Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Çocuk İstismarı ve Aile

Çocuk İstismarı ve Aile

2828 sayılı Sosyal Hizmetler Ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu’nun 3. Maddesi’nin 4. Fıkrası korumayı şu şekilde tarif ediyor:

 “Ana veya babası tarafından ihmal edilip; fuhuş, dilencilik, alkollü içkileri veya uyuşturucu maddeleri kullanma gibi her türlü sosyal tehlikelere ve kötü alışkanlıklara karşı savunmasız bırakılan ve başıboşluğa sürüklenen çocuklar.”

TCK 229. Maddesi:

“Çocukları, beden veya ruh bakımından kendini idare edemeyecek durumda bulunan kimseleri dilencilikte kullanan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

Her iki kanundan çıkan sonuç, dilendirilen, fuhuşa, alkole itilen çocuklar koruma altına alınır. Dilendirenler de bir yıldan üç yıla kadar cezalandırılır.

Tabi bunun içerisinden sosyal devlet çıkar. 

Karavana nemelazımcılık çıkmaz.

Dilencilik asrımızın büyük bir şebekesi.

Bu şebeke özellikle kadınlarla çocukları kullanıyor. Bu uyanıklar ellerini sıcak sudan soğuk suya sokmadan asalak olarak geçinirler.

Evin erkeği akşama kadar bir yerlerde pinekler, kafa çeker, kilo almaya bakar.

Körpe çocuklar, analarının kucağında yarının dilencileri.

Kör, dilsiz, sağır, topal gibi sakat numaraları yapanlar zamanla zabıtaya denk gelse de bir sonuç vermiyor. Dilenciler toplanır, bir saat sonra geri bırakılır.

Oysa kanun öyle demiyor. 

Özellikle çocukları dilendirenler mahkemeye çıkarılmalıdır, dilendirilen çocuklar annelerinden koparılarak korunmaya alınmalıdır.

Hiç birisi doğru dürüst yapılmıyor…

Diğer taraftan kadın ve genç kızları fuhuşa iten şebekeler nerdeyse gözümüzün içerisine girecek. Başkent’in cadde ve sokaklarında porno resimlerle bu işi yapanların açık adresleri sergilendiği halde gören yok.

Devlet örgüt ve paralel diyor amma bu çeteleri elleyen yok.

Kadın satıcılığı (yani bir nevi kölelik) bu ülkede suç değilse, “kadın hakları” diye neden tepinirler? Uyuşturucu keza öyle…

Görev Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın.

Ne yapar bu bakanlık?

Aileyi korumak için babayı evden uzaklaştırmakla meşgul.

Kadının ayağına vurulan kelepçe de devletin beceriksizliği.

Yine de kadın cinayetleri önlenebiliyor mu?..

Aksine kelepçeler arttıkça cinayetler de çoğalıyor.

Devlet devletse, dilendirilen, fuhuşa itilen, uyuşturucu kucağına düşen çocuğu hemen çeker alır. Almaması için bir neden de yok, kanun al diyor…

“Bak anne, çocuğunu dilendirir veya sokağa salarsan üçüncü ikazımızda elinden alırız” deyiver de, bak bakalım sokaklarda bir tane çocuk dilenci kalır mı.

Şu anda anne durumunda olan hanım bakan kardeşimiz, bu sosyal yara acilen tedavi istiyor, hadi bakalım kolları sıva...

Okullara Arapça, Osmanlıca dersleri koyduk.

Hadi bir de aile dersi koyalım.

Ortam, şartlar ve insana bakış…

Doğurduğunu çöpe veya cami avlusuna atan ananın bulunduğu ortamın ne halde olduğunu devlet biliyor mu? Uyuşturucu, fuhuş…

Bu konuları derinliğine ne kadar araştırdık?

Çocuk istismarını önlemeye ve de aileyi korumaya yönelik kaç arşın uzunluğunda projelerimiz, planlarımız var?

Durmadan ithal ediyoruz, dikiş tutmuyor, bir sefer de kendi aklımızla, kültürümüzle yola çıkalım. Sosyal ve adil devlet olalım…  

Çocukları ve aileyi gerçekten koruyalım. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nusret Çiçek Arşivi