Ersoy Dede

Ersoy Dede

Sil Baştan

Sil Baştan

Herşeyi baştan baştan bir daha sorgulatan bir hadise Kars’ta yaşanan.. Bilirsiniz büyük kriminal ve sosyolojik vakaların isimleri gazeteciler tarafından konulur.. Susurluk Skandalı, Civangate gibi.. Açık söyleyeyim ben bu hadiseye isim-başlık falan koyamadım.. Gazeteciliğimiz gitti, baba-anne yanlarımız kaldı sadece.. Cinayet zanlısının adını açık açık yazmamızdan, fotoğraflarını basmamızdan, “katil” dememizden belli değil mi? Gelin şu işi, bir kaç boyutuyla değerlendirelim birlikte..

ÇOCUKLARIMIZI KORUYALIM

Bu adam, ailenin tanıdığı biri diyorlar.. Babasının arkadaşıymış.. Bana herşeyi sorgulatan derken başta bunu kastediyorum.. Çocuklarımız konusunda zaten korumacı ve ziyadesiyle muhafazakâr bir tavrımız vardı, bu hadise tam üstüne geldi.. Kime “arkadaş”, kime “akraba” diyeceğimizi yeniden gözden geçiriyoruz bugünlerde.. Size de tavsiye ederiz.. Varsınlar asosyal desinler. Oturun ve bir karar alın. Biliyorum bizim misafirperver aile yapımızla bağdaşmıyor ama yapacak birşey yok.. Kimlerle arkadaşlık edeceksiniz, eve kimleri sokacaksınız, çocuğunuzu kime emanet edeceksiniz?.. Paranoyak olun demiyorum. Her akrabaya şüpheyle bakmayın tabi.. Ama minik kızınızı kucağına oturtup saçını okşayan akrabaya da izin vermeyin.. Zor, ama böyle.. Sonra bir ömür boyu ağlayacağınıza bu sıkıcı, antipatik, tepki çekecek olan tavrı koyun.. Sizinle maç muhabbeti yapmaya gelmiş koca koca adamlara, kızınızın çay-çorba servisi yapmasına izin vermeyin. Hatta karınızın.. Hatta evinize bekar erkek arkadaşlarınızı hiç getirmeyin.. Hatta dışarıda da görüşmeyin. Ne olur ki? Sizin sorumluluğunu taşıdığınız bir aileniz var.. Önceliğiniz bu olsun.. Arkadaşlar, koruyun çocuklarınızı.. Anladınız mı? Gerisi boş.. Bir de sahip çıkın çocuklarınıza.. Yollamayın dışarıya.. Bakkala, markete kendiniz gidin.. Baba, yemeğini kendi gelsin alsın evden.. Tek başına sokaklara oynamaya da çıkarmayın o yaştaki çocuğu.. Varsın miskette ütülmeden büyüsün.. Varsın evde sıkıntıdan patlasın.. Sizinle birlikte parka gitmeyecekse, gitmesin arkadaş..

İDAM

Deniyor ki ilk günden beri, bu tip hadiselerle alakalı olarak idam geri gelsin.. Bu adama ne ceza verseniz azdır.. Ne diyeyim? Doğru.. Ama bir yanıyla, spesifik bir hadiseden yola çıkarak, insanlık dışı bir cezayı geri getirme çağrısı, bana ilkesel olarak yanlış geliyor.. Özellikle cunta yargısının varlığını bile bile.. Düşünsenize Adnan Menderes’i.. 12 Eylül şartlarında bir o taraftan bir bu taraftan asılan çocukları.. “Son bakıştaki o gözler kaldı aklımızda” diye üzerine şarkılar yazılan.. Ya da Salih Mirzabeyoğlu’nu düşünün.. Bugün evine dönme ihtimali var. Oysa o yargılandığında idam cezası olsa asılmıştı çoktan. Veya Yakup Köse.. Hem de çocuk yaşta asılacaktı belki de.. Kars’taki sapığı asalım elbette. Fakat bu ceza yeniden TCK’ya girerse, yanlış ellerde neye dönüşebildiğinin acı hatıralarıyla dolu yakın tarih.. Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ersoy Dede Arşivi