İlim kolay, amel zor

İlim kolay, amel zor

Herkese akıl vermek kolaydır ama kişinin kendisine akıl vermesi zordur.

Bakkal dükkanını idare edemeyip kapatan adamın “Devleti bana bir haftalığına teslim etsinler, düzeltmezsem namerdim” demesi gibi.

Hırsız giren ev sahibine akıl veren komşular gibi.

“Köroğlu yanlış yaptı. Ben olsaydım..” derken fare tıkırtısından hanımının arkasına sığınan adam gibi akıl verenler çok olur.

“İnsan nefsine hakim olmalı. Kendisini kontrol etmesini bilmeli. Hayatını düzene koymalı. Arzular adamı yönetmemeli, adam arzularını yönetmeli” diye akıl verirken Ramazanda hastasının karşısında sigara tüttüren doktor gibi.

Peygamberimiz bir gün ashabına sormuş; “Pehlivan kimdir?”

Ashab: “Ya Rasülellah, pehlivan herkesi yenen adamdır.” demişler. Peygamberimiz: “Pehlivan kinini yutan adamdır” demiştir. (Buhari, sahih, Edeb 102)

Bütün canlılarda olan yemeye, içmeye, cinsel ilişkiye olan dürtülerimizi kontrol altına alma ayıdır Ramazan ayı.

En zor olanı göğüslemektir.

Başkasına akıl vermek yerine, başkasına reçete sunmak yerine kendimize reçete sunmak ve arzularımızın esiri olmadığımızı bütün cihana ilan etmektir Ramazan ayı orucu.

Tan yerinin ağarmasıyla başlayan bu ibadetimiz, güneşin batmasıyla sona erer ve iftar yemeğiyle nefsimizi yendiğimizi kutlarız.

Bilgisiz amel/eylem olmaz.

Onun için bir ilmihal kitabından Orucun tarifini, farzlarını, vaciplerini, haramlarını, mekruhlarını, orucu bozanları öğreneceğiz.

Amelsiz bilgi de fayda vermez.

Sevgili Peygamberimiz “Faydasız ilimden Allah’a sığınırım” buyurmuş.

Oruçla ilgili bütün ayetleri, hadisleri, fıkhi hükümleri bildiği halde mazereti olmadan oruç tutmayan adama bu ilmin ne faydası olur?

Yüzme üzerine on kitap okuyup da yüzme bilmeden denize girince boğulan adama benzer.

Karnı açken on tane yemek kitabı okuyan adama benzer.

Amel/eylem, ilimden zordur.

Oruçla ilgili bilgileri birkaç günde bütün teferruatıyla öğrenebilirsiniz.

Uygulamasına gelince her sene bir ay oruç tutmanız ve ömür boyunca devam etmeniz gerekecek.

Altı yılda mimar mühendis olabilirsiniz ama bir Selimiye benzeri cami yapmak bir ömre sığmayabilir.

İki gündür yazılarımın sonunda “Haydin, geçen sene oruç tutmadığını bildiğiniz biri varsa onu Pazartesiye kadar ikna edin ve onun sevabından hiç eksiltilmeden size de verilsin.” diyordum yine de tekrarlamış oldum.

Buna ilave olarak “Anne, baba, beni de oruca kaldır” diyen yavrularınızı kaldırınız.

Onların sahura kalktığınızdan haberi olduktan sonra uyumak isterlerse yine de uyusunlar.

Kalkanlar ve o gecenin heyecanına katılan yavrularınız, sabah olunca yemek yerlerse karışmayınız.

Ergenlik çağına gelmemiş çocuklarımız, diledikleri zaman yesinler.

“Ya sahura kalkma, ya da oruca devam et” gibi baskıları uygulamayınız.


Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi