'Sol'un Ergenekon'dan çıkışı

'Sol'un Ergenekon'dan çıkışı

Fuat Keyman gibi sol politikaya emek harcayan birikimli entelektüellerden 10 Aralık Hareketi'nin saygın mensuplarına, oradan CHP'deki parti-içi muhalefete kadar, sola yeni bir soluk getirmeye çalışanların önünde dev gibi bir engel var.

Sola çıkış yolu arayanların hepsi bu engele takılıp kalıyor. Bu engel, tam da efsanede anlatılan Ergenekon'a benziyor. Sol, etrafı yalçın dağlarla çevrili dar bir vadiye sıkışmış vaziyette. Bu dar vadiden çıkmak, geniş ve verimli topraklara açılmak zorunda. Ergenekon'a sıkışmış olan sol, potansiyel olarak sahip olduğu yetenekleri gerçekleştiremiyor. Kendi dilini, ritmini ve sesini bulamıyor. Kendisini ifade edemiyor ve mesajını muhataplarına yani geniş halk kitlelerine ulaştıramıyor.

Sol neden Ergenekon'dan çıkamıyor? Ergenekon davası gerçekte sola kendini ifade fırsatı sunan çok önemli bir vesile. Devletin derinlerindeki karanlığa karşı verilecek savaşın neredeyse bütün araçları solun biriminde var. Başta temel insan hakları olmak üzere hukuku savunmak, özgürlükleri ve demokrasiyi savunmak, halkın devlet üzerindeki denetimini savunmak solun donanımında zaten mevcut. Susurluk'ta gösterilen tepkiler, Susurluk da dahil her türlü hukuksuzluğun anası olan Ergenekon'a karşı neden gösterilemiyor?

Daha vahimi, Ergenekon'un fiilen solun celladı olması. Ergenekon'un işlediği cinayetler sistematik olarak hep solu hedef aldı. Siyasî iktidarlar üzerinde vesayet kurmak isteyen Ergenekoncular, kitle tepkisini harekete geçirmek için sol isimlere yönelik cinayetler planladılar. Bugün suikasta kurban giden ve özellikle solun arkalarından gözyaşı döktüğü sembol isimlerin Ergenekoncular tarafından katledildiğine dair iddialar yargılama konusu yapılacak kadar ciddiyet kazandı. Danıştay suikastı ve Cumhuriyet'e atılan bombalar Ergenekon'un provokasyon mantığını da gösterdi. Peki şimdi Sol'un hiç olmazsa kendini koruma içgüdüsü ile bu iddiaların peşine düşmesi gerekmez mi? Ergenekon'dan çıkamayan Sol'un kitle desteği edinmesi, evrensel sol ile buluşması ve iktidar alternatifi haline gelmesi mümkün mü?

Sol'un Ergenekon'dan çıkamamasının birkaç sebebi var. Bu sebeplerin her biri ile tek tek yüzleşmek, ayrı çıkış kapılarını zorlamak demek. İyi darbe-kötü darbe ayırımı ile önce 27 Mayıs'a sonra 28 Şubat'a sahip çıkan solun Ergenekon'dan çıkması imkânsız. "İyi darbeler"i benimsemek, geleceği "iyi darbeler"e bağlamak demek. Öyle olunca iyi darbeleri yapacakların iş görme biçimi olan Ergenekon örgütlenmesini sırtınızda taşımak zorundasınız.

İyi darbeler kendiliğinden demokratik solu gereksiz ve imkânsız hale getiriyor. Silahla iktidarı ele geçirmeye birazcık bile olsa toleransınız varsa sizin demokrasiyle işiniz olmaz. Halkın da sizinle işi olmaz.

Ergenekonculuk ancak ahmakların dünyasında hayat bulabilen Soğuk Savaş'a özgü Türk tipi Baasçılığa mahkûm olmak demek. Sadece Cumhuriyet gazetesinden ibaret bir fikir kaynağı bile bu tür ideolojiyi beslemek için fazla gelecektir.

Son olarak Ergenekonculuk, Avrasyacılığın daha doğrusu Avra-Rusyacılığın Türkiye versiyonu. Sovyetlerden sonra Rus otokrasisini Ergenekonculuk adına savunmak için dünya gerçeklerine tersinden bakabilmek lâzım. Ergenekon vadisi, bu sıraladığım engellerin bütün çıkışları kapattığı dar ve karanlık bir yer. Sol Ergenekon'u silkeleyecek bir irade göstermeden kendisini bulacağı asıl sol politikaların olduğu alana adım bile atamaz. Sol bugün Ergenekon adı verilen bir cehennemin içinde kavruluyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi