Asım Yenihaber

Asım Yenihaber

Brütüs’ün Brütüs’ü!

Brütüs’ün Brütüs’ü!

Şimdi binlerce yıl öncesinin Brütüs’ünün sırası mı? 

Evet etrafımız ihanetlerle sarılmış; hainlerle kuşatılmış. Kim daha şedit hain? Bu yarış kıyasıya devam ediyor ve ipi göğüsleyecekle ilgili tahminler uçuşuyor...

Kimi haine lânet etmek için tahminde bulunuyor, kimi ise...

Saklanacak gibi değil: Hainin alnından öpmek için!

Bizim tereddütümüz yok; ihaneti yüzünden okunan, yalanı sıfatından dökülen, bu devlete ve millete kini vücut azalarından fışkıran birisi var. 

En başta adına ihanet eden biri... Baba çocuğuna “Muhammed” ismini koymuş, çocuk sapıtmış kâfir olmuş, o çocuk ölse daha iyi!

Artık “şarkın en sevgili sultanı”nın adını onun için kullanmaktan imtina ediyoruz. Çünkü o isme ihanet en iç burkucu olanı. O Kudüs’ü kurtardı, Müslümanların izzetini yükseltti, bu Kudüs’ü İsrail’e verdi, aşağıların en aşağısına düştü.

En koyu çarpı işaretini o gün attım üzerine...

Bazı safderunlar veya safderunluğa vuranlar şimdi şimdi farkına varıyorlar. 

Ve Sezarmışcasına “sen de mi?” diyorlar!

Demek ki, bu çukuru “evlatlık” telakki ediyorlar. 

Jül Sezar’ı diğerlerinin ihaneti hiç şaşırtmadı. Evlatlığının hançerini sırtında gördüğünde mukavemeti bıraktı, ölüme razı oldu... Ve rivayete göre, ondan kaç asır sonra yaşamış Şekspir’in cümlesini sarfetti: “Sen de mi Brütüs!”

“Havuz medyası” tabirini kim buldu? Bu çok önemli değil. Ben başka bir açıdan böyle bir tanımlama yapılabileceğini düşünüyorum. Umuma açık havuzunuzda her türlü mahlukat yüzüyor... Tabiî yüzme havuzu ise. Bu daha çok “süs havuzu”na benziyor. Kenarında viskisini yudumlayanlar, rakı kadehlerini tokuşturanlar yanında tek tük çayla, kahveyle yetinenler de tünemiş yakın zamanlarda...

Ya sportif amaçlı havuzsa? Meğer bunun çeşitleri varmış... Antrenman havuzları, çırpınma havuzları ve yarışma havuzları...

Bu olsa olsa “çırpınma havuzu” olabilir... Fikri, zikri önemli değil çırpınanların... Gazetenin renginin belli olması düşman renginin baskınlığını önleyemiyor...

Spordan siyasete her mevzuyu sulandıran, ahlâk dışı eylemleri ile iştihar eden bir yazıcı, hem de “muhafazakâr gazete” siyasetinin zıddına bir konumda revaç bulmaya devam ediyor. Pek yakışmıyor ama, işte bu gazetede “üvey evlat” konumunda, yani o bir Brütüs!

O Brütüs kendi Brütüs’üne sesleniyor: Sen de mi? 

Hamakatın bu çeşidine az rastlanır. Fakat gazete el değiştirdikten sonra fikir zikir uyuşmazlığına rağmen aynı mecrada kalem oynatması onun hamakati mi? O ayrı fasıl! Son yazısı bir hamakat itirafı. Bu hamakat, okumamaktan, takip etmemekten, bilmemekten kanaklanıyor. Adamın şekline şemailine bakarak kanaat sahibi olmaktan, bir iki aynalı lafı gerçek söz sanmaktan kaynaklanıyor!

Onu beğenmiş-miş de, Cumhurbaşkanlığı seçiminde desteklemiş-miş de, son seçimler de de oyunu partisine atmış-mış da...

E, senin bir oyunun hatırına adam ihanetten mi vazgeçecek?

Asıl mesele şu: Gazetenin siyasetini tasvip etmen mümkün değil. Hayatını bu siyasetin zıddı bir amaç için yaşamışsın... Şimdi konforunu sarsmamak için durumu idare ediyorsun...Yani “arkadaş benim görüşlerim size zıt, hadi eyvallah!” diyemiyorsun...

Brütüslüğe razı oluyorsun. Nasıl olsa seni istihdam edenler Sezar filan değil. Fakat zırva tevil götürmüyor. Zırvayı örtmek için aptala yatıyorsun!

Adam “alçak” deyince de çuvaldız batırılmış gibi zıplıyorsun! Müdafaa bâbında “paramı onlar veriyor, ama ben seni destekliyorum” diyorsun!

Bize de iki ahlâksızlıktan birini seçmek kalıyor.

İkisini de reddediyoruz!

Ahlâksızlık ahlâksızlıktır, alçaklık alçaklıktır! Kimde olursa olsun!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Asım Yenihaber Arşivi