KADINLAR HER İŞTE ÇALIŞMALI MI?

KADINLAR HER İŞTE ÇALIŞMALI MI?

Kadın toplumun anası, öğretmeni, ustası, hocası, bakıcısı ve muhafızıdır. Kadın erkek her fert bir kadının eseridir. Sadece her başarılı bir erkeğin değil kadın-erkek tüm bireylerin arkasında tabii olarak bir kadın vardır. Yani hangi toplum olursa olsun sonuçta kadının eliyle işlenip şekillenmektedir. Ancak kadının tüm bu fazilet ve erdemleri taşıyıp nesillere aktarması, Allah (cc) ın kendisi için çizdiği sınırlar dahilinde hareketiyle mümkündür.
İşte bu sebeple kadın önemlidir ve hayatı, “mide ve uçkurdan” başka bir tabirle “yatak odasıyla mutfak arasında gidip gelmek” ten ibaret kabul eden embesillere bırakılmamalıdır. Zina tartışmaları sırasında; “beden benimdir istediğim gibi kullanırım” pankartı açan bazı zavallı kadın müsveddelerine rağmen bırakılmamalıdır.
Bilindiği üzere şu an yaşamakta olduğumuz sosyal problemlerin hemen hepsinin temelinde ahlaki yozlaşma vardır. Ahlaki yozlaşmanın da merkezinde kadın vardır. Daha doğrusu değişik zaafları nedeniyle bu konuda alet olarak en çok kadın kullanılmaktadır.
Eskiden sadece giyim mağazalarının vitrinlerinde cansız kadın maketleri/mankenler kullanılırdı. Şimdi olur olmaz tüm işlerde kadının endamı sesi canlı bir vitrin malzemesi olarak kullanılmaktadır. Her sektör mutlaka santralına nazik ve alabildiğine cilveli bir bayan sekreter almaktadır. Pazarlama departmanlarında yine özellikle sesi nağmeli bayanlar tercih edilmektedir. Kısacası kadın kullanılmaktadır.
İşte bu kullanım yollarından biri de kadının olur olmaz her işte çalıştırılmasıdır. Kadın hiç çalışamaz demiyoruz. Hatta bazı işler vardır ki tam kadının fıtratına göredir; hemşirelik, çocuk, yaşlı ve engellilere bakmak, anaokulu, ilkokul, kız lisesi vb sadece bayan içerikli bütün eğitim ve öğretim kurumları gibi.
Tabi İslami kurallara uygun olduktan sonra, yani çalışma alanı, servisi, yemekhanesi vs ihtiyaç alanlarının tamamında erkeklerle iç içe olmayacakları (orijinal tabirle haremlik selamlık / laikçiler kızmasın) şekilde olursa, tekstil, gıda üretim ve işleme sektörü vb yerlerde de çalışmasında şer’an bir sakınca yok. Ancak taktir edersiniz ki günümüzde ve ülkemizde İslami ahlak, ve ahkamdan bahsetmek adeta suç sayılır oldu.
Asırlardır bu İslami değerler uğruna canını kanını sebil eden bir ümmetin evlatları bu gün bu değerleri savunanları gericilik, yobazlık, çağ dışılık vb yaftalarla yaftalamakta ve ellerinden gelse onları bir kaşık suda boğmaya kalkacaklar. Bu değerlere iman eden bir çok insan da kendini bu batı kompleksine kaptırmış ve koy vermiş durumda. Akif’in dediği gibi;
Hareket yok, his yok, acı yok, leş mi kesildin?
Hayret veriyorsun bana sen böyle değildin…
KADININ ÇALIŞMASININ MAHZURLARI
1. Ahlaki dejenerasyon / ahlaksızlığı körükleme…
Kadın fıtraten nazik ve kibar yaratılmış, İslami ahlaktan mahrum bırakılmış olan kadın, ayrıca dikkat çekmek için, kırıtma, sırıtma, cilve, enva-ı çeşit makyaj vb kadınlık sanatlarını icra ederek tüm mahremiyetini ortaya sermektedir. Bunun sonucu olarak karşı cinsi tahrik ve cezb etmekte ve çok yönlü haramlar silsilesine sebep olmaktadır.
Bu gün kadın çalıştığı iş yerlerinde tamamen erkeklerle yan yana iç içe çalışmakta, aynı pozisyonda servislerle iş yerine gitmekte, bu gidiş gelişler çoğu kere gece yarılarında olmaktadır. Bir çok defa tek erkekle baş başa halvet durumları yaşamaktadır. Tüm bunların gerek erkek gerek bayan üzerinde çok ciddi olumsuz etkileri vardır.
Efendimiz (sav) birden fazla hadislerinde zinanın sadece cinsel organlarla olmadığını, tüm organlarla şehvet içerikli yapılan davranışların zina olduğunu net olarak ifade etmektedir.
Adına flört, beraber yaşam, arkadaşlık vs isimler verilen zina türleri töredi. Daha vahimi ise bu ahlaksızlıkların çağdaşlık ve ilericiliğin simgesi olarak kabul görmesi. Porno ve erotizmin bir sektör olması neyin nesi? Çocuklara dahi reva görülen cinsel istismar vs. vs…
2. aile düzeninin sarsılıp dağılmasına sebep olması…
3. kadında kendine yeterlilik duygusunu geliştirerek eşine saygıyı yok etmesi…
Çalışan kadın istese de eşinin ve çocuklarının hizmetlerini gereği gibi göremez. Çocukların eğitimiyle ilgilenemeyeceği için çocuklar anne şefkatinden mahrum yetişip merhamet ve saygıdan uzak büyürler. Bu da ailede sorunlara sebep olur.
Çalışmanın ağır yükü ve streslerle yoğrulup yorulan kadın evine geldiğinde eşini teselli edip yorgunluğunu almak şöyle dursun kendisi teselliye muhtaçtır. Erkek de aynı durumdadır dolayısıyla her ikisi sinir küpü olarak evlerine dönmüşlerse yandı gülüm keten helva durumları…
4. Ayrıca kadın kendi ekonomik bağımsızlığını kazanmışsa eşine karşı sen sensin ben benim havasındadır. İtaat ve saygı olayı bitmiştir. Saygı olmayınca sevgide doğal olarak bitecektir. Son yıllarda dağılıp savrulan aileler neden dağılıyorlar? Sebepler belki farklı ama en büyük sebep kanaatımca kadının evinin hanımı olmaktan çıkıp piyasa kadını olmasındandır.
5. nüfus gelişimine olumsuz etkileri…
6. neslin oluşum, gelişim ve eğitimine olumsum etkileri…
Çalışan kadın evinin hanımı gibi rahat çocuk sahibi olamayacağı gibi, olan çocuklarıyla ilgilenmesi de mümkün değildir. İlk ve en etkin öğretmen ve rehber annedir. Ana okulu kreş vs ortamlar annenin yerini asla dolduramazlar.
Anne şefkatinden mahrum yetişen çocukların ruh dünyaları alt üst olur, fiziki dünyaları da ondan geri kalmaz. Sonuç olarak psikolojileri çökmüş ruhları paramparça olmuş bir nesil. Bu neslin oluşturacağı toplum nasıl bir toplum olur? Yarınına güvenle bakabilir mi? İşte batı alemi; ahı gitmiş vahı kalmış. Aklımızı başımıza devşirmezsek bizim de geleceğimiz pek parlak görünmüyor.
7. kadının kendisine fiziki ve manevi zararları…
8. kadının cinsel bir objeye dönüştürülmesi ve hoyratça istismarı…
9. işsizliğe olumsuz etkileri…
piyasada çalışan kadınların evinin hanımı olan kadınlar gibi manevi dünyalarını imar etmeleri mümkün değil. İstisnalar kaideyi bozmazlar. Piyasa kadının fiziki yapısını da çok yıpratmaktadır. Yaratan Allah (cc) iki cinsin farklılığına göre onlara sorumluluk yüklemiş; erkeğe nafaka ve tüm dış işler, kadına ise iç işler ve annelik. Bunun aksi cinslerin yaratılışına terstir. Meşhur tabirle ata et aslana ot vermek gibi.
Çalışan kadının ne denli istismar edildiğini hepimiz iyi biliyoruz. Cahiliye döneminde kadın pazarlanan bir meta durumundaydı diye haklı olarak hep eleştirilir. O halde bu günün kadını da çağdaş! Uygar! İlerici! Cahiliye dönemini yaşamaktadır.
İşsizlik bu gün tüm dünyanın öncelikli sorunları arasındadır. Bunun en kestirme yolu erkeklerin fıtratına uygun işlerden kadınlar çıkarılıp evinin hanımı yapılsın sorun çözülüverir. İşsizlik neticesi nice erkekler intihara kadar gidebilmektedir. Çünkü onların çalışacağı yerler kadınlar tarafından işgal edilmiş.
Evin bütçesine katkı diyorlar, halbuki piyasa kadını çalıştığının neredeyse tamamını makyaj malzemesi, güzellik salonu ve kontör masrafına yatırmaktadır. Gerçekten çalışmak zorunda ve istisna olan bacılarımdan özür diliyorum. Ancak piyasada görüp yaşadıklarımızda malum… ayrıca çalışacak kadına evinin işi ve çocuklarının bakımı ve eğitimi yeterde artar bile..
Şu ayet ve hadisi şerifleri tefekkür edelim.
“Erkekler, kadınların yöneticileri/ koruyup kollayıcilarıdırlar. Çünkü Allah, insanların kimini kiminden üstün kılmıştır. Bir de erkekler kendi mallarından harcamakta (ve ailenin geçimini sağlamakta)dırlar. İyi kadınlar, itaatkârdırlar. Allah’ın (kendilerini) koruması sayesinde onlar da “gayb”ı (eşlerinin mal ve namuslarını) korurlar. (Evlilik yükümlülüklerini reddederek) başkaldırdıklarını gördüğünüz kadınlara öğüt verin, onları yataklarında yalnız bırakın. (Bunlar fayda vermez de mecbur kalırsanız) onları (hafifçe) dövün.14 Eğer itaat ederlerse, artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Şüphesiz Allah, çok yücedir, çok büyüktür.” (Nisa 4/34)
“Ey Peygamber’in hanımları! Siz, kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Eğer Allah’a karşı gelmekten sakınıyorsanız (erkeklerle konuşurken) sözü yumuşak bir eda ile söylemeyin ki kalbinde hastalık (kötü niyet) olan kimse ümide kapılmasın. Güzel (ve doğru) söz söyleyin.
Evlerinizde oturun. Önceki cahiliye dönemi kadınlarının açılıp saçıldığı gibi siz de açılıp saçılmayın. Namazı kılın, zekâtı verin. Allah’a ve Resûlüne itaat edin. Ey Peygamberin ev halkı! Allah, sizden ancak günah kirini gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor.” (Ahzab 33/32,33)
“Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve mü’minlerin kadınlarına söyle, cilbaplarını/bedenlerini örtecek elbiselerini giysinler. Bu, onların tanınıp incitilmemelerine de daha uygundur. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.” (Ahzab 33/59)
"Bir kadınla yabancı bir erkek, iki ikiye muhatap olur, baş başa kalırsa bunların üçüncüsü şeytandır!" “muhakkak ki kadın avrettir. Dışarı çıktığında şeytan onu gözetler (aldatmak için fırsat kollar). Kadının Rabbinin rahmetine en yakın olduğu an evinde olduğu zamandır.” (Tirmizi, ibni Mes’ud tan)
"Her bir dinin kendine has bir ahlâkı vardır. İslâm'ın ahlâkı hayadır."(Muvatta, Hüsnü'1-Hulk 9, (2, 905); İbnu Mâce, Zühd 17, (4181, 4182).
Hakim İbnu Mu'âviye babası Mu'âviye (radıyallahu anh)'den anlatıyor: "Ey Allah'ın Resülü! dedim, bizden her biri üzerinde, zevcesinin hakkı nedir?'' buyurudular ki: "Kendin yiyince ona da yedirmen, giydiğin zaman ona da giydirmen, yüzüne vurmaman, takbîh etmemen, evin içi hariç onu terketmemen." (Ebu Dâvud, Nikâh 42, (2142, 2143, 2144).

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi