D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

Osmanlıca zamanı!

Osmanlıca zamanı!

OSMANLICA ALFABE Mİ, DİL Mİ?

Aslında ikisi de değil. “Osmanlı dönemi türkçesi” diyebileceğimiz zengin bir dil var. Osmanlı türkçesi Arap harfleriyle yazıldı, tabiî türkçe sesleri ifade edecek bazı ilave işaretlerle. Bugün Osmanlıca denilince, bir zamanlar “eski yazı” dediğimiz elifba anlaşılıyor. Bunun öğretimi bir zamanlar tamamen yasaktı, sonra üniversitenin türkoloji ve tarih gibi bölümlerinde mümkün hale geldi. Orta öğretimde tedrisi ise, tabular arasında kalmaya devam ediyor. Bunu son Milli Eğitim Şûrası’nda alınan karara rağmen söylüyoruz. Çünkü akabinde Bakan Bey, seçmeli ders olabileceğini, yani Osmanlıcanın öğretimi konusunda bir şeyin değişmeyeceğini açıkladı. 

OSMANLICA BİLMEK KÖTÜ MÜ?

Bilmenin kötüsü olur mu! Sen bilmekten imtina etsen bile elin oğlu öğreniyor, geliyor ve senin arşivlerinde kalabalığı onlar teşkil ediyor. Bu ülkede bütün vatandaşların hiç olmazsa elifi görünce mertek sanmaması lâzım. Çünkü bin yıl bu alfabe ile yazdık, kütüphaneler dolusu eserler, arşivler dolusu malzeme ortaya koyduk. Sonra birden “sen bize lâzım değilsin” dedik. Bin yıllık kültürü bir anda müze malzemesine dönüştürdük. 

BU MİLLETİN HAFIZASINI SİLİP SIFIRDAN BAŞLAMAKTIR!

Buna “doğru” diyenlerin akıl ve mantık yoksunu olduğunu söylemek zorundayım. Bakın 20. Yüzyılda hiçbir köklü millet alfabesini değiştirmedi. Örnek varsa gösterin.

Neden 20. Yüzyılda Türklerin alfabesi değiştirildi? Sovyet yönetimi altındakilerin önce Latin, sonra Kiril alfabelerine geçirilmesinin makul bir izahı olabilir. Sistem onları Türkiye’den ve İslâm kültür havzasından koparmak istedi.

YA TÜRKİYE?

“Efendim, eski yazı ile okuma yazma öğrenmek çok zordu, Latin harfleri ile kolayca okur yazar olunur...” Bu iddianın ciddiyeti Latin harflerine geçtikten sonra sınandı. Bizzat M. Kemal Paşa, 1928’de en çok birkaç yıl içinde bütün milletin yeni harfleri öğreneceğini iddia etmiştir. Peki onun vefat ettiği yıl, 1938’de Türkiye’de okur yazarlık oranı neydi? Yüzde yirmiye yakın! Türkiye okur yazarlık oranının ancak son yıllarda yüzde 95’in üzerine çıkardı!

Okur yazarlığın alfabeye bağlanması çok akıl kârı değil. Meşhur İsmail Gaspıralı, 19. yüzyılın sonunda Arap harfleriyle bir buçuk ayda okur yazarlık öğrenmenin mümkün olduğunu gösterdi. Şimdi çocuklarımız ilkokulda kaç ayda okumaya yazmaya başlıyorlar? 

Türkiye’nin harf inkılabı ve diğer inkılapları gelecekte şöyle değerlendirilebilir: Büyük güçler daha önce karşı tarafta oynayan Türkiye’yi kendi taraflarında oynayacak her şeyle donattılar ve piyon olarak sahaya sürdüler!

Türkiye harf ve dil devrimi ile müthiş bir kültür buhranına mahkûm edildi. Bu buhranı halen atlatabilmiş değiliz. 

Osmanlıca mevzuunun gündemde olduğu günlerde Meclis’te bir konferans düzenlenmiş. Tuğrul İnançer Bey Mevlana’yı, düşüncesini anlatmış. Bu arada, harf inkılâbı ile ilgili bazı şeyler söylemiş. 

İnkılab, kalbolma, dönüşme demek. Kaf harfi ile, yani kalın “k” ile yazılır. Eğer bunu şimdilerde olduğu gibi “inkilab” olarak seslendirirseniz, o zaman “kef”le yazmış olursunuz, o da “kelbleşme” (köpekleşme) olur. Galiba konuşmacı buna dikkat çekmiş. Bu farkı tebarüz ettirmenin bir linç kampanyasına dönüşeceğini nereden bilebilirdi ki? 

Latin asıllı alfabede bir tek “k” var ve okurken “ke” olarak seslendirilir. Ne bilsin Cumhuriyet nesli “k”ların farkını? 

Farkı fark etmek için Osmanlıca zamanı! 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7 Yorum
D.Mehmet Doğan Arşivi