Serdar Arseven

Serdar Arseven

Ergenekon ve Yeni Anayasa!..

Ergenekon ve Yeni Anayasa!..

Hafta sonu, bir grup AK Partili yöneticiyle bir araya geldik...
Ergenekon operasyonları, Tuncay Güney'in açıklamaları hâliyle gündemimizdeydi...
Parti yöneticilerinden bir bölümü; TRT'nin “mantar hahambaşı” Tuncay Güney'i ekrana çıkartmasının “hatalı” bir tutum olduğu görüşünde birleşiyordu...
“Bu işi özel kanallardan birinin yapması çok daha uygun olurdu. Ergenekon davasını hükümetin yönlendirdiğini iddia eden çevrelerin eline koz verilmiş oldu” görüşü ağırlık kazandı.
Ben bu konuda herhangi bir görüş belirtmedim...
Tuncay Güney gibi çok şey bilen ve bilgi taşımasından dolayı da kafayı iyice sıyırmış durumda olan adamlar “serseri mayın” gibidir...
Bugün söyledikleri iyi gelebilir de...
Yarın öyle şeyler zırvalar ki, “Ne o istediğiniz yönde konuşunca hoşunuza gidiyordu” sataşmalarına cevap veremezsiniz!..
Öte yandan, TRT de bir “yayın kuruluşu.”
Tuncay Güney gibi “söyledikleri merak edilen” bir adamı ekrana çıkartıp, gazetecilere, siyasilere sorgulatmak “habercilik” bakımından iyi bir icraat...
Peki...
TRT bir “kamu yayıncısı” olarak bu işe karışmalı mıydı?..
Bu tamamen “siyasi” bir değerlendirme...
Gazeteci olmamız;
Meseleye “siyasi” değil de “mesleki” açıdan yaklaşmamızı empoze ediyor...
Ve bu durumda da...
“Köhnemiş” TRT'nin böyle bir “habere” imza atmış olmasını, takdir edesimiz geliyor.
Efendim, esas üzerinde durmak istediğim “mantar hahambaşı” konuşturulmuş, konuşturulmamış mevzuu değil aslında...
Ben, AK Parti yöneticilerine sorarken de ima ettim;
“Ergenekon rüzgârının önemli bir fırsatı da beraberinde getirdiğini” düşünüyorum!..
Evet;
“Yarsap cephesi”nin de ifade ettiği gibi bir yerlerde “korku” havası hâkim!..
Her bir “darbeci” ne yaptığını, ne gibi “pisliklere bulaştığını” çok iyi bildiğinden “ucu bana da dokunur mu?” diye korkmakta...
Bu “korkunun” medya boyutuna baktığınızda da, “Bunlar Anıtkabir'i de kazarlar!” ya da “İbrahim Şahin gibilerin cezalandırılmalarını biz de isteriz!..” türünden yaklaşımlar dikkatinizi çekiyor...
Demek istiyorlar ki;
“Birkaç günah keçisi bulalım...
Ve bütün suçları bunların üzerine yıkıp şu Ergenekon rüzgârından kurtulalım!..”
Demek istiyorlar ki;
“Daha fazla ileri gidilmesin!.. Ergenekon, 'Susurluk' denizinde boğulsun!!..”
Sayın Başbakan'ın, operasyonların “medya”ya da “uzanacağına” dair güçlü vurgularına nasıl tepki verdiklerini de hatırlarsınız!..
En “entel” takılan, en “sağduyunun sesi” takılan yazarları, “patron” talimatıyla iki yazı döktürdü;
“Başbakan böyle konuşmamalıydı, yargıya müdahale eder görüntü vermemeliydi” makamında...
Onun da talebi:
“Patronuma uzanma!..”
Evet, “korku havası” baskın!..
ETÖ “avı”nın nihai “teröriste” kadar götürüleceğini düşündüren “irade gösterileri”, böylesine “olumlu” bir “korku” havasının oluşmasını sağladı.
Ben bu havadan “istifade edilebileceğini” düşünüyorum...
Ve, hafta sonunda bir araya geldiğim AK Parti yöneticilerine “empoze etmeye çalıştığım” gibi, “Yeni Anayasa”nın geçirilmesi için “uygun” bir atmosferin oluştuğuna inanıyorum...
Rüzgâr önemli,
Avrupa Birliği rüzgârının gürül gürül estiği “bir önceki AK Parti iktidarı döneminde” bu durum bir “fırsata” dönüştürülebilmiş olsaydı...
Bazı “goller” atılabilirdi!..
Mesela;
Anayasa Mahkemesi üyelerinin hem de “oy birliği” ile, “Üyelik yapımızı değiştirin, bazı üyelerimizi TBMM belirlesin” teklifinde bulunmuş olmalarından da istifade, bu mesele halledilebilir...
Yüksek Mahkeme'nin “tıkayıcılık” misyonu büyük ölçüde ortadan kaldırılabilirdi..
O gün bu yapılmadığından;
AK Parti'nin ve ülkenin başına ne çoraplar örüldü, “başörtüsü” meselesi de ne çıkmaz yollara itildi!..
Bir başka sıkıntı:
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) bugünkü kompozisyonun ne denli “olumsuzluk arzettiği” son kararından da belli değil mi?..
ETÖ davasının savcısı Zekeriya Öz'ün terfisine “politik” kararla engel olan HSYK'nın yapısı da, “AB rüzgârı”ndan istifade değiştirilebilirdi...
Maalesef;
Karşımızdaki AK Parti yöneticilerinin de “kabul ettikleri” üzere, bu fırsatlar kaçırıldı!..
Şimdi...
“Ergenekon rüzgârı” esiyor!..
“Korku” rüzgârı!..
Bundan istifade etmek suretiyle, “Çağdaş Anayasa”yı geçirmek...
Nasıl olur?..
“Nabızlarını ölçmek için” sorduğumda...
AK Parti yöneticileri, “Hiç de faydalı bir adım olmaz” karşılığını verdiler.
Masanın o tarafı ile bu tarafı arasında elbette fark var!..
Ben, AK Parti’nin geçmiş dönem pişmanlıklarını da göz önünde bulundurduğumda, “faydalanılması gereken bir atmosfer”de olduğumuzu düşünüyorum...
Ve Ergenekon sürecindeki bu “korku havasının” dağılmasından sonra, böylesine “müsait bir atmosferin bir daha yakalanamayacağından” endişe ediyorum!..
AK Parti yönetimi ise farklı görüşte...
Bilemiyorum...
Yerel seçimlerden sonra böyle bir “adım” atılır mı?..
Meselenin bu tarafını da yokladım...
Erdoğan'a çok yakın olan iktidar mensuplarından biri...
Şöyle bir mesaj verdi:
“Yerel seçimlerden yüzde 50'nin üzerinde bir oyla çıkarsak, yeni anayasa gündeme gelir!”
Seçimden seçime...
Bekle.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi