Lütfü Şehsuvaroğlu

Lütfü Şehsuvaroğlu

Şükrün anahtarı: Elhamdulillah’ı idrak

Şükrün anahtarı: Elhamdulillah’ı idrak

İman ve Küfür Muvazeneleri’nde Bediüzzaman, 29. Lem’a İkinci Bab’tan olmak üzere Elhamdulillah’ın şifresini çözmeye çalışıyor.

Tabiat Risalesi, Hasta Risalesi ve İman ve Küfür Muvazeneleri  başucu kitaplarımızdı gençliğimizde.

Tıpkı Atsız’ın Türk Tarihinde Meseleler(ki Türk tarih felsefesi kazandırır insana), Safahat(ki insanı hem Bedr’de hem Çanakkale’de yaşatarak mesuliyetin zirvesine taşır), Diriliş Neslinin Amentüsü(ki Ortadoğu kaleminin asrın idrakine söyletme biçimi), İsyan Ahlakı ve Mehmet Akif(Nurettin Topçu’nun Allah’ın içimizde hareket halinde olduğunun şuurunu kazandırması bakımından mühim), Seyit Ahmet Arvasi’nin Diyalektiğimiz ve Estetiğimiz ile Kendini Arayan İnsan(ki batı diyalektiğine karşı kendi diyalektik ve estetiğimizi keşfetme ve felsefede yaya kalamayacağımızın bilinci) gibi…

Bediüzzaman da birinci noktaya felsefeyi koyuyor şükrün ilk halkasında bilinçlenme meselesine.

Elhamdulillah diyebilmek için felsefe, ilginç değil mi?

Felsefenin korkunç gösteren yüzüne karşı imanın güzel gösteren veçhesi.. 

Bütün mahlukata dair şuur… Etrafı fark etmek.. Sağ, sol, ön, arka, alt üst cihetiyle mahlukatı ve ahvali görebilmek… Bütün bu cihetleri maddi ve manevi derinlikleriyle de kavramak, onların maziye ve atiye dair varoluşlarına şahit olmak başlı başına şükür meselesidir. 

Ve sırf bu anlayışı nimetini bile ihsan ettiğinden yaradanına hamd makamındadır insan.

“Demek ki bir hamd-i vahiden doğan hamdlerden ibaret, gayr-i mütenahi bir silsile-i hamdiye husule geliyor.”

Ne müthiş bir şuur ifadesi değil mi?

Bu keşfedişin ikinci noktası iman nimetine Elhamdulillah denmesidir.  

Üstad, mevcudattaki beklenmeyen, insanın ilk başta kötü kader, ölüm, yokluk, sıkıntı vs gibi algıladığı oluşlara bakışında da Elhamdulillah olması gerektiğini çok veciz ama biraz zor anlaşılır gibi aktarır. “Binaenaleyh imanın şu görünüşüne nazaran o evramda dehşet, vahşet yoktur. Ünsiyet ve muhabbet vardır.”

Yani Haktan gelen her şey, şükür makamındadır. 

Elhamdulillah şuuru, şükrün anahtarı, “Bütün babları ve fasılları ile kitabın bütün sahifeleri ile kelimatın bütün harfleri ile cemaliye ve kemaliyesini izhar ve hamd” vazifesini yükler bizlere…

Bugün ne yazık ki nurlu izlerin ardında nefret, kin, intikam, yalan, riya, eşyaya ecnebi gibi bakmak (bu tabir de Bediüzzaman’ındır) hastalıkları envai entrikalarıyla boy gösteriyor.

Casusluk, röntgencilik, adam kayırma, suistimal, evrakta sahtecilik, dünyaya tamah, adaletten ayrılma, hesap gününü unutma, kâfirle işbirliği yapma, başka tanrılara inananlarla dostluk, liberalleşme gibi iman ve küfür muvazeneleri bakımından çok tehlikeli virajlar yaşadı Türkiye…

Şükür bizi kurtarır.

Şükür aslımıza döndürür.

Elhamdulillah.

ŞÜKÜR

Şükür havaya suya
Şükür toprağa taşa
Ömr akar kural bu ya
Şükür ağrımaz başa

Şükür seveni olana
Şükür seveni verene
Muhabbete el dolana
Yağusuz yurtlara şükür

Şükür sabâ rüzgârına
Şükür aşkın gülzârına
Helâl lokmalar kârına
Ağız tadımıza şükür

Şükür ki ölüm yakamda
Şükür ki riya arkamda
Gözüm yok hiçbir makamda
Esenlik verene şükür

Şükür tegallip korkuyor
Şükür okuyan okuyor
Devrân ağını dokuyor
Gelecek sürprize şükür

Yoluna dizdim ömrümü
Allah’ım artır şükrümü
Suikaste öngörümü
Verdiğin irfana şükür

Şahsuvar der şükredersen
Lokmaları küçük yersen
Esenlikten söz edersen
Açılan kapıya şükür

Dağarcık:

“Emanette hıyanetin cezasını çekeceksin. Çünki: En kıymetdar âletleri, en kıymetsiz şeylerde sarfedip nefsine zulmettin.”  Said Nursi

Rubai:

Harmanın bereketini gören anlar öküzünden
Bilirem içimizdeki beyinsizler yüzünden
Tanrım helak edeceksin kim var kim yok hepimizi
Bizi yakacak ateşi besledik gün gün közünden

Maziden: 

Sincan 1. Lale Festivali’ni tertip etmiştik. Festival içinde bir de Şiir Şöleni yaptık. Abdurrahim Karakoç’u ikna etmiş köyünden Sincan’a taşımıştık. Ankara’ya geldikten sonra da Yeni Ufuk adında bir gazete çıkardık birlikte. Daha sonra Yeni Düşünce’nin yayın yönetmeni olduğumda yazılarına devam etti. Birinci Lale Festivalindeki Şiir Şöleninde Karakoç şiirini okurken ben de arkasındayım. Ruhun şad olsun Ağabey!

Tweet:

Sevgi kalenin burcu
Sevmek herkesin harcı
Sevgisiz memleketin
Kinle doludur hurcu

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Lütfü Şehsuvaroğlu Arşivi