Tam bir facia…

“Kömür karası” gibi yerin altında değil.

“Geliyorum” diye seslenen; sesin duyulduğu, geldiğinin görüldüğü yerüstünde…
“Müjde habercisi” medyayı okumaktan; liderini, amirini dinleye dinleye olumsuz haberleri komplo olarak nitelendirerek akıl tutulması yaşayan ilgililer, yerel medyanın haberlerine ilgisiz kalmış.

Ne acıdır ki “ burası her an, her dakika yıkılabilir”  diye düşünen yerel yönetimin başı, hem babasını hem yeğenini kaybetti.

Topu topu!!!!  On… beş…can… gitti…

Onbirinin cesedi bulundu… 

Hala dört kayıp aranıyor! Olayın üzerinden iki yılı aşkın süre geçmesine rağmen.
Facia sonrasında “Jandarma, itfaiye ve afet müdürlüğü ekipleri tüm araç gereçleriyle kaza mahallindeler. Helikopter destekli olarak ekipler ve dalgıçlar arama çalışmaları devam ediyor. Ancak Filyos Çayı’nın tabii debisi çok yüksek. Görüş de maalesef yok.

Kayıplara temenni ederiz ki en kısa zamanda inşallah ulaşılır. Acaba altında kalan var mı diye bu çalışmalar da devam ediyor. Kayıplarımızın tüm aile yakınlarına sabır, metanet diliyorum” demiş Başbakan Erdoğan.

Soma’dan tek farkı, bana göre, “köprülerin fıtratında yıkılmak vardır” cümlesinin olmayışı.
“Facianın,” “bir gece ansızın gelebilirim” yerine gayet uyarıcı, vakit tayin edici “ibibikler öter ötmez oradayım” diye seslendiği, 15 kişinin vefat ettiği olayın sorumluları bulundu mu? 

Hayır. Adalet, aramaya devam ediyor.

Savcılık  “arayu arayu birrr  bulsammm izini” dese de siyasi irade “bulunmasına gerek yok, tabii afet” savunmasında.

İçişleri Bakanlığı “her an yıkılabilir diye düşünüyordum” diyen Belediye Başkanı için “hükümetin partisinden” diye midir bilinmez soruşturma izni vermedi.

Valiliklerin de Bakanlık’tan  aşağı kalır tavrı yok. 

Zonguldak Valiliği DSİ yetkilileri için, Kastamonu Valiliği Karayolları ilgilileri için soruşturma izni vermedi.

Meclis de durum farklı mı ki?  Soru önergelerine, araştırma komisyonu kurulma tekliflerine rağmen…

Köprü faciasında babasını ve yeğenini kaybeden dönemin Belediye Başkanı Mithat Gülşen’in  yitirdikleri adına girişimde bulunması gerekir.

Filyos’a düşüp sel sularında boğulanlar dinen şehit ise, hükümet vefat edenlere ne yapmıştır?

Çaycuma’da “suçlu yok”  diyorsanız eğer hapisteki tüm adam öldürmeden mahkum olmuşları çıkartın çünkü “ölüm insanın fıtratında var.”

Ey siyasi irade! Filyos’ta boğulmadan Soma’ya gel de inandırıcı ol.