Mehmet Koçak

Mehmet Koçak

Bir Ocak’tan 284 Ocağa Ateş Düştü...

Bir Ocak’tan 284 Ocağa Ateş Düştü...

Soma’daki kömür madeninde meydana gelen iş kazası nedeniyle Milletçe tarihin en büyük acılarından birini yaşıyoruz. Acımız çok büyük… Milletçe birlikte ağlıyoruz… Başbakan Erdoğan 3 günlük “Milli yas” ilan edildiğini açıkladı ve ülke genelindeki bayraklar yarıya indirildi... TBMM’nin “Milli Yas”a uyarak saygı duruşunda bulunuldu ve meclisi oluşturan 4 siyasi partinin ortak bildirisi okunarak meclis tatil edildi.

Devletin zirvesi tüm ülke dışı ziyaret ve ülke içi programlarını iptal ederek olay yeri Soma’ya gitti. Hem incelemelerde bulundular hem de madencilerin yakınlarının acılarını paylaştılar. Ülke genelinde camilerde salalar ve hutbeler onlar için okundu, gözyaşları içinde dualar onlar için yapıldı.

Kısacası yapılması gereken her şey yapıldı, yapılıyor…

Cenab-ı Allah’tan; ölen işçilerimize rahmet, yaralı işçilerimize acil şifa, işçilerimizin ailelerine de sabırlar vermesini niyaz ediyoruz... Ülke olarak hepimizin başı sağolsun...

HDP–BDP NEDEN HEYET GÖNDERMEDİ..?

Biz; inanç veya etnik köken ayırımı yapmadan acı ve tatlı günleri paylaşan bir milletiz. Çünkü etnik kökenlerimiz farklı olsa da bizler; aynı vatanın çocukları olarak kardeşlik hukukunda birleşen aynı inanç ve aynı ruha mensubuz.

Ve bizler aynı inanç ve kardeşlik hukukunun mensupları olarak biliriz ki; “acılar paylaşıldıkça azalır, sevinç ve mutluluklar paylaşıldıkça çoğalır”

Tüm siyasiler ve sivil toplum kuruluşları bu inanç çerçevesinde hareket ederek dün Van’a bu gün Soma’ya koştular.

Soma’da gözlerimiz TBMM’de okunan o ortak bildiriye imza veren BDP- HDP heyetlerini aradı. Ama maalesef orada değillerdi ve kendilerini temsil eden hiçbir heyet gönderilmedi.

Hâlbuki madenden çıkarılanlar arasında çok sayıda da güneydoğulu kardeşimiz vardı. Hiç kimse “sen şuralısın” diyerek ayırım yapmadı. Herkes; hepsinin kurtuluşu için dualar edip seferber oldu. Ayırım yapmadan her biri bizden bir parça diyerek kucaklayıp onlar için gözyaşı döktük.

Çünkü biz biriz, aynı iman ve inançla bu toprakları küffara karşı korumak için, birbirimizin kucağına şehit düşen atalarımız bu toprakları bize yani ayırım yapmadan hepimize vatan bıraktılar.

Farklı siyasi kanaatler bu yüce değerlerin önüne asla geçmemelidir. İşte onun içindir ki; HDP–BDP’nin Soma’da olmayışını veya heyet göndermemelerini hem yakıştıramadım hem de ayıpladım…

TÜRKİYE YASTA, İSTİSMARCI HAİNLER SOKAKLARDAYDI…

İlk defa işletme sahibi, genel müdürü ve işletme müdürü olduğu halde basın önüne 4. gün çıkmış oldular. “yaşam odası” olmadığı şirket yetkililerince itiraf edildi.Şirket sahibi ve müdürleri net cevaplar veremediler.

Elbette Soma faciasını “kader” olarak algılayıp sineye çekmek doğru değildir. “İşverenler kazaların önlenmesi konusunda gerekli tedbiri almıyor... Çalışanların büyük çoğunluğu eğitimsiz... Devlet de hem denetim açısından hem yaptırım açısından eksik… Madencilik sektöründe ileri ülkelerin yaptıklarından da ders almıyoruz… Sadece bir kaza olduğunda madencilik sektörünü hatırlıyoruz” şeklindeki haklı eleştirilerin bir karşılığı olarak bir ihmal ve tedbirsizlik varsa; Ayrıca; Özelleştirme ve taşeronlaştırma sisteminde sadece kâra yönelik amaç güdüldüğü için insan sağlığı, insan hayatı ikinci plana atılmışsa; bu konuda zerre kadar bir ihmal ve tedbirsizlik söz konusu ise hesabı sonuna kadar sorulmalı… Sorulur da...

Başbakan Sayın Erdoğan da bu konuda gerekli titizliğin gösterilerek en küçük detayın bile inceleneceğinin sözünü vermiştir. Nitekim Başbakan’ın emirleri doğrultusunda Soma Cumhuriyet Başsavcılığı, faciayla ilgili soruşturma başlattı.

Bakan Taner Yıldız ‘’İhmal varsa ister kamudan ister özel sektörden kimsenin gözünün yaşına bakmayız. Kimsenin ihmaline göz yummayız” diyerek samimi görüşlerini ifade etmiştir. HSYK 28 savcı görevlendirdi. AK Parti, bir hamle daha yaparak Soma’daki maden faciasının araştırılması için TBMM Başkanlığı’na Meclis Araştırma Önergesi sundu.

Zaman içinde “Sabotaj mı?, ihmal mi? Yoksa gerçekten kaza mı?” soruları cevaplanıp gerçeklerin ortaya çıkmasını bizde sabırla bekliyoruz.

Fakat; Başbakan ve hükümetin tavrı net bir şekilde ortada iken, malum çevreler her zamanki gibi ihanet derecesindeki eylemlerini yasta olduğumuz şu günlerde de yapıyorlar.

Henüz hiçbir bilgi net değilken; siyaseten olayı istismar etmek Başbakan’ın hedefe konması ve hükümeti itibarsızlaştırmak amacıyla ihanet derecesinde fitne fesat yayılıyor olması utanç vericidir. Acılı insanlar provoke edilerek, halk sokaklara dökülmek isteniyor… Bu sayede yeni olayların çıkması, yeni acıların yaşanması isteniyor. Bunları yapanlar bilsinler ki; tiksindirici eylemleri ile onlara duyulan nefretin artmasına sebep olmuşlardır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Koçak Arşivi