Cübbeli Ahmet Hoca

Cübbeli Ahmet Hoca

Filmlere ayrılan zaman ilme ayrılmıyor

Filmlere ayrılan zaman ilme ayrılmıyor

En önemli inanç meselelerinde bile noksanımız var. Çoğunuz Allah’ın sıfatlarını, isimlerini sayamazsınız. Manalarını bilemezsiniz. Mevla kimdir? Allah’ı tanımadan kime kulluk ediyorsunuz kardeşim?

Ahirette kula birçok mesele sorulacak. “Ben bilmiyordum ya Rabbi” dersen kitap olmasaydı, hoca olmasaydı belki seni mazur görür, "Bildiğin kadarıyla mesulsün" derdi. Ama öğretmiş ve duyurmuşken “Ben sana âlimler göndermedim mi? Kitaplar yok muydu?” der. Adamlar yazıyı yasak ettikleri, Elifba’yı yasak ettikleri zaman millet evde, ocakta Kur’an, kitap bulamıyordu ki. 

Türkçe ezan döneminde bu memleket ne sıkıntılar çekti. 

CAHİLLİK NORMAL

Babamız yaşındaki bazı kişilerde cahillik normal. Çünkü adamlar ulaşamadılar hocalara. Yasak ettiler. Jandarma ile köyleri, kentleri basıyorlardı Elifbalar'ı bile topluyorlardı. Ama siz o nesilden değilsiniz. Sizin nesliniz hocalara kavuştu. Sizin anladığınız dilden Türkçe eserler yazıldı. “Ben Osmanlıca bilmiyorum” diyorlar. Osmanlıca bilmek şart değil. Bütün yazdığımız kitaplar sizin okuduğunuz dilden. O yüzden siz mazur görülemezsiniz. Ahirette böyle bir cevap veremezsiniz. “Ya Rabbi! Benim çoluk çocuğum vardı. Annem-babam fakirdi. Beni medreseye göndermediler. Vaazlara gidemedim. Gittiysem de hocanın dediği kitapları okuyamadım. Çünkü çok çalıştım, para kazandım. Sonra da yoruldum, uykum geldi uyudum” dersen, Mevla sana “Peki kaç film seyrettin?" diye sorsa “Bütün Türk filmlerini bilirim” dersin. Şimdikiler gâvurları da biliyor. “Kaç şarkı dinledin? Ne kadar dedikodu yaptın? Ey melekler çıkarın hesabı” buyuracak. Üfff!

MAZUR GÖRÜR MÜ?

Mevla “Helalinden kazandığını düşün. Zarurettir. Yediği, içtiği zarurettir. Uyuduğu zarurettir. Hanımıyla muhabbeti, ilişkisi falan zarurettir. Günden geriye kalan 7-8 saatte ne yapmış?” diye soracak. “Hiçbir film kaçırmamış! Dedikodu, gıybet. Kahvede okey, poker gibi şeyler ile ömrünü geçirmiş.” Bu şekilde Allah seni mazur görür mü?! 

 

NOKSANIMIZ COK

“Ben bu meseleleri bilmiyordum” demekle olmaz. Daha en önemli inanç meselelerinde bile noksanımız var. Çoğunuz Allah’ın sıfatlarını, isimlerini sayamazsınız. Manalarını bilemezsiniz. Mevla kimdir? Allah’ı tanımadan kime kulluk ediyorsunuz kardeşim?! Bunlar mazur görülemeyecek meselelerdir. Kusuruma bakmayın. Ben size doğruyu söylüyorum. Sizi uyandırıyorum. 

 

Mevla sana “Peki kaç film seyrettin?" diye sorsa “Bütün Türk filmlerini bilirim” dersin. 

DOGURURKEN DE BOGULURKEN DE KILACAKSIN!

Hey gidi arkadaş! Fıkıhta “Denizin üstünde gemin parçalansa, tahtaların üzerinde kalsan, dalgaların üzerinde yaprak gibi dönüyor olsan da eğer namaz geçecekse ve sen bunu kılmadan ölürsen ahirette hesabı sorulacak” diyor. 

“Neyle kılacağım?” dersen, başının işaretiyle kılacaksın. Sen bunu kılmadan ölürsen ahirette bu namaz sorulacak sana. 

“Boğuluyorum yahu ne namazı?” diyorlar. Ben anlamam arkadaş. Allah var. Zikir var. Allah’ı hatırlayacaksın. Namaz ölürken daha iyi. 

Boğulursan namazda boğul. 

SEZARYAN İLE OTOMATİĞE BAĞLAMIŞLAR 

Fıkıh o kadar ince meseleler söylüyor. Mesela kadın doğumu yaklaşmış, sancısı varken bile eğer kan gelmemişse o namazdan sorumlu. Kan gelirse namazdan muaf olur. Çünkü kan başladığı zaman nifas olur. Nifas, lohusa olur. Ama o durumda gerekirse çocuğun çıkmasını durduracak şekilde bir yere dayanıp, namazını başıyla kılması gerekiyor. Can havliyle yani. Şimdikiler 3 gün evvelden namaz kılmayı bırakıyor, “Doğuruyorum” diye bağırmaya başlıyor. 

Kolayını da bulmuşlar sezaryen falan otomatiğe bağlamışlar. 

Eskisi gibi ne doğum kalmış, ne ölüm kalmış. Her şey anormal olmuş. Ama bunun normali bu.   

Eskilerde duyarız. Köylerde kadınlar kendileri tarlalarda falan doğuruyorlarmış. Nerde öyle seni okkalıyacaklar, nazlayacaklar, sözleyecekler. “O vaziyette bile namazı ima ile kılar. Namazı geçiremez. Geçirirse sorarlar” diyor. Onun için biz bu işlere bakalım yahu. Niye fuzuli işlere bakalım?! 

‘BEN HURİ İSTEMEM’

“Cennette benim hurilerle falan işim yok, ben Mevla’yı istiyorum” dersen maşallah sana. Ne mübarek adamsın, elini ayağını öperim. Öyle de mübarek zatlar var. İstemeyebilirsin böyle şeyleri. Yemek, içmek de istemez. 

Ama bazıları hanımlarının yanından numaradan söylüyor. “Ben huri muri istemiyorum. Allah’ın rızası yeter” diyor. Sırf hanımına karşı bir teşvik olsun diye. Hanımı da inanıyor ona. “Ah benim kocam, çok mübarektir” diyor. Hanımı da saf. Neyse inansın tabi. Kocasını yalancı çıkartmaktansa inanması daha faydalı.

MiSK VE AMBER

Dünyanın miski ceylanın göbek kanından yapılıyor. Hakiki olanı ama. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) miski severdi, amberi sürerdi. Miski de, amberi de sürerdi. Çok faydaları var. Beyne güç veriyor, kanı sulandırıyor… Say say bitmiyor. Ama bizim için mühim olan Rasulullah  (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)in sevmesi. Çünkü sünnet oluyor. Misk hakkında da amber hakkında da Aişe annemizden rivayet var. Miskin hakikisi ceylanın göbek kanından yapılıyor. Dönüştürülerek o halis koku oluyor. Çok da pahalı. Ama halis olduğu zaman bir şeyin içine katılarak da yenilebiliyor. Halis olmadığı zaman yenmiyor. Kokucular “İşlerimiz bozuldu. Bu hoca niye böyle konuşuyor?” diyorlarmış. Yahu mübarek adam ben sana bir şey demiyorum ki ama öyleleri var ki içinden tamamen alkol var. Kimyasal var. Sağlığa zarar var. Onu söylüyorum. Seninki hakiki ise ben sana bir şey demiyorum. Marka adı da söylemiyorum. 

FAYDALARI SAYMAKLA BİTMEZ

Misk ceylan kanı, amber ise balinanın salgısı. Balina avları yasaklandığından amber de pahalandı. Hakiki amber bir balinadan 45 kilo falan çıkıyor. Şimdi avlanmak yasak olduğundan balinaların okyanus kıyılarına attıklarından topluyorlar. O yüzden misk kadar pahalı değil. Amber biraz daha bol bulunduğundan miske göre fiyatı üçte bir.  Cennetin miski ve amberi hayvan ürünlerinden değil. Ama amber de en iyi koku. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)in sürdüğü faydaları saymakla bitmeyen bir koku. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum
Cübbeli Ahmet Hoca Arşivi