PKK terör örgütünün karanlık tarihine ışık tutmaya ve günümüzde geldikleri noktayı anlatmaya devam ediyoruz.

1985 yılına gidelim…

Üniversitelerden türeyen PKK, kampüslerden vazgeçmemişti.

1983 yılından itibaren yeniden Türkiye’ye yönelen PKK, üniversitelerdeki faaliyetlerine ağırlık verdi.

1985-1986 Eğitim-öğretim yılında Almanya’dan Türkiye’ye gelen ‘İbrahim’ kod adlı R.D. (PKK’nın Ankara Sorumlusu) ve yanındaki ekibin, üniversitelerde örgüt adına teşkilatlanma faaliyetleri yürüttükleri tespit edilmişti.

Örgütün üniversite yapılanmasını yürüten kişi, Öcalan ile doğrudan temas halindeydi ve çevresinde 20 kişilik çekirdek bir ekiple çalışmalarını sürdürüyordu.

Örgüt adına propaganda yapan, Ankara’daki üniversitelerde gizli gizli örgütlenen bu ekip, eleman kazanmak için hücre evleri kuruyordu. 

Yurtdışından verilen talimatlarla ülke içerisine sızan silahlı teröristler gibi, yurtdışından üniversitelere özel görevlerle gönderilen bu kişiler, üniversitelerde PKK adına örgütlenmeye çalışıyordu.

Üniversitelerde o dönem sol gruplar arasında ve özellikle Kürt kökenli öğrencilere ücretsiz yayınlar dağıtılıyordu. 

Öğrencilere örgüt propagandası yapan yayınlar, Ankara’daki ekip tarafından gizliden gizliye yayılıyordu. Yayınları hazırlayan dernek ise Alman hükümetinin onayıyla kurulan Yurtsever Kürdistan İşçi Dernekleri KOMKAR’dı. (1)

Almanya’nın, 1980 darbesiyle birlikte yurtdışında örgütlenme imkanı bulan PKK’ya verdiği bu destekler neticesinde örgüt, büyük bir sivilleşme süreciyle; vakıflara, derneklere kavuştu. 

Bu derneklerin sağladığı imkânlarla Türkiye’deki üniversitelere örgüt adına faaliyet yürütmeleri için çok sayıda kişi ve yayın gönderildi. 

Dönemin emniyet yetkililerinin titiz çalışması sonucunda terör örgütü PKK’ya mensup oldukları ve örgütün üniversitelerdeki faaliyetlerini yürüttükleri belirlenen 20 kişilik yapılanma çökertildi.

Bu operasyonda yakalanan örgütün Ankara sorumlusu üniversiteli verdiği ifadesinde amaçlarını “bir devlet büyüğünü öldürerek, seslerini duyurmak” olarak açıklıyordu. (2)

30 YIL SONRA YİNE ANKARA...

Ankara’da 1985 yılında gizliden gizliye örgütlenen PKK’lılarla (örgütün adı çok duyulmamasına rağmen) etkin bir mücadele sürdürüldüğü görülüyor.

Aradan geçen 30 yılda çok şey değişti.

Örgüt, kanlı eylemlere imza attı, siyasallaştı, birçok imkana kavuştu.

En kötüsü de birçok üniversiteyi fiili olarak kontrol altına almış durumda.

4 Haziran 2015’te yayınlanan ‘Biji Serok Apo’ deyip çivili sopalarla saldırdılar’ başlıklı köşe yazımda, Ankara Üniversitesi’nde PKK’lıların saldırılarına uğrayan öğrencileri yazmıştım.

O olayla ilgili yeni bilgiler edindim.

Saldırı önce kız öğrencilere karşı yapılıyor, buna engel olmak isteyen erkek öğrenci ise kalabalığın arasına alınarak, ağır yaralanacak şekilde dövülüyor, hem de çivili sopalarla…

Mağdur olan 3 öğrenci, derslerinde başarılı, vatansever ve ülkelerinin geleceğini kendi geleceklerinin üzerinde tutan gençler…

Ne yazık ki yaşanan bu olaylardan sonra okudukları Ankara Üniversitesi’ni bırakmak zorunda kaldılar.

Şu anda başka bir üniversiteye geçerek eğitimlerini tamamlamaya çalışıyorlar.

Peki, can güvenlikleri olmadığı, anayasal eğitim hakları ellerinden alındığı için, terk etmek zorunda kaldıkları Ankara Üniversitesi’nde durum nasıl?

Aynı tas aynı hamam… Okulların açılmasıyla birlikte daha da kötü haberler alacağız.

İşte 30 yılda terörle ilgili kat ettiğimiz mesafe... 

Ankara örnek olayı üzerinden yaşananlar kaygı vermenin çok ötesinde!

Üniversitelerimiz adım adım işgal ediliyor.

(1) Sonraki yıllarda KOMKAR’ın başına, PKK’ya muhalif olduğu iddia edilen ve medya tarafından ‘PKK’ya karşı olan Kürt Aydını’ sıfatıyla pohpohlanan, 2011 yılında “PKK’ya alternatif olabilecek, silahsız çözümü isteyen Kürt Aydını” paketiyle gündeme sokularak Türkiye’ye getirilen Kemal Burkay geçecekti.

(2) Milliyet Gazetesi, 31.12.1985