Yavuz Bahadıroğlu

Yavuz Bahadıroğlu

Terör ve başarı ilişkisi

Terör ve başarı ilişkisi

Günlerdir sokakları cehenneme çeviren insanların hayata katkısını çok merak ediyorum...

Şimdiye kadar neler okudular, neler düşündüler, neler ürettiler, nasıl işlerde çalışıp alın teri döktüler, kendileri, aileleri ve savunur göründükleri ideolojiye neler kattıklar, ne kazandılar, ne kazandırdılar?..

Bir istatistik yapılabilse, harika olur.

Kanaatim şu ki, ömürleri boyunca hayata hiçbir şey katmadılar, katmadıkları için de hiçbir şey kazanmadılar; yani kaybedecek bir şeyleri yok...

Çünkü zaten kaybolmuşlar.

Bildikleri tek dil şiddet...

Başarabildikleri tek şey vurma-kırma, yakma-yıkma...

Belinde silah, yüzünde maske, başında kabalak (tanınmamak için); birilerinin ellerine verdiği Molotofkokteyli ve yine birilerinin bellerine soktuğu tabancalarla son derece cesur görünüyorlar.

Cesaret hissini veren, Allah... Ama öteki insanları korkutmak için değil, zaman zaman insanın karşısına çıkan olumsuz şartlara meydan okumak için...

Gerektiğinde olumsuz şartlarla mücadeleye girip, kazanmak için verdi.

Yıldırım Bayezid’i Ankara Savaşı’nda mağlup eden Timur Han, haylaz, geçimsiz, somurtkan, olumsuz ve amaçsız bir çocukmuş...

Komşularının bağını-bahçesini, evini-barkını yakar, komşular firyad-u figân ağlaşırken, o eserinin karşısına geçip sırıta sırıta seyreder, ne kadar başarılı ve önemli olduğunu düşünürmüş.

Genç yaşında Doğu Türkistan’da hüküm süren Tuğluk Timur’a asker olmuş. Fakat o kadar başarısızmış ki, kısa süre içinde kovulmuş.

O da gitmiş, Emir Kazagan’ın torunu Emir Hüseyin’in yanına sığınmış. Birlikte Horasan’a giderken, Türkmenler  tarafından yakalanmışlar. Mahan’da altmış gün hapis yattıktan sonra, serbest bırakılmış. Bu kez Melik Fahreddin’e sığınmış. Emrindeki birlikleri yönetemediği gerekçesiyle azarlanınca, hizmetinden ayrılmış. 

Yolda Sistanlılar’ınok yağmuruna tutulmuş. Bir ok sağ eline, diğer bir ok dizine isabet etmiş. Bu ok yüzünden topal kaldığı ve “Timurlenk” (Topal Timur) olarak anıldığı söylenir.

Peki, bu başarısız gençlikten hanlığa nasıl yükseldi?

Derken bir süre sonra başarı grafiği hızla yükselmeye başlamış ve bildiğimiz Timur Han olmuş.

Başarısının sırrını merak eden dostlarından biri, nasıl başardığını sorunca, aşağıdaki hikâyeyi anlatmış:

 “Savaşı kaybetmiş, canımı kurtarmak için bir harabeye sığınmıştım. Küçücük bir arı, kendisinden birkaç misli büyük bir buğday tanesini taşımaya çalışıyordu. Dik bir yokuşa dayanınca dane yuvarlanıyordu. Karınca dönüp tekrar alıyor ve aynı işlemi tekrarlıyordu. Belki elli kez tekrarladı. Ama sonunda dane ile birlikte tepeciği aşıp maksadına ulaştı. ‘Hah’ dedim o zaman, ‘vazgeçmemek lâzım’. Dirildim, tazelendim ve yeni bir enerji ile tekrar savaşa dönüp bu kez kazandım.”

Sonuç: Hepsi zaferle sonuçlanan 17 sefer, fethedilen 27 ülke İtil’den (Volga) Ganj Nehri’ne (Hindistan), Tanrı Dağları’ndan İzmir ve Şam’a uzanan büyük bir imparatorluk.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yavuz Bahadıroğlu Arşivi