D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

Derin siyaset: "Osmanlıca"yı konuşmak

Derin siyaset: "Osmanlıca"yı konuşmak

Ba­sı­nı­mız gün­lük si­ya­set­le uğ­raş­mak­tan de­rin si­ya­se­ti ne­re­dey­se ta­ma­men unut­muş­tu. Os­man­lı­ca tar­tış­ma­la­rı ufak bir kı­pır­dan­ma mey­da­na ge­tir­di. 

Cum­hur­baş­ka­nı­mı­zın os­man­lı­ca çı­kı­şı ko­nu­nun ne ka­dar az bi­lin­di­ği­ni de göz­ler önü­nü ser­di. Ki­mi­ne gö­re os­man­lı­ca bir dil­di; terk edil­me­si ge­re­ken kar­ma ve su­n’­i bir dil. Ki­mi­ne gö­re ise es­ki ve öğ­ren­me­si zor bir al­fa­be...

As­lın­da os­man­lı­ca hem dil ve hem de al­fa­be. Os­man­lı­la­rın di­li ve al­fa­be­si! “Os­man­lı­lar kim?” so­ru­su­nun ce­va­bı­nı bu­ra­dan çı­ka­ra­bi­li­riz. Arap ve­ya İs­lâm al­fa­be­si, Os­man­lı­’nın da kul­lan­dı­ğı elif­ba idi. Fa­kat, bu al­fa­be­yi Os­man­lı­’ya mün­ha­sır san­ma­mak lâ­zım. Ta Ka­ra­han­lı­lar­dan be­ri bu elif­ba­yı kul­la­nı­yo­ruz. (Biz terk et­sek bi­le Ka­ra­han­lı sa­ha­sın­da, ya­ni Uy­gur özerk böl­ge­sin­de ha­len kul­la­nı­lı­yor) Türk­le­rin müs­lü­man ol­duk­tan son­ra ge­çir­di­ği me­de­ni­yet de­ği­şi­mi, böy­le bir al­fa­be ile ifa­de edil­miş­tir. Ku­tad­gu­bi­li­g’­den bu ya­na sa­yı­sız eser, ve­si­ka bu harf­ler­le kay­da ge­çi­ril­miş­tir. Os­man­lı bu an­lam­da ta­bi­î bir de­vam­dır. 

De­vam, te­ma­dî kav­ra­mı önem­li. Ha­ni ne di­yor Ah­met Ham­di Tan­pı­nar: “De­vam ede­rek de­ğiş­mek, de­ği­şe­rek de­vam et­mek...” Sağ­lık­lı olan bu. 

Cum­hu­ri­ye­t’­ten son­ra de­ğiş­mek, “in­kı­lap-dev­ri­m” kav­ra­mı ile baş ta­cı edil­miş­tir ama, de­vam yok sa­yıl­mış­tır. De­vam yok­sa kök­süz­lük var­dır. Os­man­lı­ca tar­tış­ma­la­rı de­vam­dan yok­sun de­ğiş­me­yi sa­vu­nan­lar ta­ra­fın­dan hâ­lâ bil­dik okur-ya­zar­lık ra­kam­la­rıy­la inan­dı­rı­cı kı­lın­ma­ya ça­lı­şı­lı­yor. 1912’den be­ri sa­va­şan bir ül­ke­de sa­vaş son­ra­sı­nın han­gi ra­kam­la­rı inan­dı­rı­cı­dır? 

Os­man­lı­nın di­li ne idi? El­bet­te türk­çe! Os­man Be­y’­in ko­nuş­tu­ğu, Fa­ti­h’­in Ka­nu­nî­’nin, Sul­tan Re­şa­d’­ın şi­ir yaz­dı­ğı di­le “os­man­lı­ca­” de­mek mo­dern za­man­la­rın işi­dir. İn­gi­liz Wil­li­am Red­ho­use, 1890’da ya­yın­la­nan Türk­çe İn­gi­liz­ce söz­lü­ğü­ne “Tur­kish and En­gi­lish Le­xi­co­n” adı­nı ver­miş­ti. 1950’de bu ki­tap esas alı­na­rak ha­zır­la­nan söz­lük ise Red­ho­use Türk­çe/Os­man­lı­ca-İn­gi­liz­ce söz­lük adı­nı ta­şı­mak­ta­dır! 

Red­ho­use’­nin 1890’da ya­yın­la­dı­ğı söz­lük 93 bin mad­de ba­şı, 30 bin mad­de içi söz un­su­ru ile hâ­lâ en zen­gin söz­lü­ğü­müz­dür. Bu­nun ne an­la­ma gel­di­ği­ni, on­dan 55 yıl son­ra, Dil Ku­ru­mu­’nun ya­yın­la­dı­ğı Türk­çe Söz­lü­k’­ün 15 bin ke­li­me­den iba­ret ol­du­ğu ye­te­rin­ce açık­lar her hal­de!

Cum­hu­ri­yet dö­ne­min­de bü­tün is­ta­tis­tik ra­kam­la­rın­da iyi­leş­me ol­ma­dı mı? Okul­la­rın ve oku­yan­la­rın sa­yı­sı art­tı da ne­den ke­li­me­le­rin sa­yı­sı azal­dı? 

İş­te bu is­yan edil­me­si ge­re­ken bir so­nuç­tur! Çün­kü harf in­kı­lâ­bı ve dil dev­ri­mi bir kül­tü­rel zen­gin­leş­me sağ­la­ma­dı. Ak­si­ne, kü­tüp­ha­ne­ler do­lu­su eser­le­ri okun­maz hâ­le ge­tir­di, on­bin­ler­ce ke­li­me­nin söz­lü­ğü­müz­den tas­fi­ye­si­ne yol aç­tı. 19. Yüz­yıl­da ba­tı ilim­le­ri ve ede­bi­ya­tı ile te­mas so­nu­cu ye­ni kav­ram­lar­la zen­gin­le­şen di­li­miz tam bir me­de­ni­yet di­li ola­rak her tür­lü ih­ti­ya­cı kar­şı­la­ya­bi­li­yor­du. Öz­türk­çe­ci­lik akı­mı türk­çe­yi ilim di­li ol­mak­tan uzak­laş­tır­dı. 

Sek­sen se­ne ön­ce tam da bu gün­ler­de bu ko­nu­lar gün­dem­dey­di. Peş pe­şe iki cep kı­la­vu­zu çı­ka­rıl­dı. Os­man­lı­ca­dan Türk­çe­ye Cep Kı­la­vu­zu ve Türk­çe­den Os­man­lı­ca­ya Cep Kı­la­vu­zu. Bun­lar 8 bin ci­va­rın­da ke­li­me ih­ti­va eden ki­tap­çık­lar­dı. Ar­tık ya­zar­ken, ko­nu­şur­ken bu kı­la­vuz­lar esas alı­na­cak­tı. Da­ha son­ra bu­na ba­zı ilim te­rim­le­ri de ek­len­diy­se de, çok faz­la ba­şa­rı­lı olu­na­ma­dı. 

Os­man­lı­ca­dan ka­çar­ken la­tin­ce­ye yö­ne­le­ce­ği­mi­zi o za­ma­nın dev­rim­ci­le­ri gör­müş ola­bi­lir miy­di? On­lar gör­me­se de bi­ri­le­ri, “üst akı­l” mut­la­ka gör­müş­tür! Di­lin is­tik­ra­rı bo­zu­lun­ca, ya­ban­cı dil is­ti­la­sı ka­çı­nıl­maz olur. 20. Yüz­yıl­da dil dev­ri­mi­nin böy­le bir so­nuç ver­di­ği­ni bu­gün da­ha ko­lay an­la­ya­bi­li­yo­ruz. 

Os­man­lı­ca­dan mu­rad, zen­gin türk­çe­dir! 

Cum­hu­ri­ye­t’­ten son­ra -tam ta­bi­riy­le- Os­man­lı­’nın di­li ke­sil­di. Sa­de­ce sö­zü­nü et­ti­ği­miz dil de­ğil, onun zen­gin bir mû­sı­kî di­li de var­dı, o da ya­sak­la­na­rak or­ta­dan kal­dı­rıl­mak is­ten­di. Tür­ki­ye 80 se­ne ön­ce “mû­sı­kî in­kı­lâ­bı­”nı ko­nu­şu­yor­du. Rad­yo ya­yın­la­rın­dan Türk/Os­man­lı mû­sı­kî­si çı­ka­rıl­mış, eği­tim ve öğ­re­ti­mi de ya­sak­lan­mış­tı. O gün­ler­de tar­tı­şı­lan kah­ve­ler­de, ga­zi­no­lar­da, dü­ğün­ler­de ic­ra­sı­nın ya­sak­lan­ma­sı idi!

Ge­çen haf­ta­lar­da iki kla­sik mû­sı­kî zi­ya­fe­ti­nin için­de bu­lun­duk. Meh­med Âki­f’­in Âsım ki­ta­bı­nın ya­yın­la­nı­şı­nın 90. yı­lı do­la­yı­sıy­la dü­zen­le­nen bil­gi şö­le­nin­de Mü­nip Utan­dı kon­se­ri ve yi­ne Meh­med Âki­f’­in ve­fat yıl­dö­nü­mün­le adan­mış Di­ya­net Te­le­viz­yo­nun­da­ki Meh­met Ke­mik­siz yö­ne­ti­min­de­ki En­de­run top­lu­lu­ğu kon­se­ri. Her iki kon­ser­le, da­ha doğ­ru­su Os­man­lı­nın ke­si­len mü­zik di­li ile il­gi­li ay­rı bir ya­zı yaz­mak bor­cu­muz ol­sun! 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
D.Mehmet Doğan Arşivi