Celâlettin Yünel

Celâlettin Yünel

Şehit Polis Duha Beker’in ardından..

Şehit Polis Duha Beker’in ardından..

Her geçen gün şehit sayısı yükselmekte ve her gelen şehit acısı yüreğimizdeki koru daha da fazla alevlendirmektedir. Türkiye’ye karşı yapılan hain saldırılar millet ve toplum olarak yüreğimizi kanatmakta ve her saldırıda “Acaba yine ateş nereye düştü?” sorusunu akıllarımıza getirmektedir.

Acının tarifi olmaz ve acıyı gerçekten yaşayan bilir. İnsanın sevdiğini kaybetmesi acıdır ama insanın sevdiğini vatan uğruna kaybetmesi hem acı hem de gururdur ama insanoğlu içindeki acıdan o gururu yaşayamamaktadır.

Geçtiğimiz günlerde İstanbul Vezneciler’de meydana gelen patlamada yakın akrabalarımdan olan Duha Beker’i şehit olarak gözyaşları içinde uğurladık. Acısı hala içimde ve bu acının tarifini yapmak gerçekten imkansız ama insan dayanmak zorunda ve hainler karşı bu vatan uğruna çalışmak ve çabalamak zorunda. Gel gör ki acı öyle tarifsiz olunca içinizdeki gururu da bir kenara koyuyorsunuz. Aklınız sevdiğinizin yokluğunda paramparça oluyor ama elinizden bir şey gelmiyor.

İstanbul vezneciler patlaması bildiğiniz üzere sabah saatlerinde meydana gelmişti ve sabahtan itibaren haberi çeşitli ajanslardan okumuş ve incelemiştim. Patlamada şehit düşenlerin isimleri belli olduğunda gerçekten isim olarak hiç dikkat etmemiştim çünkü her geçen gün gelen şehit haberleriyle artık şehitlerin isimlerini tek bir isim olarak görüyor ve hepsine bu vatan için şehit düşen “Mehmetçik” diyordum. Fakat sosyal medyada bir anda karşıma Duha Beker’in fotoğrafı çıkınca gerçekten istemsiz bir şekilde “eyvah” dedim. Başımdan aşağı kaynar sular döküldü ve acısı yüreğime oturdu. O an hiçbir şey düşünemedim ve adeta oturduğum yere çöktüm.

Günün sonunda kafamda binlerce soruyla eve dönerken aklıma o cenazede göreceğim feryat ve figanlar geldi ve tüylerim diken diken oldu. Bugüne kadar hep tanımadığım Mehmetçiklerin cenaze törenlerinde yüreğim bu acıya el vermezken nasıl olur da çok yakından tanıdığım Duha Beker’in cenazesindeki o görüntüleri kaldıracaktım diye kendi kendime düşündüm. Ve ertesi gün Duha Beker’in son yolculuğuna uğurlanırken ki cenaze görüntüleri ajanslara düşmeye başladı ve korkarak o görüntüleri izlemeye başladım. İçim bir yandan kan ağlarken gözlerim adeta gözyaşını kucağında tutmuş ve gözlerimden aşağı atmayı bekliyordu.

Cenazede ilk önce al bayrağa sarılı tabutu geldi ve aklım kabullenemedi o güler yüzlü tatlı tebessümlü Duha’nın o tabutun içinde olduğunu. Sonra annesini gördüm Duha’nın kız kardeşi Elmasiye Beker ile bir köşede oturmuş ve erkek kardeşlerinin yanında sessizce ağlıyorlardı. İşte dedim yüreğim bu acıya nasıl dayansın ama onların gözünde ve hallerinde öyle bir vakur duruş vardı ki gerçekten o an onların içlerine sinen acının vatan uğruna şehit verdikleri kardeşlerini uğurlarken ki halleri bir ömür gözlerimden gitmeyecek. Acısı hep içimizde yaşayacak ama o ailenin nur yüzlü şehidini ebediyete uğurlaması da adeta Duha’nın sessiz yaşantısının bir göstergesiydi.

Duha Beker Yozgat’ın Akdağmadeni ilçesinde bulunan Güllük köyüne defnedildi. Köyde bugüne kadar hiçbir şehit cenazesi defnedilmemişti ve "Duha, Güllük köyünün ilk gülü oldu". Şimdi orada onun gül bahçesi kabrini yakınları ziyaret etmekte ve o kabirde yatan mübareklerde Dua ile gururlanarak mutlu olduğunu düşünmekteyim.  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Celâlettin Yünel Arşivi