Mehmet Koçak

Mehmet Koçak

İslam dünyasına İstanbul’dan tarihi çağrı

İslam dünyasına İstanbul’dan tarihi çağrı

İslam dünyasından alimlerinin bir araya geldiği, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın öncülüğünde düzenlenen “Dünya İslam Bilginleri Barış, İtidal ve Sağduyu İnisiyatifi” toplantısı içeriği ve zamanlaması bakımından gerçekten çok faydalı ve anlamlı olmuştur.

Çünkü; Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’in de ifade ettiği gibi  bu toplantı bilimsel bir sempozyum, kelami veya fıkhi konuların müzakere edildiği bir görüşme toplantısı olmadığı gibi Filistin, Keşmir, Doğu Türkistan, Karabağ, Arakan, Çeçenistan’ı ve Gazze; velhasıl İslam coğrafyasındaki meselelerin konuşulduğu ve oralardaki Müslüman kardeşlerimizin dertlerine derman olmak üzere yapılan bir toplantı da değildi.

Bu toplantı Allah-u Ekber nidalarıyla namaz kılınan camilerin nasıl bombalandığını, aynı kıbleye yönelenlerin birbirlerine nasıl cihat ilan ettiklerini ve masum insanların kardeşleri tarafından nasıl acımasızca katledildiğinin konuşulduğu bir toplantı oldu. Bağdat, Musul, Kerkük, Rojava, Halep, Hama, Şam ve Trablusgarp’ta yaşanan çatışmaların konuşulduğu bu tarihi buluşmada İstanbul’dan İslam dünyasına önemli bir çağrı yapıldı.

İşte bu toplantının anlamlı ve çok önemli olmasının sebebi de budur.

Çünkü; Hıristiyan ve Yahudilerin İslam karşıtlığı, işgal ve saldırıları devam ederken, İslam coğrafyasında farklı mezhepler üzerinden Müslümanlar arasında kanlı çatışmalar yaşanıyor.

Günümüzde Allah adına ve O’nun rızası için yaptıklarına inanarak Müslümanların birbirini katletmesi gerçekten çok acı bir gerçektir. Bu üzücü gelişmenin durdurabilmesi için Türkiye’nin öncülüğünde İslam dünyasından din alimleri ve entelektüellerin katılımlarıyla asırlarca İslam dünyasına payitahtı olmuş İstanbul gibi tarihi bir şehirde gerçekleştirilmiş olması takdire şayan bir gelişmedir.

BAŞBAKAN ERDOĞAN’DAN TARİHİ MESAJLAR

Bilhassa Başbakan Erdoğan’ın uyarı ve geleceğe yönelik önerilerinin yanında İslam ülkeleri ile Müslüman topluluklarının içinde bulunduğu durumu değerlendirdiği konuşması aynı zamanda bir deklarasyon niteliğindeydi.

İslam dünyasından farklı mezhep ve meşreplere mensup din alimlerinin katıldığı bu toplantıda İslam dünyasının içinde bulunduğu içler acısı durumunu değerlendiren Başbakan Erdoğan bir yerde özeleştiri yapmış oldu.

Batı dünyasının İslam ve Müslümanlara yönelik yanlış politikaları ile Siyonist İsrail’in Filistin halkına yönelik saldırılarını kınarken, İslam ülkelerindeki siyasi dağınıklık ve mezhepsel bağlamda sürdürülen çatışmaları örnekleyerek eleştirmesi katılımcılar tarafından büyük takdir topladı.

Başbakan Erdoğan İslam dünyasındaki siyasilere ve din alimleri ile sivil toplum kuruluşlarına önemli mesajlar vermiş oldu.

Başbakan Erdoğan, bir protokol konuşmasından ziyade İslam dünyasının sıkıntılarını bilen ve bu sıkıntıların aşılması konusunda çareler arayan, birlik ve beraberlik konusunda yol gösteren bir lider konuşması yaptı.

Afganistan, Irak, Suriye, Mısır, Yemen ve Libya başta olmak üzere İslam dünyasında birbirlerini tekfir ederek, Müslümanlar arasındaki iktidarı ele geçirme uğruna etnik ve mezhepsel çatışmalar, kabile ve aşiretçilik üzerinden güç olma gibi savaşlar bir cinnet halidir.  

Vahabi/ Selefi/ Kaideci/Nusayrici ayrıca Sünnicilik ve Şiicilikten beslenen iktidar savaşları mantığındaki iman anlayışı onları bulundukları toplumlarda asosyal ve kimi durumlarda anti-sosyal bir hale sokmaktadır.

Bu bakış açısıyla yola çıkan örgütler içinden çıktıkları Müslüman toplumu da savaşılması mübah, kanları helal insanlar arasında görürler. Irak, Mısır, Suriye, Libya ve Afganistan başta olmak üzere İslam dünyasında Müslüman topluluklar arasındaki kanlı çatışmaların temelinde bu mantık vardır. Bu mantığa sahip insanlardan oluşan örgütler Afganistan ve Irak’ta  işgalcilerden çok kendilerinden kabul etmedikleri Müslümanları öldürmüşlerdir.

Yine; Siyonist İsrail’in Gazze’ye saldırıları ve kara harekatı ile Hamas’ı hedef almasına, Mısır’da darbeci diktatör El Sisi’nin İhvan Hareketine yönelik yok etme operasyonlarında 5000’den fazla masum insanı katletmesine Arap dünyasındaki diktatörler işte o mantıkla sessiz kalıyor.

Çünkü o diktatörler ‘Hamas başarılı olursa, bir örnek olarak kendi ülkelerinde benzer bir örgütlenme sonucu iktidarlarına son verir’ korkusu yaşıyorlar.

İslam dünyasındaki iktidar savaşları, istibdat ve radikalizim İslam ümmetinin baş belasıdır. Onların algı ve bakış acıları yönündeki kanlı eylemlerini benimsememiz veya kabullenmemiz asla mümkün değildir.

Çünkü; onların eylemleri ne insani ne de İslami’dir.

Tüm bu gerçeklerin dile getirildiği İstanbul’daki bu buluşma tarihi bir gelişmedir.

Beklentimiz; benzeri toplantılarla Müslüman topluluklar bilgilendirilerek ayrıştıran ve ötekileştiren ve de kan dökerek cinayetler işleyen örgütler bertaraf edilmiş olur.

Çünkü; bu örgütler ve mezhepçilik yapan ülkeler ile iktidarını sürdürebilme uğruna mezhep farklılığını istismar eden diktatörler, İslam dinine ve Müslümanlara büyük zarar vermektedirler.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Koçak Arşivi