İki Mehmet ve İbrahim Şahin

İki Mehmet ve İbrahim Şahin

Yolu iki Mehmet’ten biriyle kesişen bir daha iflah olmuyor.
Ne kadar çırpınırsa çırpınsın, ne kadar didinirse didinsin, başı beladan kurtulamıyor.
İki Mehmet’in, biri Eymür, öteki Ağar.
Bu iki isimle geçmişte kim çalışmışsa, şimdi ya hapiste, ya mezarda.
Abdullah Çatlı, Tarık Ümit, Haluk Kırcı, İbrahim Şahin, Mahmut Yıldırım (yeşil) ve diğerleri.
Bu isimlerin bazılarını şu veya bu vesileyle tanıma imkânı buldum.
Mehmet’siz dönemleri ile Mehmet’li dönemlerinde çok farklı çizgilerde oldular.
Mehmet’siz dönemlerinde hiçbir menfaat hesabı yapmadan –vatan hizmetine –koşan, gözünü budaktan sakınmayan, ibadetini yapmaya çalışan insanlar, Mehmet’li dönemlerinde Ulufe peşinde koşan –Kelle avcılarına-döndüler.
İlkelerini, ideallerini kaybettiler.
Daha doğrusu, ilkelerini, inançlarını hasis menfaatlerinin vasıtası haline getirdiler.
Para için canavarlaştılar.
Vurdular, kırdılar, çaldılar, mafyalaştılar..
İbn-i Haldun, toplum Liderlerinin dini üzerinedir der.
Bu dönüşüm durup dururken olmadı.
Vatan, millet için sizi istihdam ediyoruz diyenlerin, vatan-millet adına soygunculuk yaptıklarını görünce, önce hayal kırıklığına uğradılar, sonra, başkaları bizim üzerimizden para kazanacağına, biz kazanalım dediler. Kendilerini yönetenlerin hastalıklarını, aynen tevarüs ettiler.
İbrahim Şahin 80 Yıllarda Siirt’te özel harekâtın başındaki kişiydi.
Etrafındaki insanların tamamı milli-İslami hassasiyetleri olan, Bölgeye, ya şehit ya gazi düsturuyla gelen insanlardı.
O tarihlerde Diyarbakır cezaevindeydim.
Şahin’in talimatıyla her hafta birkaç özel timci bizi(ülkücüleri) ziyarete gelirdi. Açık görüşlerde koğuşta vakit namazlarını cemaatle beraber eda ederdik. Oturuşları, kalkışları, tadil-i erkâna riayetleri madenlerinin işlenmiş olduğunu gösterirdi. Hepsi de aldıkları terbiyeyi Şahin’den aldıklarını söyler, ondan sitayişle bahsederlerdi.
Doğu görevleri bittikten sonra onları uzaktan takip ettim. Bazılarıyla da zaman, zaman görüştük. Şahin’in iki Mehmet’ten biriyle yolları kesiştikten sonra çizgisi de değişti. Para, pul, İstanbul, eski Şahin’i götürdü yerine yeni bir Şahin getirdi. Güneydoğu’da devleşen bir adam, Ankara-İstanbul hattında eriyip gitti.
On yıl önce, İbrahim Şahin darbecilerle, örgütçülerle, Kürdistan dağlarındaki kardeşlerine selam gönderen Yalçın Küçük’lerle beraber olacak deselerdi kimse inanmazdı.
Ama Şahin şimdi onlarla beraber.
Ölçü sağlam olmayınca, bu tip kırılmalar kaçınılmaz oluyor.
Çatlı’nın, Şahin’in, yeşil’in akıbetleri herkese ders olmalıdır.
Demek ki neymiş,
Körle yatan şaşı kalkarmış.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi