Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Hint keneviri, ya da yeşil hazine

Hint keneviri, ya da yeşil hazine

Bugün, İstanbul’da Aynın Üniversitesinde “Sanayi Keneviri Forumu” var ve bu akşam da biz Akit TV’de saat 21.00’de Derin Gerçekler’de bu konuyu konuşuyoruz.

Esrar! Sırlar demek. Bana kalırsa esrar uyuşturucu kataloğunda yer almalı, tıpkı GAT gibi.. Bakın GAT esrardan daha hafif bir uyuşturucu. GAT kullanan biri bisiklete biner gider.. Ama GAT kontrolden çıkınca Yemen’i bitirdi. Uyuşturucu kullanımı bugün % 80’ler seviyesinde. İmam bile GAT kullanmaya başladı. GAT’tan esrara, esrardan eroine geçmek mümkün. Bu arada bunun tersi de mümkün. Bana kalırsa sigara/tütün, “ot” dedikleri enfiye, tütünün başka kullanım türevi olan nargile de aynı kategoride değerlendirilmeli.

Aslında şeker de zehir! En tatlı zehir şeker olmalı. Şeker sigaradan daha az zararlı değil!

Bu işin suyu çıktı. Tiner de uyuşturucu, bir takım solventler de. Bali denen yapıştırıcı buna basit bir örnek.

Endüstride hemen her sektörde solvent kullanılır. Solventler, içerdikleri kimyasal maddelerin özelliklerine göre “tehlikeli madde” ve kullanım sonucunda da “tehlikeli atık” olma özelliği gösterirler. Artık, kullanım şekline dayalı olarak ayrıca “Uyuşturucu madde” olarak da tanımlanması gerekir.  Etkilenmesi açısından boya, vernik, cila imalatı, metal parlatma, mürekkep üretiminde bir tür çözücü, kimyasal maddeleri, tekstil, kırtasiye, printer boyaları, yapıştırıcıları,  uhuları, balileri, veya pantolondaki çamuru, tavadaki yağı çözen; yani bunları oluşturan moleküller arasındaki bağları koparıp kendi moleküllerine tutturan sıvılar için kullanılan solvent dediğimiz şey de tahriş yapan, yanan, yakan bir madde olması yanında uyuşturucu etkisi gösteren bir kimyasal. Peki solventi yasaklamayı düşünüyor muyuz?

Yani, demem o ki, madem solventi yasaklamıyorsunuz, o zaman keneviri niye yasaklıyorsunuz.. Bıçağın da kötü kullanımı tehlikelidir. Ama bıçağı yasaklamıyoruz. Hint kenevirini niye yasaklıyoruz o zaman.

“Hint keneviri”ni de tıpkı afyon ekimi gibi kontrollü bir şekilde yapamaz mıyız?..

Kontrol dışı ekim ve kullanım mutlaka olacaktır. Ama hukuki yaptırım ve maliyet, kimyasal/sentetik uyuşturuculardan daha az ceza ve maliyetle bulunabilirse, en azından çocuklarımız için ölümcül, geri dönüşü ve telafisi çok daha zor bir beladan daha az bir riskle kurtulabiliriz.

TBMM’deki, İKTİDAR’daki kardeşlerimiz, NARKOTİK’çi kardeşlerimizin bu konuyu bu çerçevede yeniden düşünmesi gerekir.

Bu arada; esrarın biyolojik bağımlılıktan daha çok psikolojik bir bağımlılık yaptığını, bağımlılıktan kurtulmak konusunda, diğer eroin ve sentetik uyuşturuculara göre daha kolay olduğunu da hatırlatalım. Esrar kullanıcılarının çevresine karşı kriminal riski daha düşük olup, bütün zararı, daha çok kendisinedir.

Peki, bu Hint keneviri nedir? Bakın Hint keneviri, şeker hastalığının tedavisi için ilaçtır aynı zamanda. Göz tansiyonu, artrit, romatizma, kalp, epilepsi, astım, mide, uyku bozukluğu, psikolojik rahatsızlıklar, omurga rahatsızlıkları, şeker, kanser gibi 250 kadar hastalıkta Hint kenevirinin etken maddesi THC kullanılıyor. Kemoterapinin yan etkilerinden kurtulmak için de kenevir bir imkân sunuyor.

İşin içinde ilaç firmaları, gıda firmaları, enerji firmaları da var, yasak lobisi olarak. Rothschildler de var, Dupont da, Rockefeller de..

Tütün, Hint kenevirinden biyolojik anlamda daha fazla bağımlılık yapıyor ve daha zararlı biliyor musunuz?.. Alkol de öyle..

1 dönümlük kenevir tarlası, 25 dönümlük orman kadar oksijen üretir. Bir dönüm kenevirden, dört dönüm ağaca eş kâğıt çıkar. Düşünün, bir ağaç 20-50 yılda yetişirken kenevir dört ayda yetişir. Yılda 3 mahsul alabilirsiniz. Ağaç 3 kez kâğıda dönüştürülebilirken, kenevir 8 kez dönüştürülebiliyor.

Tohumunun besin değeri, insan ve büyükbaş, küçükbaş, kümes ve kanatlı hayvanlar için idealdir ve protein değeri ise çok yüksektir. İçindeki iki yağ asidi doğada başka hiçbir yerde yoktur ve kolesterol dostudur. Omega 3-6-9 yağlarını taşır.

Bakın, plastikten elde edilen ürünlerin tümü, daha sağlıkla ve kolaylıkla kenevirden üretilebilirler. Petrol türevlerin çevre ve sağlığa zararından da korunmuş oluruz.Kenevir plastiği çok kolayca doğaya dönüşebiliyor. Petro-kimya ürünü plastik ise doğada uzun süre kalıyor. Keneviri yapı izolasyonunda da kullanabilirsiniz, kompozit ürün olarak da, kenevir bazlı asfaltlar asırlarca bozulmadan kalabilirler. Binaların yalıtımında kullanıldığında son derece dayanıklı, ucuz, esnek ve zararsızdır. Boya ve vernik üretiminde olağanüstü ucuz ve verimlidir, dayanıklılık etkileri vardır.

Kenevirle sabun da üretebilirsiniz, şampuan da, deterjan da. Kenevirden üretilen bu ürünler ve kozmetikler tabiata zarar vermez ve suları kirletmezler.

Keneviri biyoyakıt olarak da kullanabilirsiniz.

Keneviri uyuşturucuya geçiş için kullananlarda olduğu gibi, eroin ve kokainden geri dönüş içi kullanmak da mümkün. Kimyasal uyuşturucu bağımlılarının geri dönüşü için de kenevir bir ara çözüm olabilir. Kenevirin AIDS ve kanser tedavisinde kemoterapi ve radyoterapi etkilerini azalttığı ve radyasyon temizlemede faydalı olduğu artık biliniyor.

Bakın, 250 endüstriyel ana maddeden üretilen 2500’e yakın nihai üründe, doğrudan ya da dolaylı olarak kenevir ürünlerinin kullanılması mümkün. Tekstilden gıdaya, ilaçtan kozmetiğe, petrokimya ürünlerinden inşaat sektörüne kadar, zırh üretiminden kompozit ürünlere kadar her yerde ve her alanda kenevir kullanmak mümkün. 

ABD’ye karşı alkoloid zaferini Erbakan kazandı. Kenevir savaşını da Erdoğan kazanabilir. Bugün Afyon Bolvadin Alkoloid Fabrikası Türkiye’nin ilk en büyük 1000 firması içinde bulunuyor ve her yıl ülkemize, tarım sektörü üzerinden ve ilaç sektörü üzerinden yüz milyonlarca dolar kazandırıyor.

Bu arada, bize kenevir tarımını yasaklatan ABD’yi niye mahkemeye vermiyoruz. Yıllardır, on milyarlarca dolar kaybettik ve dışarıya fatura ödedik, çevreye zarar verdik. ABD’nin bunu tazmin etmesi gerekmez mi?!

Selam ve dua ile. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi