Cübbeli Ahmet Hoca

Cübbeli Ahmet Hoca

Haccın fevren yapılması vaciptir

Haccın fevren yapılması vaciptir

Hac İmâm-ı Muhammed (Rahimehullâh)ın dediği gibi tehirli yapılmaya hamledilse çoğu zaman insanlar hac ibâdetini yapmayı tehir edeceklerdir ve bu durum onlara zarar verecektir. O halde ihtiyatlı olan, haccın fevren (derhal o sene) yapılmasının vâcib olduğunu kabul etmektir. 

“Şartların tahakkuk etmesi durumunda haccın derhal (yani o sene) yapılması vâcib midir, yoksa daha sonraki yıllara tehir edilebilir mi?” konusunda âlimler ihtilaf etmiştir.  Ebû Sehl ez-Zeccâcî (Rahimehullâh) bu mesele hakkındaki ihtilafı şöyle zikretmiştir: Bu ihtilaf Ebû Yûsuf (Rahimehullâh) ile İmâm-ı Muhammed (Rahimehullâh) arasındadır. 

Ebû Yûsuf (Rahimehullâh)a göre şartların tahakkuk etmesi durumunda hac derhal (o yıl) farz olur, o yıl yapılmalıdır. 

İmâm-ı Muhammed (Rahimehullâh)a göre ise süreli olarak farz olur. 

Yani o yıl yapabileceği gibi sonraki yıllarda da yapabilir. İmâm-ı Şâfi‘î (Rahimehullâh)ın görüşü de budur. 

ALLAH İÇİN BİR HAK

İmâm-ı Âzam (Rahimehullâh)tan ise hem “Derhal farz oluşu”, hem de “Süreli farz oluşu” şeklinde iki rivâyet vardır. 

İmâm-ı Muhammed (Rahimehullâh)ın görüşünün vechi şudur:

Allâh-u Teâlâ haccı vakitten mutlak olarak farz kılmıştır. Çünkü Allâh-u Teâlâ’nın: 

 “Yol bakımından ona (ulaşmaya) güç bulmuş olan insanlar üzerine, o Beyt’i haccetmek Allâh için (farziyeti sabit olan) bir haktır” (Âli ‛Imrân Sûresi:97’den) kavl-i şerîfi vakitten mutlaktır. Yani bir vakitle kayıtlanmamıştır.

BELİRLİ AYLAR

Sonra Allâh-u Teâlâ haccın vaktini:  “Hac (ibâdeti, herkes tarafından şevval ve zilkâde aylarıyla zilhiccenin ilk onu olarak) bilinen birtakım aylar(da yapılmalı)dır” (Bakara Sûresi:197’den) âyet-i kerîmesiyle beyan etmiştir. O halde farz kılınan hac ibâdeti, ömürden mutlak olarak hac aylarında yerine getirilecek bir ibâdettir, fakat ömrün hangi yılında olduğu mutlak bırakılmıştır. “Haccın derhal (o yıl) yapılması vâciptir” diye kayıtlamak ise mutlak bir mefhumu kayıtlamak olur ki bu, delîlsiz olamaz, delîl de yoktur. 

Aksine Mekke’nin fethi hicretin sekizinci yılında olmuşken Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) haccı hicretin onuncu yılında gerçekleştirmiştir. 

GÜNAHKAR OLMA TEHLİKESİ VAR

Şayet hac derhal yapılması vâcib olan bir ibâdet olsaydı, tehir edilmezdi. 

İmâm-ı Âzam (Rahimehullâh)dan bu hususta iki rivâyet varsa da en sahih olan görüş haccın derhal (o sene) yapılmasıdır. 

Ebû Yûsuf ve İmâm-ı Âzam (Rahimehumellâh)ın görüşlerinin vechi ise şudur: 

Hac emri, vakti hususunda mutlak olduğu için derhal yapılmaya da, tehirli yapılmaya da ihtimallidir. 

Öyleyse ihtiyatlı olan derhal (o yıl) yapılmasıdır. 

Çünkü buna hamledildiği zaman: “Haccın tehir edilmesi durumunda günahkâr olmak var” denilerek, hac derhal yerine getirilir. 

ZARARI YOKTUR, FAYDALIDIR

Demek ki bu iki ihtimalden, derhal (o yıl) yapılma görüşünü tercih edecek olursak, kişi emrolunduğu şeyi yerine getirmiş olur ve zarardan emin olur. 

Ama tehirli yapılmayı alacak olursak, zaten haccın derhal (o yıl) yapılmasının buna bir zararı yoktur. Bilakis hayra sürat ettiği için ona faydası vardır. 

Şayet hac İmâm-ı Muhammed (Rahimehullâh)ın dediği gibi tehirli yapılmaya hamledilse çoğu zaman insanlar hac ibâdetini yapmayı tehir edeceklerdir ve bu durum onlara zarar verecektir. 

O halde ihtiyatlı olan, haccın fevren (derhal o sene) yapılmasının vâcib olduğunu kabul etmektir. 

İmâmü’l-Hüdâ eş-Şeyh Ebû Mansur el-Mâtürîdî (Rahimehullâh)ın görüşü de budur. 

Ona göre vakitten mutlak olan her emir, fevre (derhal yapılmaya) hamledilir. 

YABANi HAYVANLARDAN KURBAN OLMAZ

 

Kurban edilecek hayvanlar üç cinstir. 

1) Koyun cinsi, 

2) Deve cinsi,

3) Sığır cinsi.

Bu hayvanların türünden olanlar, erkeği, dişisi, burulmuş olanı, olmayanı kendi cinsine dahildir. Keçi, koyun cinsinden, camış ise sığır cinsinden sayılır. 

EVCİL HAYVANLAR CAİZDİR

Vahşi hayvanlardan herhangi birinin kurban edilmesi caiz olmaz.  Çünkü Allâh-u Teâlâ şöyle buyuruyor:

 “Her ümmet için kurban ibadeti tayin ettik. Ta ki kendilerine rızık verdiği davarlar üzerine, Allâh’ın adını zikretsinler. (Hacc Sûresi:34)

Ayrıca ne Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)den, ne de ashabından, yukarıda zikrettiğimiz hayvan cinsi ve türlerinden başka hayvanların kurban edilmesiyle ilgili bir nakil gelmemiştir. 

Diğer taraftan, kurbanların vacib oluşu, şeriat ile bilinmiştir. Şeriat ise ancak ehli (evcil) olan hayvanın kurban edilmesini vacib kılmıştır. 

ANNEYE TABİ OLUR

Evcil ve yabani anne babadan doğan yavru, anneye tâbi olur, buna göre eğer anne evcil olursa onun kurban edilmesi caiz olur, değilse caiz olmaz. 

Hatta evcil olan sığırın üzerine vahşi olan tosun çekilse, doğan yavru (yaş haddine ulaştığı zaman) kurban edilir. Bu caizdir. Şayet sığır vahşi, tosun evcil olursa caiz olmaz. Çünkü yavruda aslolan anadır.  

Bir erkek ceylan, koyun üzerine çekilir de koyun bir koyun doğurursa, onu kurban etmek caiz olur. Eğer koyun bir ceylan doğurursa caiz olmaz. 

Bir kimse, insanlara ülfeti olan yabani bir ceylanı veya yabani bir sığırı kurban edecek olsa caiz olmaz. 

Çünkü bu hayvan asıl itibarıyla yabanidir. İnsanlarla ünsiyeti gibi nadir olan bir vasfı sebebiyle, asıl hüküm bozulmaz.

Emir İsmail eş-Şerif’in Mahmut Efendi sevgisi

1: Fas Kralı Şerif 6. Muhammed’in amcasının oğlu ve en yakını Emir İsmail eş-Şerif’i Mahmud Efendi hazretlerinin heyeti olarak makamında ziyaret ettik. Kendisi bizi Kral 6.Muhammed’e vekâleten ve kendi adına asaleten kabul etti. 

Âlimlere ve velilere hürmetiyle bilinen bu zat Mahmud Efendi Hazretlerimiz hakkında hazırlanan 20 dakikalık Arapça sunumu çok büyük bir muhabbet ve ilgiyle izledikten sonra yakında İstanbul’a geldiğinde Mahmud Efendi Hazretlerini mutlaka ziyaret etmek istediğini bildirdi.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Cübbeli Ahmet Hoca Arşivi