Ersoy Dede

Ersoy Dede

Kimse Evinde Tutamaz Yüzde Elliyi

Kimse Evinde Tutamaz Yüzde Elliyi

Anayasa Mahkemesi, bireysel başvuru hakkı kapsamında değerlendirdiği Balyoz ve Devrimci Karargah Davası sanıklarının durumu hakkında bir karara vardı.. Vardığı bu kararı uygulayan mahkeme Hanefi Avcı, Engin Alan, Dursun Çiçek gibi çok sayıda ismin tahliye edilmesine yol açan süreci başlatmış oldu. Bu bizim için yeni bir dönem. Bilmediğimiz şeylerin yaşandığını görüyoruz. Diyor ya şair; “Her şey ben yaşarken oldu, bunu bilsin insanlar.. ben yaşarken koptu tufan, ben yaşarken yeni baştan yaratıldı kainat.. her şeyi gördüm içim rahat....” Bizimki de o hesap.. Bugüne kadar Yargıtay tarafından onanan bir kararın kesin olduğunu sanırdık. Evet Anayasa gereği üst hukuk olarak AİHM’in incelediği dosyalar olurdu.. Ama yaptırımı olmuyormuş demek ki.. Zira bugün Anayasa Mahkemesi’nin Balyoz sanıkları için söylediği sözün tam tersini söylemişti AİHM, Mart 2013’te.. Ama son sözü AİHM değil AYM söyleyecekmiş demek.. 

Değerli dostlar.. Balyoz yahut Hanefi Avcı kararını nasıl buldunuz bilmiyorum. Benim kanaatim olumlu.. Hiç bir itirazım yok. Hak ihlali giderilmiş mağduriyetlerin geç de olsa önüne geçilmiş oldu.. Darısı benzer durumda yatan diğer mahkumların başına.. Ne derler, bilirsiniz. Bir kişi bile haksız yere yatacağına bütün suçlular dışarıda olsun.. Evet de dedim ya bilmediğimiz bir durumu yaşıyoruz diye, bunların tümü bize sürpriz oluyor.. Twitter kararı sürpriz.. Niye? Çünkü daha iç hukuk yolları tükenmeden bir değerlendirme yapıldı, karar verildi, uygulandı.. Balyoz kararı sürpriz. Yargıtay tarafından onanmış bir karar bir anlamda bozulmuş oldu.. Hep yeni durumlar bunlar.. Ve kararlar sevdiğimiz kararlar olduğu için alkışlıyoruz.. Peki bunca alkışın ardından işi bir adım daha öteye götürür mü AYM?.. Mesela, Anayasa’ya göre yargısal denetim dışında bırakılmış olan YSK kararlarını da bozmaya kalkar mı?

Mansur Yavaş, Ankara Belediye seçimlerini kaybettikten sonra soluğu Anayasa Mahkemesi’nde aldı.. Anayasa gereği talep gelir-gelmez reddedip yollaması gereken mahkeme, ek belge istedi müracaatçıdan.. Süreci biliyorsunuz uzatmayayım.. Demek ki inceliyor şu sıralarda.. Oysa aynı mahkeme benzer bir başvuruyu; “..Anayasa’nın 79/2. maddesiyle de Yüksek Seçim Kurulu’nun kararları yargı denetimi dışında bırakılmıştır. Dolayısıyla başvuru konusu işlem Anayasa’nın yargı denetimi dışında bıraktığı işlemlerden olduğundan bireysel başvuruya konu olamaz. Anayasa’nın yargı denetimi dışında bıraktığı bir işleme karşı yapıldığı anlaşıldığından başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin ‘konu bakımından yetkisizlik’ nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir....” şeklinde bir yazıyla reddetmişti.. Konu, Metin Feyzioğlu’nun Baro başkanı olduğu seçime yönelik yapılan itirazdı.. Fakat şimdi öyle demiyor.. Ek belge istiyor.. Peki ya yanlışlıkla Anayasa’yı da ihlal ederek Ankara seçimlerine müdühale ederse?.. 

ÇARŞI KARIŞIR

“Bunlar olmaz”, “böyle şey yapılmaz” diyerek geçiştirilecek kadar basit bir durumdan söz etmiyoruz burada.. AYM, Ankara konusunda karar verir de yanlışlıkla YSK da bu karara direnmezse, ülkede rejim değişmiş, Jüristokrasi fiilen gelmiş anlamına gelir.. Bugün Ankara seçimini incelemesine izin verirsek, yarın bu makam Cumhurbaşkanlığı seçimini de incelemek isteyecektir. O zaman işte evinde kimse tutamaz meşhur yüzde elliyi.. Erdoğan bile.. Kalın sağlıcakla. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ersoy Dede Arşivi