Lütfü Şehsuvaroğlu

Lütfü Şehsuvaroğlu

PKK, Kürt Petrolünü Niye Bombaladı

PKK, Kürt Petrolünü Niye Bombaladı

25 Ağustos tarihli Hürriyet gazetesinin Ekonomi sayfasında “Peşmergelerin Maaşı İsrail’den” başlıklı bir haber yer aldı.

Buna göre İsrail son üç ayda 1 milyar dolarlık Kürt petrolü almış, Irak Bölgesel Kürt Yönetimi de IŞİD’e karşı savaşan peşmergelerin maaşlarını bununla ödemişti.

Aynı gece televizyon ekranlarına düşen bir görüntü vardı. PKK petrol boru hattını bombalamıştı. Göğe korkunç alevler yükseliyordu. Kilometrelerce öteden alev topu görülüyordu. Bombalanan gaz boru hattıydı o gece… Görüntüler ona aitti ama Ağustos’un başlarında da petrol boru hattı bombalanmıştı.

Bölgesel yönetim PKK yönetimini eleştirmişti.

İsrail’e uzanan petrol trafiğinde Bölgesel Kürt Yönetimi ile PKK arasındaki derin anlaşmazlığın sebepleri sadece petrol ve uyuşturucunun sağladığı yüksek meblağlardaki gelirler miydi, yoksa siyasî ve askerî uyuşmazlıklar mı söz konusuydu?

Global statüko yani İngiliz Yahudi medeniyeti şimdilik peşmerge devletine izin vermiş de PKK’yı dışlıyor muydu? IŞİD’e karşı mücadelede PKK da gözden çıkarılmış mıydı?

Türkiye ile ABD arasında ve bemki İsrail arasında gizli bir muvafakatname mi vardı?

İsrail, ABD ve Avrupa Birliği arasında Kürdistan kurulması yönündeki zımnî uzlaşmanın kendi arasında farklı boyutları olabilirdi.

Petrolün gizli finansmanın legalize etme biçimi olduğuna kuşku yok.

Haberin kaynağı İngiliz Financial Times gazetesi, İsrail’in petrol ihtiyacının %77’sini Irak Kürt Bölgesel Yönetiminden sağladığını bildiriyordu. 

“Kuzey Irak petrolünün önce Türkiye’de Ceyhan’a oradan da İsrail’e gönderildiği bilgisine yer verilen haberde, Kuzey Irak petrolünün yüzde 9’unun ise Türkiye’ye satıldığı iddia ediliyor. İsrail’in Kürt petrolünü daha ucuza aldığı yönündeki söylentilerin de gündeme getirildiği haberde, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi yetkililerinin bu iddiaları reddettiği de yer alıyor. … Bazı uzmanlar da, İsrail’in Irak Kürtlerine finansal destek vermek amacıyla petrol aldığını, alınan bu petrolün bir kısmını yeniden ihraç ettiğini, bir kısmını da depoladığını dile getiriyor.”

İsrail’in peşmerge desteği sadece petrol alış verişiyle mi sınırlı acaba?

“İsrail 1960’lı yıllarda İran, Irak ve Türkiye içindeki Kürt unsurlarına yönelik programını geliştirmeye başladı. Orta Doğu coğrafyasında her zaman için güvenli ve rahat bir gelecek problemi olan İsrail’in bölgede kendi güvenlik stratejisine ve tahdit algılamasına uygun parametreler geliştirilmesi beklenmelidir. 

Nitekim Mısır başta olmak üzere Arap dünyasındaki birçok ülke ile problemini çözen İsrail gelecek okumalarıyla birlikte bir yandan maziyi yeniden inşa ederken, bir yandan da bölgede kendisine râm olacak ülke ve güç peşinde oldu. Türkiye, Irak, Ürdün, Suriye, Mısır, Suudi Arabistan ve daha birçok bölgesel güç İsrail’i çok zor anlarından kurtarmıştır.

İsrail’in Kürtlere yönelik stratejisi ise öncekilerden çok daha donanımlı bir programdır. Geçmişi ile geleceği adeta yeniden inşa etme amaçlıdır. Yüksek Yahudi ideali arz-ı mev’ud (vadedilmiş topraklar) için de elzem olan dost yakın bir kavim inşası Kürtler üzerinde yoğunlaşmıştır. Kürtlerin aşiret yapısı içinde özellikle Barzan aşiretinin Yahudi olduğu üzerine bir geçmiş kurgusu geleceğin müthiş rahatlatacak profil ortaya koymaktadır. Yahudi diasporası kadar önemli olan bu yakın tampon ülke için bugün için Kürdistan’dır. Kurulacak ve İran, Irak, Türkiye üçgeninde her üçünü de zora sokan bir işlev görecektir. Doğrudan İsrail kurgusu olan bu projeye hem medeniyetler savaşında veya uzlaşmasında (bu iki kavramın birbiriyle zıt içeriğine rağmen aynı faktöriyel içinde değerlendirilmesi dikkatinizi çekmelidir.) İslam medeniyetini doğrudan üç parçaya bölecek bir Truva atı söz konusudur; hem de İsrail’in geleceği için şüphesiz söz sahibi olan üç ülke ve askeri gücünün başkaca işlerle yorulması geciktirilmesi için de kullanılacak bir devletçik olarak Kürt projesi önemlidir. 

Kürtler bindikleri medeniyet dalını kestiklerinde ve Yahudi İngiliz medeniyetinin Truva atı olduklarını öğrendiklerinde çok geç olabilecektir. 

İsrail’de kurulan İsrail Kürt dostluk derneği faaliyetleri dışında bölgede İsrail’in çok yoğun askerî, istihbaratî, operasyonel, diplomatik ilişkileri bulunmaktadır. Peşmergelere verilen askerî eğitim zaten açığa çıkarılmıştır. Öte yandan kimi gençlerin ABD ve İsrail’de özel eğitime tabi tutuldukları bilinmektedir. Kurulacak olan Kürt devletinin her türlü ihtiyacını temin için çok çeşitli şirket ve kurumların İsrail destekli olarak kurulduğu söylenmektedir. Bunların bazılarının üstelik de Türkiye’yi ve bu ülkedeki şirket ve isimleri kullanarak yükün bir kısmını Türkiye ye taşıttıkları da bilinmektedir.

Barzani tamamen Yahudi idealine hizmet etmektedir. ABD’de devlet bakanı gibi karşılanmasında da Yahudi lobisinin etkisi açıktır. Filistin’e yerleştirilen ve hızla bağımsız İsrail devleti kurulması yönündeki engelleri aşan Yahudi beceresi burada da aktif rol almaktadır. Barzani’nin Yahudi olduğuna dair bazı yayınların spekülatif tarafları bir yana, en azından Barzani aşireti içinde Yahudilerin azımsanmayacak oranda ve uluslararası tesirde olduğu ortadadır. 

Birkaç yıldan bu yana bir din ve medeniyetin unsurlarından birinin nasıl kendi dairesinden koparılıp bir başka medeniyet ve din adına kendinden olanlara karşı kurgulandığının hikâyesini pratiğini yaşamaktayız; bu müthiş dönüşüme ve dönüştürmeye şahit olmaktayız. (Lütfü Şehsuvaroğlu, Kürt Sorununa Türk Tarih Felsefesi Açısından Bir Yaklaşım, Elips Yayınları, Ankara 2015, s. 129)

Kandil ile İmralı arasında transandantal dil kullanılırken farklı veçhelerden seküler Kürtçülüğün İngiliz Yahudi medeniyetine hizmet etmesi ile birlikte Irak bölgesel yönetimi İsrail ile doğrudan bir Kürdistan yani İkinci İsrail planına hayatiyet kazandırmaya devam etmektedir.

Geri kalan Suriye’nin parçalanması ve İsrail’in güvenliğinin daha geniş ölçüde temin edilmesi sürecinin hızlandırılmasıdır. Mümkün ise Suriye Kürdistan’ı ile Irak Kürdistan’ının birleştirilmesidir. Belki şimdilik Türkiye içindeki bir Kürdistan tehdidini rafa kaldırmış ve Türkiye’yi global statükonun yaptırımlarını kolay benimseyebilen bir sürece sokmak hedefindeler. 

İşte bu süreçte PKK’nın Kürt yönetiminin petrolünü bombalaması manidardır.

PKK, İmralı sayesinde ne kadar İkinci İsrail projesine çentik atacak bir taktiğe ram edilmektedir, ne kadar ABD ve İsrail eksenli stratejinin dümenindedir bunu zaman gösterecek elbette.

Bu arada Türkiye güçleri ve siyasetleri iç politikanın labirentlerinde ve saçmalıklarında zaman harcayadursun bakalım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Lütfü Şehsuvaroğlu Arşivi