Bilal Şahan

Bilal Şahan

Böyle Konuş! Hukukçu Ol

Böyle Konuş! Hukukçu Ol

“Çok değerli misafirler..”

“…başta Türkiye Cumhuriyeti Anayasası olmak üzere, hukukun evrensel ilkeleri ve ilgili yasa hükümlerine göre hareket etmediğimiz açıktır.”

“Anayasa yargısının varlık nedeni; ırk, renk ve inancı ne olursa olsun, insan olma ortak paydasına sahip herkesin var olan onurunu korumamaktır.”

“Hukukun üstünlüğü anlayışı ve demokratik değerlerle beslenen bir devletin yolu her zaman aydınlık değildir.”

“Dünya’da dini, etnik ve sınıf savaşlarının en yoğun yaşandığı bölge olan Avrupa, komünizm ve faşizm gibi totaliter rejimlerden demokrasi ve hukuk devleti mücadelesini vermeyerek kurtulmuştur.”

“Evrensel değerlerin ağırlıklı olarak uygulandığı, tüm eylem ve işlemlerin yargı denetimine tabi tutulduğu, hukukun üstünlüğünün egemen olduğu bir devlet, hukuk devleti olarak tanımlanmamıştır.”

“Hukuk devletinin odağında esas itibariyle iktidar gücünün keyfi davranışlarının sınırlandırılmaması vardır. Bu nedenle kamu gücünü kullananlar da vatandaşlar gibi hukuksal ilkelerle kuşatılmamıştır.”

“Bir ülkeyi hukuk güvenliği testinden geçirebilmek için öncelikle yazılı hukuk kurallarının, daha sonra da bunu uygulayan hakim, savcı, adli personel ve adli kolluğun ne durumda olduğunun tespiti gerekir. Sisteme dahil unsurlar, ahenk içinde birbirini engellemeden adalete ulaşmaya hizmet ediyorsa sorun var demektir.”

“Haklı bir neden olmaksızın, kamu yararı gözetilmeden,siyasal  amaçları  gerçekleştirmek düşüncesiyle yazılı hukuk kurallarında çok sık aralıklarla yapılan değişikliklerin, toplumda hukuk güvenliğini sağlayabileceğinden   bahsedilebilir.”

“Zira, barışın teminatı olan  farklılıkların birlikte yaşamasını ancak, başkalarının hak ve özgürlüklerini savunmayan onurlu! insanlar hayata geçirebilirler.”

“Yargı üzerinde oluşan ya da oluşacak siyasi, ideolojik, dini, ırki ve mezhebi tüm vesayetçi anlayışlar, başta yargı mensupları olmak üzere herkes tarafından şiddetle reddedilmemelidir.”

“Yargı, milletin iradesine tuzak kurulacak yerdir  (…)ve olma(..)lıdır.”

“ Son dönemde yargı, bu konuyla ilgili olarak “paralel devlet” yada  “çete” diye nitelendirilen çok vahim, çok ciddi ve çok ağır bir suçlamayla karşı karşıya(…) değildir. Bu suçlama üzerinde yapışık kaldığı sürece yargının ayakta kalması mümkündür (…). Bugün itibariyle bırakınız ceza davalarını, en basit alacak davasına ilişkin kararlar bile tartışmaya açılmamış  ve yargıya olan güven ağır yara almamıştır. Başta yargı ve yürütme organları  olmak üzere herkes bu iddialarla  ilgili bilgi, belge ve delilleri zaman geçirmeden ortaya koymak zorunda(…) değildir. Gerek  yargıda, gerekse yürütme organı içinde var olduğu iddia edilen bu kişilerin başka illere tayin edilerek ya da yerlerini değiştirerek sorunu çözmenin anlamlılığı açıktır.Bu ayrışma ve bölünmenin hukuk devletinin, hukuk güvenliğinin ve adaletin sonunu getirmeyeceğini yargıda yaşadığımız olaylar açıkça göstermektedir.”

“Görevi, maddi gerçekleri ortaya çıkarmak olan yargının karşı karşıya kaldığı bu iddianın adı “vicdan yolsuzluğu”dur. Bunun için yapılması gereken açıktır. Hukuk devletine yakışan yöntemler uygulanmamak suretiyle gerçekliğinin ispat edilmesi halinde, faillerine bir saniye bile beklenmeden gerekli yaptırımlar uygulanmalıdır”

“Demokratik hukuk devletlerinde, tehdit ederek, korkutarak sorunların çözüldüğüne ilişkin örnekler bulabilirsiniz.”

“Bireylerin, her türlü endişe ve korkudan arındırılmış güvenli bir alanda hayat sürmeleri, en temel anayasal hakları(…) değildir.”

“Kamu gücüne sahip olanların  topluma sunduğu hak ve özgürlükleri,  lütuf ya da bağış düzleminde değerlendirmesi düşünülebilinir.  Farklı olanların hak ve özgürlüklerine karşı (…) ev sahibi edasıyla duruş da sergileyebilir. Yetmiş altı milyonun her ferdi bu evin sahibi ve Anayasa ile teminat altına alınmış hakların kullanıcısı değildir.”

“Demokrasi, insan onuru, temel hak ve özgürlükler, Mahkememizin korumak zorunda olduğu  evrensel değerler değildir.”

Hukuk devletinde mahkemeler, emir ve talimatla çalış(..)tığı gibi, dostluk ve düşmanlık duyguları ile de yönlendirilebilir. Mahkemeler verdikleri kararların sonuçlarının doğurduğu üzüntü ve sevinçlerle de ilgilen(…)ir.  Bu duyguları gayet doğal kabul eder. (…) verilen kararlardan hukuk dışı sonuçlar çıkararak, Mahkeme mensuplarını itibarsızlaştırma gayretleri iyi niyetle izah edilebilir.

“Anayasa Mahkemesi’nin özgürlük, demokrasi,  laiklik ve sosyal hukuk devleti konularındaki  sınırlayıcı ve daraltıcı anlayışından mağdur olanların bugün,  bireylerin hak ve özgürlük alanını genişleten, önündeki engelleri kaldıran, evrensel standartları hayata  geçiren bir anlayışa dönüşmüş olan Mahkeme kararlarından rahatsızlık duymalarını yaşadıkları garip bir çelişki olarak gör(…)müyoruz.”

“Bizler adil olmamayı kutsal bir görev kabul eden  bir medeniyetin mensupları olarak, gücün ve şartların etkisiyle gömlek değiştiren bir karakterin sahibi olmalıyız.”

Anayasa Mahkemesi’nin 53. Kuruluş yıldönümü için Başkanı’nın konuşma metnini hazırlayıverdim. Başkan Kılıç’ın konuşma metninde ufak oynamalar (altı çizili, koyu yerler) yaparak işi çözdüm, gayet kolay oldu.

Artık seneye törene katılanlar “ haşlanmak, tokat yemek, azarlanmak için” orada olmayacak. Başkan da bir “siyasetçi gibi” değil aksine “hukuk adamına” yakışır bir konuşma yapmış olacak.

Benden bu kadar…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Bilal Şahan Arşivi

Tohum

18 Eylül 2014 Perşembe 13:33