Abdurrahim Karakoç

Abdurrahim Karakoç

O türküler devam ediyor

O türküler devam ediyor

Gençtik daha... Ne ayıyı görmüştük, ne de ahlatın nemenem bir şey olduğunu bilirdik...
Büyüklerimiz söylerlerdi:
“Ayının kırk türküsü var, kırkı da ahlat üzerine...”
Ahlatın yabani armut olduğunu öğrendik bilahere... Ayı dedikleri hayvanı ise, gazete köşelerinde görüp tanıdık...
Baksanıza:
Kendi kendini birinci kuvvet mertebesine ışınlayan, hem de başarılı olan büyük patron ve avenesi her gün, her saat Müslüman bildiklerini taşa tutuyorlar...
Ah arkadaşım ah!..
Eğer Müslüman kimlikliler sağlam şekilde Müslüman olsalar, gidip Mekke’de şeytan taşladıklarından ziyade kartel ayılarını taşlarlar...
Nerede???
Kartelcilerin sadaklarına ok, dudaklarına b..k taşıyan zavallı ve idraksiz bencillerden arzu edilen Müslüman çıkmıyor işte...
Onlarsa,
Büyük ve iri patronlarından aldıkları komut icabı değme gâvurun el sürmeyeceği çirkin taşları savuruyorlar dindarlara...
Hepsi nafile...
Dolaylı vuruşlarla ne Müslüman tükenir bu ülkede, ne de iri patron dünyayı yutabilir...
Bütün çırpınışlar siyasi üstünlük sağlama üzerine...
CuHaPa yandaşı, hatta CuHaPa’dan üçyüz mızrak boyu önde yürüyen, takım-taklavat Baykalcılık derekesinde dönüp/dolaşan avene bilir ki, karıştırıcılıkla, inançsızlıkla bir yere varılmaz...
İki gün önce para verip almadığım, almayacağım, bir gazete gözüme ilişti... Ne kadar yazarı-çizeri varsa tek metin üzerinden yağlama/yıkama ile taşlama/haşlama eylemi yapmaktalar... Hiçbir orkestrada aynı delikten aynı ses çıkmaz...
İri patronun uşakları yektadır bu hususta...
Ha, onların değirmenine su taşıyan ahmak Müslümanlar yok mu?
Hem de tahmininizden çok...
Çünkü, kendi silikliklerini kamufle etmek için far/furcu gevezelik yapmakta görüyorlar geleceklerini...
Tanınmış bir kişi hatasından döner de insanlık çığırına girerse, başlıyorlar çakallık naziresine...
Ne oluyorsunuz söyleyiniz...
Hayırdan şerre, imandan inkâra dönüş yapanları biz, bizimkiler hiç kaale almıyor...
Doğrudur,
Dönmüşse dönmüş... Hele kendi ağzıyla ben “döneğim” diyorsa kime ne?
Amma o dönek... Yani, iri patronun sivri saldırganı, bir başkası gittiği yolun yanlışlığını idrak ederse, şerden hayra dönüş yaparsa, üstelik Hac’ca giderse, saldırıyor da saldırıyor...
Ne oluyorsun bre dönek?
Sen cahiliye dönemine dönersen, birileri de hidayete döner...
Kendini yırtma olur mu?
Ne dedin?
Patronun ekmeğini mi keser?
Ekmeği ancak Allah keser ahmak... İri patronun kaprislerine alet olmakla, yap dediğini itirazsız yapmakla dünyada belki bir miktar maddi menfaat elde edersin... Amma sen öteyi düşün...
İnsanım iddiasındaki bir kişinin kırk türküsünün kırkı da inkâr ve iftira üzerine ise, onun insanlığı şüphelidir...
İnanmayan gitsin sayın Baykal’a sorsun...
Neden Baykal’a?
Sayın Baykal, ilk günlerin mağduru gözükürdü, son günlerin mağrur filozofudur da onun için...
İğreti birinci kuvvete göre Baykal ve partisi pasif... Halbuki iri patronun uşakları gibi cevval olmalılar... Bir aykırı kadınla hiç takdire şayan sayılır mı CHP?
O aykırı kadın ve benzerleri muhtemelen CHP’nin başını ağrıtacaklar... İri patron da kızıyormuş duyduğumuza göre...
Yani, ahlat türküsünde çentik sapmaları vaki olabilirmiş.
Olur elbette... Çünkü ayılar şehirlere inmiş...
Yetişir ey mübtedi, elini İslâm’dan çek
Görelim nerde ne var, çarşafları camdan çek
Çiğ çiğ çığlık atarak yorulma divanece
Bir elini şaraptan, birini İhram’dan çek.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahim Karakoç Arşivi