleyişi, ahengi bozmak isteyen bazı görevsiz “düşkünler” gelebiliyor.

“Ben çok zekiyim. Ben çok zekiyim” diye ortalıkta dolaşan işgüzar “meczuplar” soluğu Meclis’te alabiliyor.

Normal yollardan sahada işini çözememiş “beceriksizler” gelebiliyor.

Kendini her şey zanneden ama aslında bir hiç olan, torpilden medet uman, kural kaide tanımayan saygısız “müptezeller” de gelebiliyor.

Dün onun yanında bugün bunun yanında yer alan, güç karşısında fırıl fırıl dönen “senaristler”, istikrarı bozmak, ortalığı karıştırmak isteyen “provokatörler”, “mikserler”, “ajanlar” dahi gelebiliyor lakin bunlar var diye Meclis’i halka kapatmak kolaycılık olur.

Eskiye dönüş olur.

Özetin özeti:

Meczup var, düşkün var, müptezel var, provokatör var diye Meclis millete kapatılamaz.

Önlem alırsınız, kural koyarsınız olur biter…

Biliyorsunuz AK Parti iktidarına kadar Başbakanlığın önündeki yol halka kapalıydı.

Erdoğan ilk kez Başbakanlık önündeki yolu halka açtığında büyük takdir topladı.

Milletin gönlünü kazandı. Milletle kucaklaştı.

Bir de milletin inanç ve değerlerine saldıranlar var.

Bugün yaşı seksene dayanmış, bir ayağı çukura inmiş ama aklı bir karış havada hafif mi hafif, terbiyesiz mi terbiyesiz, saygısız mı saygısız, iğrenç mi iğrenç, şirret mi şirret ahlak yoksunu Kür’ü yazacaktım.

Fakat gündem yoğunluğu müsaade etmedi.

Ama ne olursa olsun başörtülülerle playboy kızlarının aynı zihniyette olduğunu öngören bir küstahlığı es geçemeyiz.

Kür, Çankaya Köşkü’ne davet edilenler arasında olmasına rağmen Cumhurbaşkanı’nın eşi başörtülü olduğu için daveti reddettiğini şöyle anlatıyor: “Cumhurbaşkanı’nın ve Başbakan’ın eşinin kapalı olmalarını, bu kadar geri olmalarını kabul edemedim. Başörtülü olmayı gericilik olarak görüyorum…”

Aslında suç sende değil de neyse…

Sen iffet, namus, ahlak, şeref nedir bilir misin Kür?

Var mı senin lehçende bu değerlerin yeri?

Sana yazar olamazsın demedim farkındaysan…

Hele saygı, zarafet, nezahet, nezaket, incelik gerektiren kadın hiç olamazsın…

Beynin sulanmış, suratından iğrençlik akıyor.

Ağzından lağım fışkırıyor.

Onca yıl biriktirdiğin kini, nefreti bulduğun ilk fırsatta kusuyorsun.

Yeter artık daha fazla midemizi bulandırma…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
11 Yorum
Yener Dönmez Arşivi