Cihangir İşbilir

Cihangir İşbilir

Akl-ı Selîmi Kaybetmeden…

Akl-ı Selîmi Kaybetmeden…

Pazartesi günü akşama doğru, PKK terör örgütünün Dağlıca saldırısında şehit düşen askerlerimizin kimlikleri belli oldukça ülke genelinde kederle birlikte tansiyon da yükseldi. Dün Iğdır, Cizre ve Tunceli’den gelen şehit haberleri ise ülke genelindeki gerilimi daha da artırdı. Terörü ve teröre destek verenleri protesto etmek amacıyla tüm Türkiye’de yürüyüşler ve açıklamalar yapıldı; yapılıyor. Haftalardır kendilerinden çıt çıkmayan sivil toplum örgütleri de nihayet konforlu köşelerinden kafalarını uzatıp birşeyler söyleme lütfunda bulunabildiler. 

Bir yandan dağ ve şehir kadrolarıyla asker ve polise kalleş pusular kuran terör örgütü diğer yandan terör örgütünün kravatlı sözcüleri ve medya temsilcileri ülkeyi ateş topuna çevirmek için adım adım şeytani planlarını uyguluyor. Akan kanı durdurmak yerine şehitler ve kan üzerinden siyasi hesaplaşma peşinde olan bir başka hastalıklı kesim ise provokasyon kokan eylemleri tetiklemek için ateşe benzin döküyor… 

ŞEYTANİ PLAN!

Pazartesi akşamı bu karanlık ve derin plan ilk sonuçlarını verdi: Beypazarı’nda mevsimlik işçilere vahşice saldırı düzenlendi, çocuklar bile darp edildi; işçilerin çadırları yakıldı, doğu illerinden gelen otobüsler durdurulmak istendi… 

Bu vehşetin hiçbir açıklaması yok!

Bu saldırıları düzenleyenler en az PKK teröristleri kadar tehlikeli yaratıklar. Bu saldırıları destekleyen, provoke eden, cesaretlendirenler de en az terör örgütünü destekleyen medya ve siyasetçiler kadar sorumlu. “Şehitler için” yapıldığı iddia edilen bu tür insanlık dışı eylem ve saldırılar, sorumsuz açıklamalar şehitlere ve ülkeye açık bir ihanet. Umarız, sorumlular ağır bir şekilde cezalandırılır. Aksi takdirde bu eylemler arttıkça terör örgütü ve destekçileri amaçlarına çok daha kısa yoldan ve çok daha hızlı ulaşırlar. Terör örgütünün ‘devrimci halk savaşı’ çıkarma hedefine hizmet eden bu tür provokatif eylemler teyakkuzda olunmazsa önümüzdeki günlerde daha da artacaktır.  

KİM KAZANIYOR, NEYİ KONUŞUYORUZ?

Protestoların provokasyonlara meydan vermeden yapılması için siyasi partilerin ve sivil toplum kuruluşlarının itinayla ve ihtiyatla hareket etmesi lazım. Yoksa protestolar amacına ulaşmadığı gibi, protesto sebebi yerine protestoyu gerçekleştirenler ve sonuçları daha çok konuşuuyor. Kazanan yine terör örgütü ve terör örgütü üzerinden siyasi hesaplaşma peşine düşen siyasiler ve medya kuruluşları oluyor.   

Elbet er ya da geç sular durulacak ve bu cendereden çıkacağız. İşte o zaman asıl ‘hesap verme’ dönemi başlamalı. Provokatörlerden, ülkeye enerji kaybettirenlerden ve şehitlerin hesabını sorarmış gibi yapıp alçakça kendi hesabının peşine düşenler tek tek hesap vermeli. Yoksa bu türbülanstan çıkıp bir başka türbülansa yakalanır ve bu ‘her devrin eşkıyaları’ ülkenin önünde takoz olmaya devam ederler. 

Çok ağır bedeller ödüyoruz, canlarımızı kaybediyoruz ama akl-ı selimi kaybedersek hiç kazanamayacağız! 

“Türkiye Suriyeleşecek” yahut “Türkiye’de darbe olacak” iddialarının gerçekleşme ihtimali asıl akl-ı selimi kaybedersek artacak! 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Cihangir İşbilir Arşivi