Yener Dönmez

Yener Dönmez

Musul’da ve Lice’de neler oluyor?

Musul’da ve Lice’de neler oluyor?

IŞİD, Felluce’den sonra Musul’u da ele geçirdi. Selahaddin ve Kerkük şehirleri kuşatma altında ve düşmek üzere. Bölgede tam anlamıyla bir kaos hakim. IŞİD kontrol edilemiyor.

Aslında “kontrol edilmek isteniyor mu?” diye sormak daha doğru olur. Çünkü IŞİD söz konusu kentleri, elini kolunu sallaya sallaya birkaç saat içerisinde kontrolü altına aldı.

Aylar önce IŞİD’in ABD patentli, taşeron, kukla bir örgüt olduğunu yazdım.

Yüz yıllık planlar yapan ABD gibi bir ülke asla Büyük Ortadoğu Projesi’nden vazgeçmemiştir.

Sadece konjonktüre göre planlarında bazı revizyonlar yapabiliyor, elindeki enstrümanları duruma göre eksiltebiliyor, çoğaltabiliyor, aktörlerde ve zamanlamada değişikliklere gidebiliyor.

Ama emellerinden asla vazgeçmiyor.

Yani sorun dünün, bugünün sorunu değil.

Egemen güçler yıllarca bugünlerin planlamasını yaptı.

Olayın bir görünen bir de görünmeyen yönü var.

1-Görünen yönü: IŞİD çok kritik bazı şehirleri ele geçirdi.

2-Görünmeyen yönü: Ele geçirmedi, IŞİD’e teslim edildi.

Peki nasıl?

Çatışma çıkmadan, ciddi hiçbir savunma yapılmadan, birkaç saat içerisinde Irak Ordusu’nun silahlarını da bırakarak Musul’u IŞİD’e terk etmesi, Vali’nin Bağdat’a kaçması vs. insanın aklına pek çok soru işareti getiriyor.

Ayrıca boşaltılan bölgeye Peşmergelerin yerleştirilmesi kuşkuları arttırıyor.

Bütün bunlar doğal, seyrinde gelişen, spontane hadiseler değildir.

Irak Türkmen Cephesi Başkanı Erşad Salihi, bölgede sistematik biçimde Peşmergelerin güçlendirildiğini, Türkmenlerin ise zayıf bırakıldığını açıkladı dün.

Yaşanan işgalin planlı ve anlaşmalı bir “tuzak” olduğunu düşünüyor Salihi.

“Anlaşma olmasaydı, merkezi hükümet kesinlikle buna izin vermezdi. Öyle görülüyor ki anlaşmışlar. Türkmen bölgeleri için emri vaki yapılmıştır. Bunu Ankara’ya da söylemiştik. Herkesin silahlı bir grubu var. Ne yazık ki Türkmenler bu hususta çok zayıf kaldılar, zayıf bırakıldılar. Ankara’nın bu hususun üzerinde ciddi durmasını istirham ediyorum.”

Bu ifadeler Salihi’ye ait.

Bir tek “Bölgeyi yeniden dizayn etmek için düğmeye ABD bastı” demediği kaldı Salihi’nin.

Tabi Salihi’nin açıklamalarını bir de Barzani’nin bağımsız Kürdistan için referanduma gitme planıyla birlikte değerlendirmek gerekiyor.

Yapılmak istenen: Musul ve Kerkük’te Peşmerge nüfusunu artırmak. Yapılacak referandumla da bağımsız Kürdistan’ı kurmak. IŞİD ise pişirilen “Siyon Yemeği”nin sade sosu…

Bölgede taşlar yerinden oynatıldı.

Ankara’da ise yeni yol haritası ve atılacak adımlar için diplomatik trafik hız kazandı.

Askeri harekat da dahil olmak üzere bütün faktörler masada.  

Türkiye Misak-ı Milli sınırları içerisinde yer alan, yüz binlerce Türkmen’in yaşadığı Musul ve Kerkük için bütün kozlarını en etkin biçimde kullanacaktır.

Bundan hiçbir kuşkumuz yok.

LİCE’Yİ BİLEN ANLATSIN

Uzaklardan Lice’yi seyrediyor, Güneydoğu’da olanları anlamaya çalışıyoruz.
Hadisenin içinde olanların bakış açısı ise uzun zamandır net.

Anadolu Köy Korucuları Derneği Başkanı Ziya Sözen bunlardan birisi.
Geçtiğimiz günlerde Genelkurmay’a gelip bir dizi görüşme yapmıştı. 9 köy korucusu ailelerinin gözleri önünde, köy meydanında, hatta birisi okul önünde tüm çocukların bakışları arasında infaz edildi.
Ağızlarından insan haklarını düşürmeyenler, bu insanlık dışı infazları görmediler.

Onların gözünde korucular insan değil çünkü.
Hatta KCK’nın kuracağını ilan ettiği devrim mahkemelerinde hepsinin ölüm cezası alacağı yönündeki taahhüdü yerine gelse, bütün korucular infaz edilse mutlu olacaklar.
Neyse konumuz bu değil.

Konumuz bölgede şu an ne olduğu.
Dernek Başkanı Sözen diyor ki Lice’de iki şey oluyor:
1-Bölge Hint keneviri ekim sahası, PKK yol keserek dikkatleri dağıtarak uyuşturucusunu koruyor.
2-Karşımızda eskisinden çok daha güçlü bir PKK var.
PKK, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin nokta operasyon konsepti, insansız hava araçları, F-16’lar ve lazer işaretlemeli mühimmat üçlüsü gibi teknik imkanlarla savaştığını ve bu yönteme karşı kırsalda mücadele edemeyeceğini gördü 2012’de.
Tıpkı TSK’nın konsept değiştirdiği gibi PKK da konsept değiştirdi bu yüzden.
Artık güçleri şehirlerde ve ilçelerde.

Aylardır il ve ilçe merkezlerine silah taşınıyor. El yapımı bomba imal dersleri veriliyor.
Örgüt Lice’de 2 bin kişiyi silahlandırmış.
Devletleri en çok zorlayacak hadise şehir çatışmalarıdır. Sivil kayıplar tahmin edilemeyecek noktalara gelebilir.
PKK’nın da istediği bu zaten.
Askeri sürekli tahrik ediyorlar. Bir gün bir yerde bir askerin kontrolden çıkıp, makineli tüfeğinin tetiğine basmasını ve onlarca insanı biçip geçmesini bekliyorlar.
Karayılan 2012’de halk ayaklanması için hep bir “kıvılcım”dan bahsediyordu.

Uludere’de aradıkları kıvılcımı bulduklarında ise halkı ayaklandıramadılar.
Bunun sebebini kendi içlerinde sorguladıklarında, güçlerini ağırlıklı olarak kırsalda tuttukları, oysa şehir ve ilçelerde silahlı ve eğitilmiş kitlelerle ayaklanmanın sağlanabileceğini, halkın kendi kendine ayaklanmasının mümkün olmadığı sonucuna vardılar.
Bu sebepten, il ve ilçelerde alt yapı hazırlandı.

Şimdi kıvılcım zamanı…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
12 Yorum
Yener Dönmez Arşivi