Lütfü Şehsuvaroğlu

Lütfü Şehsuvaroğlu

En Geçerli Meslek: Dalkavukluk

En Geçerli Meslek: Dalkavukluk

Dalkavukluktaki idmanları sermayeleri

Onlar azdırdı bu milletteki pespayeleri”

Mehmet Akif’in bu beyit…

Zillete duçar olan toplumların pespayeleri güzideleri rafa kaldırır. Toplum bunu kötü paranın iyi parayı kovması gibi sadece tabiî bir hadise olarak karşılar, seyreder.

Vicdanları rahatsız olan birkaç kişi durum tespiti yaparlar sadece…

Dalkavukluk karşısında dudakları biraz tersten büzülür ama dilleri yüreklerindeki sesi dışa vuramaz bir türlü…

Pespaye ile güzide arasında tefrik etme kabiliyetini yitiren milletimiz, dalkavuklukta hünerli olanların inisiyatif almaları sonucu millet içinde pespaye takımının öne çıkmasına vesile olmuş oluyor.

Pespayeler dalkavukluğu çok severler.

Nerede bir dalkavuk var onu bulurlar 

pespayeler…

Böylece de karşılıklı pespayenin ön saflarda yer alması kendiliğinden tecelli eder.

Dalkavukluk yeni değildir. 

Tarih boyunca güç-kudret veya makam-mevki sahiplerine dalkavukluk edenler olur.

Ama her zaman muhataplar buna aldanmazlar.

Mesela sultan Abdülmecid’e sadrazam Âli Paşa birini tanıştırır. Fakat adam silme dalkavuk…

O kadar temenna gösterir ki padişaha, padişah bile rahatsız olur.

Ayaklarına, eteklerine kapanan zattan rahatsız olan padişah sadrazamına dönerek:

“Beyefendiyi çok değerli, çok meziyetli bir zât olarak tanıtmıştınız” der.

Bugün siyasetçilerin, varlıklıların elleri öpülüyor, dahası üstlerine olmadık sıfatlar yakıştırılıyor.

Böylesi dalkavukluğun varlığından ziyade muhatabının buna itibar edip etmemesi önemli.

Ne yazık ki herkes Abdülmecid gibi olamıyor.

Dalkavukluğa pirim verilebiliyor. 

Hatta dalkavukluğa muhatap kişi bunun geniş kitlelere örnek olması için sanki dalkavuğu onurlandırıyor.

İşte bu çok acı… Pespayenin güzideyi kovduğu zillet iklimi böyle başlıyor…

Yarın dalkavuk muhatabının eteğini çeke çeke sündürür ve sonra da kralı çıplak bırakırsa ne olacak?

Temennânın kandillisi

Prof. Dr. Beynun Akyavaş’ın babası 

A Ragıp Akyavaş’ın yazıları Diyanet VakfıYayınları tarafından yayınlandı da biz de eskilerin temenna üzerine yazdıklarına şahit olduk. (Asitane, TDVY, Ankara 2008) 

Dalkavukluğun, aşırı temennânın bir de kandillisi varmış. Abdülmecid’in temennaya pirim vermemesini de ondan öğrendik. Kandilli temennâyı da…

“Kandilli temennâ, hürmetle yerlere kadar eğilerek verilen bir selam tarzıdır amma bunun öyle mübağalandırılmış, öyle hacivatlandırılmış şekilleri vardı ki,mübarek temenna etmiyor da, kültür fizik hareketi yapıyor sanılırdı. Arkasından hemen eklenmesi gereken “Allah ömürler versin” diasına başlarken de Allah kelimesi ağzı dolduracak, avurtlar şişirilecek ve yirmi dört elif miktarı da uzatılacak. Bu ne kadar uzatılır ve ne kadar tevcîd üzre söylenirse sahibi için o kadar faydalı olur. Hele kendini sıkılayıp ayınları da bir çatlatıverirse iyi Arapça bildiğine hükmedilir. Hele bir de Arap nağmesi üzere söylerse artık değme keyfine… Mekke kadılığına adaydır!

Kandilli temennanın klasik şekli Babıâli’de binek taşında sadrazamı karşılarken görülürdü. Bunun için evvela setrenin düğmeleri iliklenir, sol el göğüs üzerinde tutulduktan sonra sağ el çene hizasında ufak bir daire resmeder, gövde ileriye bükülür. Ve hemen sağ el bu sefer havada bir minkale çizdikten sonra minkalenin alt ucundan kıvrılarak çeneye ve oradan başa konulur. Bu hareket üst üste süratle tekrar edilir. Şayet bir iltifat vuku bulursa bu minkale hareketi aşk ile, şevk ile tekrar edilirdi. ‘Yedi, yerden temenna, sekizinci de el pençe divan’ dedikleri budur.”

Bugün de benzer temennalar gösteriliyor göç-kudret ile makam-mevki sahiplerine…

Nice kalburüstü takımdan nice büyük isimli adamlar havada bin bir minkale çiziyorlar…

Artık bu minkaleler muhatapla karşılaşınca yapılmıyor; sanal ortamlarda da en hünerli biçimde tekrarlanıyor. 

Sürdürülebilir dalkavukluk enerjisi böylece hasıl oluyor.

Dalkavuklar pespayenin pilidir.

Pil olmadan pespaye yaşayamaz.

Sevgi Bahtolmuş Ezelden Bize

Sevgi bahtolmuş ezelden bize

Sizde bir türlü bizde bir türlü

Siz seversiniz çöktürüp dize

İşkence zulüm sizde bin türlü

Sözün gerçek de can acıtıyor

Davan ulviymiş kan akıtıyor

Herkes kendince vatan satıyor

Sizde bir türlü bizde bir türlü

Fırsat varken çal, hep makamda kal

Nerde bir talan var ora hemen dal

En yüksek tahsil okumaktır fal

Sizde bir türlü bizde bir türlü

Yağla bir güzel liderini ki 

Yerin garanti baştan ilk iki

Olmaya aslan, olmaya tilki

Sizde bir türlü bizde bir türlü

Pek zahmet ister doruğa çıkmak

Yukarı çıkıp da aşağı bakmak

Arkadaş satmak, antları yakmak

Sizde bir türlü bizde bir türlü

Ne gerek vardı sövdürdün ona

Senin her şeyin değil mi ana

Düşmeden kalmak müthiş arena

Sizde bir türlü bizde bir türlü

Paket et götür götürebilirsen

Üstün esire ötürebilirsen

Gitmek bin çeşit getirebilirsen

Sizde bir türlü bizde bir türlü

Dilde Ebazer kalpte firavun

Yaren severmiş bunanla avun

Rakı yanına dilimli kavun

Sizde bir türlü bizde bir türlü

Marifet dönmek, gerisi şerdir

Adam aldatmak çetin hünerdir

Herkes ne bilsin sırdır güherdir

Sizde bir türlü bizde bir türlü

Bıktım Şahsuvar mülahazadan

İlden ilçeden köyden kazadan

Çıkmak nasıl ki türlü hizadan

Sizde bir türlü bizde bir türlü

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Lütfü Şehsuvaroğlu Arşivi