LütfüOflaz'la Sohbet

LütfüOflaz'la Sohbet

Kriz inişe değil halkın sırtına binişe geçti!

Kriz inişe değil halkın sırtına binişe geçti!

- Lütfü Bey; Başbakan Erdoğan, "Kriz inişe geçti" derken, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan da dünyanın en güçlü ekonomilerinden biri olduğumuzu söylüyor. Sizin bu konudaki düşünceniz nedir?
- Bence kriz inişe geçmedi, binişe geçti! Halkın sırtına binişe geçti! Başta peş peşe yapılan doğalgaz ve elektrik zamları olmak üzere iğneden ipliğe yapılan zamlar vatandaşın sırtına iyice bindi. İşsizlik deseniz, o da inişe geçmedi. Nitekim son açıklanan rakamlara göre işsizlik yüzde 146.9 arttı. İşsizler ordumuz dünyanın en büyük ordusu olmaya doğru bir adım daha attı. Peki ekonomimizde inişe geçen ne? En başta ihracatımız inişe geçti. İhracatımız Kasım ayında yüzde 22.3 oranında düşüverdi. Daha da kötüsü, Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı, ihracatın düşmeye devam edeceğini söyledi. Sanayi üretimimiz deseniz, Ekim'de yüzde 8,5 düştü ve giderek daha da düşeceği sinyalini verdi. Sadece ihracatımız, sanayi üretimimiz değil, iç piyasadaki alış verişler de inişe geçti. Bu da esnaf için ölüm fermanı demek değil mi? Bunlara ilaveten Merkez Bankası Başkanı da, "Ülke olarak kıtlık dönemine giriyoruz" dedi. Demek ki Başbakan Erdoğan'ın dediğinin aksine kriz inişe geçmedi; vatandaşın, üreticinin, ihracatçının, esnafın sırtına binişe geçti! Başbakan Erdoğan'ın "Kriz inişe geçti" demesi gerçekçi değil de, Maliye Bakanı Unakıtan'ın dünyanın en güçlü ekonomilerinden biri olduğumuzu söylemesi gerçekçi mi? Türkiye dünyanın en güçlü ekonomilerinden biri olsa hiç IMF kapılarında yeni bir anlaşma yapmak için bekler mi? IMF'nin yeni anlaşma için şart koştuğu "Çalışanlar ile emeklilerin maaşları artmasın, sağlık harcamaları azaltılsın, KDV yüzde 8'den yüzde 18'e çıkartılsın, büyüme sıfırlansın" gibi istekleri yerine getirildiğinde, kriz vatandaşın sırtına daha da binecek. Ülkemizde milyonlarca insan zaten IMF'nin ekonomik politikalarının kurbanıyken, IMF'yle yeniden anlaşarak milyonlarca insanımız daha IMF'nin ekonomik politikalarına kurban edilecek.
KUZU KURDUN, CHP LORDUN!

- CHP yerel seçimlerde Murat Karayalçın, Ercan Karakaş, Mehmet Moğultay gibi birçok eskimiş ve yaşlanmış siyasetçiyi belediye başkanlığına aday gösterecekmiş. Ne diyorsunuz buna?
- Kuzu kurdun, CHP lordun diyorum! Daha doğrusu, CHP halkı değil, asilzadeleri temsil eden lordların diyorum! Nitekim kurt kılıklı bu lordlar CHP'yi kuzu gibi yemedi mi? Üstelik CHP’li lordlar halktan kopuk oldukları gibi, hepsi de yaşlılığın, eskiliğin temsilcileri. Eh yaşı 70’i geçmiş, eskimiş Deniz Baykal’ın genel başkan, yine yaşı 70’i geçmiş, eskimiş Önder Sav’ın genel sekreter olduğu bir partiye de onlar gibi yaşlanmış, eskimiş belediye başkan adayları yakışmaz mı? Acaba CHP yöneticileri Türkiye’nin nüfusunun üçte ikisinin genç olduğunu bilmiyorlar mı? Genç seçmenin karşısına yaşlanmış, eskimiş, yıpranmış adaylarla çıkmanın fevkalade yanlış olduğunu fark etmiyorlar mı? Genç seçmenin karşısına yaşlanmış, eskimiş, yıpranmış adaylarla çıkan bir partinin seçimi kazanmasının, seçimden birinci parti çıkmasının hiç ihtimali var mı? Yahu bugün dünyanın en güçlü ülkesi ABD’nin Başkanı Obama henüz 47 yaşında. Yani çoğu CHP yöneticisinin, çoğu CHP belediye başkan adayının oğlu yaşında. Dünyayı yöneten bir ülkenin başkanı böylesine gençken, nüfusunun üçte ikisinin genç olduğu Türkiye’yi, Türkiye’nin illerini, ilçelerini yönetmeye aday olan CHP’lilerin böylesine yaşlı, eski, yıpranık kişiler olması yanlış bir seçim değil mi? Gerçi CHP’nin sadece yöneticileri, belediye başkan adayları yaşlı, eski değil ki. CHP’nin fikirleri de, söylemleri de hayli yaşlı, eski. CHP’nin artık seçmenin karşısına yaşlanmış, eskimiş adaylarla çıkmaması gerektiği gibi, eskimiş fikirlerle, söylemlerle çıkmaması da gerekmez mi? Lafta yenilikçiliği kimselere bırakmayan CHP’nin eskici dükkanı gibi olması hazin bir çelişki değil mi?

GENELKURMAY ABD KARŞITI MI, ABD YANLISI MI?

- Siyasi anlamda Doğu Perinçek'in hocası sayılan Mihri Belli, "Doğu Perinçek, askeriyeye yakın olmadığımız için bizden ayrıldı. Perinçek darbe kışkırtıcılığı yapmış olabilir. Vakti zamanında Deniz Gezmiş ile Doğu Perinçek arasındaki çekişmede biz Deniz Gezmiş'in tarafını tuttuk" şeklinde önemli açıklamalar yaptı. Mihri Belli'nin bu açıklamalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Doğu Perinçek'in askeriyenin başı olan Genelkurmay'a her zaman yakın olduğunu, politik tahlillerini Genelkurmay'a bakarak belirlediğini sadece Mihri Belli söylemiyor. 12 Eylül 1980 askeri darbesine kadar Doğu Perinçek’in partisindeki en yakın yardımcıları da bu çelişkileri bugün konu edip onu eleştiriyor. Mesela bunlardan biri, “12 Eylül askeri darbesinin olduğu gün bile Doğu Perinçek, ‘Bu darbe sağcılara karşı yapılmış sol bir darbedir’ diyordu ve özellikle Genelkurmay Başkanı Kenan Evren’e olan güvenini dile getiriyordu. Ancak ne kadar yanıldığı çok geçmeden anlaşıldı” diyor. Hele de Doğu Perinçek’in son yıllarda savunduğu Genelkurmay’ın ABD karşıtı tavır aldığı şeklindeki görüşlerinin gerçeği hiç yansıtmadığı görülüyor. Çünkü Doğu Perinçek bir taraftan Genelkurmay’ın ABD karşıtı tavır aldığını söylerken, diğer taraftan da Ergenekon Operasyonu’nun ABD’nin tezgahladığı bir operasyon olduğunu söylüyor. Ve de çelişkiye düşüyor. Öyle ya, Ergenekon Operasyonu Genelkurmay Başkanlığı’nın izni ve desteğiyle başlatılmadı mı? Eğer Doğu Perinçek’in söylediği gibi Ergenekon Operasyonu ABD’nin tezgahladığı bir operasyon ise ve Genelkurmay da ABD karşıtı tavır almış ise, hiç böyle bir operasyona izin de, destek de verir miydi? Kaldı ki Doğu Perinçek’in Genelkurmay’ın ABD karşıtı bir tavır aldığı, Kuzey Irak’ta ABD’nin kurduracağı bir Kürt devletini savaş sebebi sayacağı görüşünü ortaya attığı günlerde ABD askerleri Türk subaylarının başına çuval geçirdi. Genelkurmay ise buna en küçük bir tepki bile vermedi. Hadi bunları da geçelim; Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, bu makama oturur oturmaz yaptığı ilk konuşmada, “Türk Silahlı Kuvvetleri ile ABD Silahlı Kuvvetleri arasındaki işbirliği mükemmel seviyededir. Bu işbirliğini koruyup kollamak da başlıca görevimizdir” diyerek adeta ABD’ye olan bağlılığını ilan etmedi mi? Böylelikle de Doğu Perinçek'in dile getirdiği Genelkurmay'ın ABD karşıtı tutum aldığı görüşü iflas etmedi mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
LütfüOflaz'la Sohbet Arşivi