Türkiye yıllardan beri dış çevrelerin iç işbirlikçilerin elinde iç savaşa götürülmek istendi, hala da isteniyor.

Osmanlıyı önce Balkanlarda etnik ayrıştırmaları kurdurdukları çetelerle ayrıştıranlar sonra Ortadoğu’da Arapları ve Ermenileri ayrıştırdı. Cumhuriyet döneminde de alevi Sünni ve Türk Kürt gibi yeni ayrıştırma çabaları oldu . Ama her seferinde çabalar boşa çıktı.

PKK terörü ile yapılmak istenen ayrıştırma projesi, geniş halk yığınlarında yankı yapmadı.
DTP ye verilen avansı, DTP’liler kullanamadı. Oysa DTP meşru bir siyasi parti olarak toplumsal barışa, birlikte ve bütünlüğe büyük hizmet edebilirdi. Ancak onlar terör örgütünden kopamadılar, kopmak istemiyorlar. Bana göre çok ama çok yanlış yapıyorlar. Devletin kendilerine sağladığı olanakları heba ediyorlar.

Kundakçıların üniversite öğrencisi çıkması şaşırtıcı.
Bir süreden beri başta İstanbul olmak üzere bir çok kentte kundaklama olayları oluyor. İstanbul’da yakalananlarla ilgili açıklama yapılmadı. Şanlıurfa'da ise; Plakalarında Türk Bayrağı bulunan otomobiller ile yolcu minibüsü üzerlerine benzin döküldükten sonra ateşe verdiği iddia edilen zanlılardan ikisinin, üniversite öğrencisi olduğu anlaşılmış.

üniversitelere sirayet eden olayların geçmişte ne büyük acılara yola açtığını hatırlamakta yarar var.

İstihbarat uyarıyor, medya saptırıyor.
Diyarbakır’da ki acı olay, elbette ilk değil. Ankara’da düzenlenenlerle paralellik taşıyor. Kitlelerin yoğun olduğu alanlar güvenliğin en zayıf olduğu alanlardır.

TSK’nın terör örgütü PKK’nın Kuzey Irak’taki kamplarına yönelik hem havadan hem de karadan başlattığı operasyonlardan hemen sonra, benzeri olayların olabileceği beklentisi vardı. Türkiye ne yazık ki terörle iç içe yaşıyor.

Türk istihbarat ve güvenlik birimleri dünyanın en deneyimli elemanlarına sahip ve yine başarılı hizmet veriyorlar.

Doğu batı fark etmiyor. Bir süre önce operasyonlarda önemli oranda malzemeler ele geçirilmişti ve ele geçirilmeye de devam etmektedir. Son olarak Doğuda Van’da, batıda İnegöl’de patlayıcı madde ele geçiriliyor. Bombanın Diyarbakır'daki patlamadan birkaç saat önce yakalanması da ilginç, eş zamanlı bir eylem planlaması.

ABD ve PKK
ABD artık PKK’nın da ciddi bir tehdit olduğunu tasfiye edilmesi gerektiğine inanıyor mu?
Düne kadar Kandil’de görüşen lojistik destek sağlayan ABD birden strateji değişikliğine neden gitti acaba?

Son yaklaşıma baktığımızda; Beyaz Saray’ın terör örgütüne karşı aldığı net tavır, ABD basınına da yansıdı. Washington Times, PKK’nın Avrupa’daki uyuşturucu trafiğini elinde tuttuğunu ve örgütün ölüm makinesinden farksız olduğunu yazdı.

Bruce Fein imzalı makalede PKK’nın hedefinin bölgesel özerklik değil, Türkiye, Suriye, Irak ve İran’daki topraklarında bağımsız bir Kürdistan olduğu kaydedildi. “PKK, 40 bin ölümden sorumlu, yani ABD’deki 11 Eylül 2001’de ölenlerin 13 katı” yorumunun yapıldığı makalede, Türkiye’deki Kürtlerin eşit olduğu, Kürtlerin hükümet, yasama ve yargıda temsil edildiği, diğer Türk vatandaşlarının aynı özgürlüklerden yararlandığı belirtildi.

ABD’li gazetedeki makalede Türkiye’nin PKK’ya “zeytin dalı” uzattığı görüşü dile getirilirken “Saldırılara karışmayan PKK üyelerine af önerildi” diye yazıldı. Kürtlerin de büyük kısmının PKK’yı reddettikleri belirtilen makalede örgütün uyuşturucu trafiğine başvurduğu kaydedilirken “Fransızlara göre, Paris’teki eroinin yüzde 80’i, ülkeye PKK tarafından sokuluyor” denildi.

Washington Times’ın makalesinde konu ettiği, terör örgütünün uyuşturucu bağlantısı daha önce de gündeme gelmişti. Avrupa’daki eroin pazarını elinde tutan Hüseyin ve Abdullah Baybaşin kardeşler, İngiltere’nin başkenti Londra’da terör estiren ‘uyuşturucu baronları’ olarak anılıyordu. Abdullah Baybaşin, ofisine yerleştirilen gizli kamerayla takip edilmişti.

DTP’liler bir yandan bölge halkı desteğini canlı tutmak için sivri açıklamalar yaparken uyuşturucu bağları da ortaya çıkıyor.

HADEP’İn kurucularından ve partinin milletvekili adayı olan Nihat Buldan’ın milletvekili yengesi Pervin Buldan’a ait araçla uyuşturucu sevkıyatı yapması, üzerinde durulması gereken bir durumdur..

Günün Sözü: Bir yolun yoksa varabileceğin bir yerde yoktur.