Fatih Akkaya

Fatih Akkaya

PKK Müdür Seçti!

PKK Müdür Seçti!

Geçtiğimiz hafta Güneydoğu’da seçim vardı.

Şaka değil, ironi değil.

Bildiğiniz seçim.

Sandıklar kuruldu…

Sandık görevlileri belirlendi…

Listeler oluşturuldu…

Oylar kullanıldı.

Gizli falan değil, aleni.

***

Güneydoğu’da bölücü terör örgütünün güçlü olduğu “devlet okulları”nda, “devletin öğretmenleri” arasında yapıldı bu seçim.

Seçim PKK’nın eğitim kolu “Eğitim Sen” adlı sözde sendika eliyle yapıldı.

Bir süredir “Üreten biziz yöneten de biz olacağız” diyorlardı.

5-6-7-8 Mayıs tarihlerinde Diyarbakır, Hakkari gibi illerde yaklaşık 100 “devlet okulu”nda sandık kuruldu.

PKK sempatizanı Eğitim Sen’li öğretmenler görev yaptıkları bu okullarda aralarında kendilerine müdür ve müdür yardımcıları seçti.

Afiş bile bastırıldı.

Bu afişler “devletin okulları”nın kapılara günler öncesinden asıldı.

Afişlerde “Kendi yöneticimizi kendimiz seçmek için 5-8 Mayıs tarihleri arasında haydi sandık başına. Üreten biziz yöneten de biz olacağız (Eğitim Sen)” ifadeleri yer aldı.

***

Eğitim Sen adlı sendika KESK'e bağlı.

KESK’in başındaki isim Lami Özgen.

Özgen, siyasi iktidarın çözüm süreci kapsamında oluşturduğu “Akil İnsanlar Heyeti”nde görev verdiği biri.

Akil Özgen’in nasıl bir “çözüm” peşinde olduğunu ortaya koyan bu seçim karşısında, peki mevcut okul müdürleri, ilçe-il milli eğitim müdürlükleri ne yaptı?

Bölgeden görüştüğüm devletine, milletine bağlı; tüm derdi çocukların eğitimi olan eğitimcilerin verdiği bilgilere göre,

1--Bu okullarda kimi müdürler zaten PKK sempatizanı olduğu için, seçime göz yumarak, eşbaşkanının seçiminde bizzat görev aldı.

2--Bu okullarda kimi müdürler umursamayıp “yapsınlar ne olacak ki” rahatlığını gösterdi.

3--Bu okullarda kimi müdürler de korktuğu için sesini çıkaramadı.

4--Başka bazı okullarda da sandık kurulmak istendi. Fakat gerek sağduyu sahibi öğretmenler ve daha da önemlisi müdür ve yardımcılarının karşı duruşu ile buna müsaade edilmedi.

İlçe ve il milli eğitim müdürlüklerindeki idareciler de bu şekilde, bölünmüş durumda.

Kimi görmezden gelelim dedi; kimi umursamadı; kimi karşı çıktı…

11-mayis-pkk-mudur-secimi.jpgSonuç, bölücüler bir eşbaşkanlık daha kazandı!

***

Ankara’da, İstanbul’da bir okul düşünün.

Çocuğunuzun okuduğu lise olsun.

Bir siyasi düşünce etrafında toplanmış bir grup öğretmen, mevcut müdüre başkaldırıyor.

“Biz kendi müdürümüzü seçip ona uyacağız” diyor.

Sandık kuruyor vs.

Kendi müdürünü seçiyor.

Veya devletin başka bir kurumunu düşünün.

Bir grup memur toplanıp, kendilerine amir seçimi yapıyor!

Nasıl bir şey bu?

Bunun izah edilebilir bir tarafı var mı?

Buna müsaade edilebilir mi?

Edilmez; devlet de millet de buna müsaade etmez.

Lakin öyle bir süreçten geçiyoruz ki, sözkonusu PKK/BDP oldu mu ne yapsalar yutuluyor!

Yukarıda anlattığım seçimler de görmezden gelindi/geliniyor.

PKK sempatizanı öğretmenler, kendilerinden olmayan öğretmenleri örgütvari yöntemlerle baskı altına alıp, yasa dışı seçimlerine katılıp, destek vermeye bile zorladılar, bu da görmezden gelindi.

Üstüne üstlük bir de,

PKK sempatizanı öğretmenlerin kendilerini desteklemeyen, bu yasa dışı seçimlerine katılmayan öğretmenlerin isimlerini “cezalandırılmaları” için BDP/PKK’ya verdiği bilgisi var.

Mevcut okul ve ilçe, il müdürleri bunları görmüyor olamaz.

Peki ne yaptılar?

Neden müsaade ettiler?

Çözüm sürecinden anladıkları şey bu mu oluyor?

Çözüm süreci bunu mu gerektiriyor?

***

“Devletin atadığı okul müdürünü tanımıyoruz” diyor adamlar: “Biz kendi seçtiğimiz müdüre, yardımcılarına uyacağız”.

Bu ve benzeri bölücülüğü açıktan söyleyebiliyor ve icraata da geçirebiliyorlar artık.

Ne de olsa ortam son derece müsait!

Ne yapsalar katlanılıyor!

Bulunmaz bir fırsat!

Siyasi iktidara sorsan, en fazla o da kısık bir sesle “oyuna gelmeyelim, aman çözüm süreci sekteye uğramasın” cevabını alırsın.

Oyuna gelmeyelim gelmeyelim de…

Oyunu mu kalmış işin?

Atı alan üsküdarı geçiyor.

Siz iyi niyetli olabilirsiniz lakin,

Karşıdaki din iman bilmeyen eli kanlı bir terör örgütü.

Bunlardan iyi niyet beklenebilir mi?

***

Değerli okurlar,

Çözüm süreci ile birlikte ne olacaktı?

Dağdakiler silahlarını bırakacak, içerideki unsunlar sınır dışına çıkacak; buna karşın Hükümet de bir takım “demokratik” adımlar atacak.

Hükümet kanadı belirtilen “sorumluluklarını” bir bir yerine getiriyorken,

PKK tarafında değişen bir şey oldu mu?

Ben göremiyorum.

Ellerinde silah, hazır kıta bekliyorlar.

Heran yeni bir çatışma ortamı oluşabilir diye, hazırlık yapıyorlar.

İşte gündeme geldi, son 6 ayda 600’den fazla çocuk dağa çıkarılmış.

Analar ağlamaya devam ediyor.

PKK anaları evlatlarını katlederek ağlatıyordu, şimdi kaçırarak ağlatıyor.

Teröristbaşı hafta sonu Diyarbakır'da yapılan bir etkinlik için gönderdiği mesajda açık açık tek devlet, tek millet, tek bayrak zırvadır diyor.

Ve onca açılıma, yatırıma, adıma rağmen 30 Mart seçim sonuçları ortada.

Mardin gibi bir il PKK’ya geçti değerli okurlar.

İktidar partisi sözcüsünün memleketi Van, PKK’nın kalesi haline geldi.

***

Özetin özeti:

İyiye gitmiyoruz.

Adım adım bölünüyoruz.

“Anadilde eğitim”den, “ayrı polis, ayrı bayrak, ayrı parlamento”ya geçildi ve bunlar bir bir gerçekleşiyor.

Eğer bunda bir sorun görüyorsak, önlemini almalıyız.

Yok eğer, zaten “amaç” bu veya “ne var bunda canım, öyle olsun” düşüncesinde isek,

Bu açıkça söylensin, bilelim neyin ne olduğunu.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fatih Akkaya Arşivi