Şehit ağabeyi yarbayın isyanını nasıl okumalıyız?

“Düne kadar ‘Çözüm’ diyenler, ne oldu da şimdi ‘Sonuna Kadar Savaş’ diyorlar” diye feveran etti şehit Yüzbaşı Alkan’ın ağabeyi Yarbay Alkan… Resmen isyan etti. Gerçek bir yorum yaptı. İçinden gelen sese kulak verdi, o sesi bütün ülke hoparlöründen dünyaya duyurdu.

Çok vahimdi aslında… Bir ülke demek ki bir yarbayını verdiği mücadeleye inandıramamıştı…

Ateş düştüğü yeri yakıyor.

Üç oğlunu da asker yapan baba acısını içine gömüyor. Gönderdiği kömbeleri yiyemeden şehadet şerbetini içtiğini ifade ediyor oğlunun. Kömbeler cenaze evine gelen taziyecilere dağıtılmış.  

Terörün siyasetçiyi hadım edeceğini bildiren Fehmi Koru’ya kulak verelim:

“PKK eylemlerinin artışından hükümeti suçlayanlar çok. Kimi, vaktiyle ‘barış süreci’ başlattığı için olup bitenlerden hükümeti suçluyor, kimi de ‘çözüm süreci’nden şimdilerde vazgeçtiğine inandığı için.”*

Çok bilmiş sonradan görme güruh...

Terörden çok çekti Türkiye…

Bu yüzden yarım yamalak olduğunu, alelusul uygulamaya konduğunu bildiği halde ileri sürülen çözüm sericini destekledi. Analar ağlamasın masalına kandı.

Geçmişte neler gördü neler… Faili meçhullerle vatan kurtarmaya kalkanlar mı dersiniz, devleti bir yeşile havale edenler mi?... Terör örgütü ile iç içe karanlık meslek sahipleri bir de…

Çok gördü Türkiye…

Çok gördüğü için diyor Koru, “o dönemlerden çıkardığı dersle, sorunun kökenine eğilen Ak Parti’nin başlattığı ‘barış süreci’ni insanlarımız desteklemekten geri durmadı; bazı aşamalarında sürecin aldığı biçimden mutlu olmasa dahi…”

Halkın mutlu olmadığı aşamalar neler?

Onları belirtmiyor Fehmi Bey ama biliyor ki herkesçe malum onlar…

Bir kandırmacadır gidiyordu. Medyamız da abartılı söylemlere, manşetlere çok yattı. Apo’yu baştacı edenler, neredeyse Mandela ile bir tutanlar… 

Şimdi utanmadan o manşetleri atanlar, o tuhaf yorumları yapanlar tam zıddı istikamette handiyse MİT elemanı gibi, kırk yıllık korucu gibi, bugüne kadar hiçbir ulusalcının söylemediği lafları ediyorlar; işaret parmaklarıyla güya teröriste hava basıyorlar, memleketin müddei kılığına giriyorlar.

Bu çok bilmiş sonradan görme güruh bir ara Türk bayrağının adını bile değiştirmeye kalkmışlardı sürece kıyak olma adına…

Devletin adını da değiştirebilirlerdi. O kadar inanmışlardı ki sürece…

Ne oldu da şimdi savaş çığırtkanlığı yapıyorlar?

Ben sormuyorum bunu.

Zira ben onların çözüm sürecinde de edilgen olduklarını bildiğimden şimdi de benzeri bir rolü üstlenmeleri bana normal geliyor.

Fakat haykıran yarbayın karşısında hiçbir siyasi konuşamaz.

Bekledim ki, birkaç yazar ve yorumcu yarbayı eleştirsin.

Şehit olma hevesindeki siyasiler, biz burada şehit olmayı dilerken sen niçin şikâyetçi oluyorsun filan gibisinden itirazlar bekledim.

Ama herkes sindi. Kimsenin çıtı çıkmadı, duymazdan geldiler.

Yüreği yananı anlamalıyız da arkada ne var?

Elbette yüreği yananı anlamalıyız. Kardeşini yitirmiş bir ağabey asker de olsa o rütbeyle bu keskin isyanın sahibi olamaz.

Nerede olamaz.

Ruh ve beden dikotomisi yaşamayan bir ülkede..

Yaptığı ile inandığı birbirine denk düşen bir devlet mekanizması içinde…

Siz hiç gerçek bir savaşta böyle yanan, isyan eden bir üst düzey ordu mensubu gördünüz mü? Hangi ülke olursa olsun, tarih boyunca inandığı bir savaş uğruna böyle isyan eden bir ordu mensubu olamaz.

Ya bu savaş savaş değil, ya bu ordu mensubu o rütbeyi hak etmiyor.

Kimse diyebilir mi, kahraman bir aile olduğu belli olan o Osmaniyeli ailenin içinden hain çıkabileceğini… Yahut da şehadet şerbeti içmeye hazır ve layık olmadığını…

Konuşsun şimdi generaller…

Yarbay konuştu…

Az bir rütbe mi?

Demek ki bu anlamsız savaşa kimse inanmıyor.

O halde bu sahtekârlığın ilanihaye sürmesi mümkün değil…

Olan evladını şehit veren yuvalara oluyor. Ateş düştüğü yeri yakıyor.

 Yarbayın sorusuna cevap bulunmalı mutlaka. İsyanı doğru okunmalı. 

Bir ordu düşünün ki güya verdiği savaşa üst düzey komutanını inandıramamış… Böyle bir saçmalık olabilir mi?

Eğer yarbay haklı ise niçin ordunun diğer komutanları bu isyanı paylaşmıyorlar, itirazlarını yapmıyorlar?

Eğer yarbay haksız ise niçin biri çıkıp da bir yetkili bırak ceza vermeyi, yaptığını eleştiremiyor?

*Fehmi Koru, Gündem köşesi, Habertürk, 24 Ağustos 2015