Dr. Erbakan Özal

Dr. Erbakan Özal

‘Recep Tayyip Erdoğan’ Liderliği ve Türkiye

‘Recep Tayyip Erdoğan’ Liderliği ve Türkiye

Osmanlı Devleti’nin yıkılışından beri Türkiye’nin ve belki de İslam dünyasının, yeniden ‘baskın güç’ olarak dünya sahnesine çıkma çabalarından en birincisi Sayın Erdoğan’la birlikte yaşanmaya başlamıştır. Bu anlamda merhum Necmettin Erbakan’ın bilinen başarılı çalışmaları ve en son D-8 Projesi temelinde atmış olduğu önemli adımlarının ‘küresel derin yapılar’ tarafından bertaraf edilmesi hususu Sayın Erdoğan’a ‘çok boyutlu’ önemli kazanımlar sağlamıştır. Erbakan ve Erdoğan ufuk çizgisi… 

Sayın Erdoğan’ın karizmatik kişiliği, kabına sığmazlığı, tatminsizliği, değerlerine sarsılmaz bağlılığı, ideallerinin büyüklüğü ile merhum Necmettin Erbakan gibi bir “dev” kişiliğin fikirleriyle yoğrulmuşluğu birlikte değerlendirildiğinde; ortaya, gücünün sınırlarının çok ötesinde hamleler yapabilme becerisine sahip bir lider profilinin çıktığı açık bir şekilde görülmektedir. Böylesi karizmatik liderleri hazmedebilmek pek kolay olmadığından dolayıdır ki, bu gibi kişiler üzerinde çok büyük kumarlar oynana gelmiştir. 

Tarihi tecrübelerle sabittir ki; bu gibi kişilikleri tutabilmenin, kontrol edebilmenin, dizginleyebilmenin, sınırlayabilmenin, iddialarından vazgeçirebilmenin, saf dışı edebilmenin pek mümkün olmadığı iyi bilindiğinden, ne yazık ki, envai çeşit tuzaklarla ayakları kaydırılmaya çalışılmıştır. Bu gibi “dev” kişilikleri dıştan yapılacak hamlelerle başarısızlığa uğratmanın zorlukları bilindiğinden, özellikle en yakın çevrelerinden (akraba, dost ve yoldaş) giriş yapılarak içten çökertme yoluna gidilmiştir. 

Pek tabii olarak, böylesi bir durumda sadece hedef alınanlar değil, arada kullanılanlar da asıl risk/tehlike altına girdirildiklerinden dolayıdır ki, sonuçta asıl zararı göre ilgili ülke ve o ülkede yaşayan insanlar olmaktadır. Kaldı ki, söz konusu karizmatik lider kişilikleri saf dışı bırakabilmek için kurulan sinsi/karanlık kumpaslara alet olanlar, kurulan tuzakların başarısızlığa uğratılması halinde ne yapacaklarının hesabını da çok iyi yapmalıdırlar. Şekil a’da (!) her şey net bir biçimde görülmektedir. Zira bu tip lider kişilikler, asıl oynanmak istenen oyunu ve bu oyuna alet olanları tamamen deşifre edince, intikamları çok korkunç olabilmektedir. O nedenle, böylesi lider kişiliklerle hesaplaşmaya girişmek yerine, birlikte yürümenin daha doğru bir karar olacağını düşünüyorum.

Zaten yaratılmış akıl sahiplerinin tabiatları gereği olarak, çok iyi bilinir ki; böylesine büyük ideallere sahip olan karizmalar, iddialarına öylesine bir kutsallık atfederler ki, güçlerinin sınırlarını belirleyen bazı meşru ve kutsal araçları bile yerine göre hiçe sayan daha üst bir meşruiyet nedenleri ortaya koymaktan hiçbir zaman çekinmezler. Bu yapıya sahip insanların iddiaları şahsi olmaktan ziyade tüm ümmeti ya da bağlı hissettikleri kesimi ilgilendiriyorsa, kendilerini sadece bu dünyada değil, ahrette bile yakmaktan bir an bile kaçınmazlar.

İşte böylesine farklı ve ender beşeri özelliklere sahip olan Sayın Erdoğan’ın, daha İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiği dönemden itibaren tabi tutulduğu anlaşılan tüm ciddi sınavlar ile testlerden yüzünün akıyla başarılı çıktığı görülmüştür. Böylesine ciddi engellemeler ve dirençlerle karşılaşmış olmasına rağmen, nihayetinde istediği konuma gelmeyi başarmış olması kesinlikle hiçbir şekilde yabana atılmamalıdır. Sadece kamuoyuna yansıyan karmaşık iddialardan anlaşıldığı kadarıyla bile, iktidar merdivenlerini tırmanabilmek için çok büyük fedakârlıklarda bulunduğu açık bir şekilde görülmektedir. 

Öyle ise, böylesine büyük fedakârlıklarda bulunarak ve tahammül edilemeyecek derecede zorluklara katlanarak devletimizin başına gelmiş bulunan Sayın Erdoğan’ın iddialarına destek olmuyorsanız (!) bile, hiç olmazsa demokratik teamüllere saygı göstererek ülkemizin karıştırılmasına çalışanlara alet olmayalım. Dolayısıyla, Türkiye başta olmak üzere, tüm Osmanlı milletinin, çevremizi çepeçevre kuşatmakta olan ateş çemberinin içerisine düşürülmesinin önüne geçebilmek için, lütfen, “Tayyip Erdoğan karşıtlığı” üzerinden ülkemizi karıştırmak ya da Türkiye’nin elini zayıflatmak isteyenlerin oyunlarına alet olmayalım. Daha neti; elbette daha büyük iddiası olanların kazanabileceği böylesi bir siyasi mücadelede, lütfen hukuk dışı yöntem ve yollara sapanlara alet olmayalım. 

Burası demokratik bir hukuk devleti ise eğer, halkın iradesini temsil etme başarısını gösteren her kim olursa olsun, sonuna kadar saygı göstermek huzurun, barışın, istikrarın, gelişmenin ve ilerlemenin en önemli teminatlarından biridir. Ayrıca bu süreçte hakkın, hukukun, adaletin, dürüstlüğün ve kuralların dışına çıkan olursa, onun hesabını soracak olanın da yine devletin yetkili kurum ve organları olduğu bilinciyle, “kraldan çok kralcı geçinenlere” itibar edilmemesi de aynı şekilde huzurun, barışın, istikrarın, gelişmenin ve ilerlemenin en önemli teminatlarından başka bir tanesidir. Aksi davranış kalıplarına sapılması ise, huzurun, barışın, istikrarın, gelişmenin ve ilerlemenin önündeki en ciddi tehdittir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Dr. Erbakan Özal Arşivi